bugün

Peyami Safa romanıdır. Romancılığını toplumsal yozlaşma ve bu yozlaşmanın kültürel ve ahlaki izdüşümleri üzerine oluşturmuş bir yazardan beklenen romandır aslında. işgal sırasında kaybettiği babasını arayan Mebrure adlı bir genç kızın, istanbul'da bambaşka bir yaşamla karşılaşması anlatılır. Orada insanlar bedensel arzularının esiridirler. Hayatı bir eğlence olarak görürler. Behiç'in bir zevk uğruna Mebrure'yi istemesi ve Mebrure'nin onunla ilgili gerçeği öğrenmesi.

--spoiler--
Behiç, frengili doğan çocuğunu diri diri toprağa gömmekten çekinmeyen bir insandır. Romanın tüyler ürperten bölümlerinden biridir.
--spoiler--

Yozlaşmayı, insanı içine düşürdüğü aciz durum ile birlikte veren Peyami Safa; romanda basit bir madde-ruh karşıtlığı yaratmadıkça romanını önemli kılmıştır diyebiliriz. Zaten çoğu romanı aynı tez üzerinden ilerler.
(bkz: peyami safa)
behiç ve nevin karakterleri günümüz gençliğiyle kıyaslandığında sütten çıkmış ak kaşık gibidir. biri yakışıklılığın ve piçliğin tarifi diğeri seksilik ve kaşarlığın. mahalle gençleri onlara bayılır.
üzüntü verici ya da hayal kırıklığı nedeni olan tarafı; beyaz atlı prenslerin çirkin en azından genç kızlık hayallarini süsleyen adamlar olamaması. ve tabi ki prenseslerin de beklenenden çok uzak olması.
demem o ki hatunlar açısından yakışıklı ama piç adamla eğlenmek çirkin ama efendi olanla evlenmek geçmişten bir miras sanırım. erkekler için de durum pek farklı değil elbette. her hatuna asılmak ama evlenirken bakire aramak hala revaçta.
kendileri hakkında "hantal bürokrasi tarafından kendilerine pembe nüfus cüzdanı verilmiş yaratıklardır." da denilebilir.
peyami safa kitabıdır.
yazıldığı tarihe bakıldığında peyami safa ne kadar da ileri görüşlüymüş dedirten kitaptır.
hakkında 5 tane giri olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradığım peyami safa eseridir.

zira bu eser en az 5 sayfa giriyi haketmektedir gözümde. gerek dönemin toplum üzerinde yarattığı çöküntüyü ortaya koyması, gerek bugün türk kadının, türk erkeğinin kısacası türk aile yapısının çözülmesinin ivmelenmesinin yarattığı sonuçlar açısından önemli bir romandır.

ismi aslında her şeyi anlatmaktadır. sözde kızlar...
peyami safa'nın romanlarından bir tanesi.
Sonu beklenilenin dışında mutlu biten peyami safa romanı.
bir de günümüz gençliğini mi anlatıyor ne.

inşallah dizisi mizisi olmaz. Amin.
1.25 kuruşluk oje kullanan kızlardır. ne alakası var demeyin. birtakım şeyler öyledir.
Peyami Safa'nın aynı adlı eserinden uyarlanan bu filmde başına türlü belalar gelen genç kız (filiz akın) morfinman olur, tecavüze uğrar ve hastane köşelerine düşer.Kötü yola sürüklenmek isteyen genç kızlar ve bir gencin mücadele öyküsü.
https://www.youtube.com/watch?v=a6xEbVjvKKg
Peyami safa'nın ilk dönem romanlarından biri.

1920 yılının istanbul'una götürür bizi. Anadolu'da müthiş bir direniş başlarken istanbul'da özellikle varlıklı kesimde hayat tüm ahlaksızlığı ile devam etmektedir. Gençlik, özellikle Nevin, Behiç ve siyret penceresinde müthiş bir yozlaşma görülür. Hatta öyle ki hasta bir bebeğin cinayeti bile bu ahlaksızlığı sonlandırmaz.

Kitabın en etkileyici bölümleri belma'nın intiharıdır. Belma sanki kollarınızda can verir.

Peyami safa'nın diğer romanlarının aksine mutlu bir sonla biter.
Peyami safa'nın kurtuluş savaşı dönemi istanbul'unu anlattığı romanlarından biridir. Aynı Fatih-harbiye gibi burada da şişli-cerrahpaşa vardır. Şişli, eğlencenin merkezi; Cerrahpaşa ise muhafazakârlığın merkezidir.

Roman aslında Yakup Kadri'nin sodom ve gomore ve Kemal Tahir'in esir şehrin insanları romanları ile örtüşüyor. Bir taraftan Anadolu'da işgalci güçlere karşı mücadele edilirken bir taraftan da istanbul'da karnı tok, eğlence içinde olan bir kesim vardır.

Romanda Mebrure, Manisa'dan çıkarak babasını aramak için istanbul'a gelir. Babası Yunanlılar tarafından esir alınmıştır. Onu bulmak için Bursa üzerinden istanbul'a akrabalarının yanına gelir. Paşa naif bey ölmüş eşi Nazmiye, kızı nevin ve oğlu Behçet vardır. Bunlar Şişli'de konakta batı yaşamına uygun bir hayat sürmektedirler. Siyret ise Behçet'in arkadaşıdır. Bir bankada çalışmaktadır.

Belma asıl adının Hatice olduğunu öğreniyoruz ve kardeşi Salih de Cerrahpaşa'da yaşamaktadırlar. Şişli sosyetesine girmek isterler. Belma'nın amacı aktris olmaktır. Behçet, Belma'ya yardım etmek amacıyla kandırıp onu kirletir. ( Kitapta yazar bir öğüt verme, ahlâkî ders verme amacı vardır. Pek çok kez bu ifadeler geçtiği için bu şekilde ifade ediyoruz.) Behçet'in Mebrure'ye ilgi göstermesi, ona sahip olmayı istemesi üzerine tüm gerçekleri ortaya döker Belma. Hasta yatağında frengi hastası Behçet'in kendisinin dünyaya getirdiği çocuğu nasıl öldürdüğünü anlatır Mebrure'ye. Abisi Salih, yaşananlardan dolayı çıldırır. Mebrure'ye en çok destek olan nadir ve fahri'dir. Fahri, Anadolu çocuğu, posta idaresinde çalışır. Behçet'in Anadolu'ya gitme karndırmacasına karşılık fahri ona gerçek anlamda sevmektedir. Babasından haber alır, Amasya'ya çağırır. Bu yolculuğa ise çıkacağı kişi fahri olacaktır.

Yazar sözde kızlar derken sözde, kız şeklinde anlaşılabilir. Yani o dönemdeki eğlence hayatında birçok yaşamın geriye bırakıldığını belirtmek ister. Birçok defa Müslüman-türk vurgusu yapılır.
yanlış hatırlamıyorsam sıradan mahalle kızından aşüfteye dönüşen bir kızın hikayesini anlatıyordu. (başka bir kitapla karıştırıyor olabilirim)
güncel Önemli Başlıklar