henüz ergenliğe yeni adım atmışsınızdır ve kanınız kaynıyordur. genç olmanın getirdiği coşkulu haller ev içinde anne - babaya karşı posta koymalara ve sert çıkışlarla keskin hatlar belirlemenize sebep olur. birey olabildiğini zanneden taze bünye dünayayı bir ucundan tutsa silkeleyebileceği inancıdadır ve kararlarını kendi başına verebiecek olgunluğa sahip olduğunu düşünür. bu yaşlarda, ev içinde yaşanabilecek bir tartışma da bile genç insan tavrını ortaya koyar ve akabinde hemen pişman olacağı şu sözleri döker kuru dudakları arasından: ''ben bu evden gidiyorum ve beni artık bir daha hiç bir zaman göremeyeceksiniz'' ( ardından, konaklama ve beslenme ihtiyaçlarının nasıl ve ne şekilde karşılanabileceğine dair derin düşüncelere dalar; nitekim de dışarıda bir kaç saat takılıp kuyruğu kıstırıp usuk usul eve döner. ogün evde ağzını bıçak açmaz ve devam eden günlerde de hayata kaldığı yerden aynı çatı altında devam eder; alternatifsiz yaşam formunda )
''gelsin, yüzüne de söylerim n'olcak abi! ondan mı korkacam?'' dedikten hemen sonra, ardından atıp tutulan kişinin, hiç hesapta yokken bir anda ortaya çıkması; gitgide daha da yakınlaştığının farkedilmesi ve buna ilaveten tabansız bünyeyi saran yusuf yusuf temalı pişmanlık hali.
duygularını kontrol edemeyen, heyecanlı bünyelerin dudaklarından dökülecek türden sözlerdir. "o kapıdan çıkarsan bir daha geri dönemezsin" gibi. ancak atalarımız zamanında uyarmışlar; "Çok neşeli anınızda kimseye bir şey vaadetmeyin. Çok öfkeli anınızda kimseye yanıt vermeyin."
pişmanlıktan önce: ''bu sigara son abi, yeter yahu! paketi de attım, artık sigaradan kurtuluyorum; kararım kesin valla'' pişmanlıktan sonra: '' beyler! bana bi sigara versenize be! kafayı dumanlayayım hele bi! ehe ehe ehe''
''ben acı biberi çok severim hayatım, bir oturuşta en az yirmi biber leşim olmadan kalkmam sofradan'' denmesinin akabinde yavuklunun, ''garson bey, bize bolca acı biber getirebilirmisiniz mümkünse? arkadaşım bayılır da!'' demesiyle aynı anda vüdudu saran acı dolu bekleyiş