insan ilişkilerinde, ortaya koyduğun her ifade, o ifadedeki ses tonun, o ses tonuna eşlik eden yüz ifaden ve diğer sözel olmayan iletişim parçaları sana dair bir şeyler ele verir.
ve çok acı bir gerçek yüzüne yumruk gibi iner. başklarının gözünden kendine baktığında, engel olamadığın bir yabancılık hissine kapılırsın. kullandığın her kelime, gülüşün, onaylayışın, karşıya yansıttığın hatta yansıtmadığın her şey, iğrenç bir yığıntı haline gelir ve sen bu yığında kaybolursun. başkalarındaki "sen" seni korkutur. ağzından dökülen her kelime, karşındaki kişiye çarpar ve başka bir şeye dönüşerek geri seker. çatlak bir aynada, eğri büğrü benliğinden korkarsın. dehşete düşersin.
sonra susarsın. her kelimenin seni daha az sen yapacağını, sana ihanet edeceğini ve hiçbir zaman anlaşılamayacağını bilir hale gelince ölüm sessizliği kaplar seni. en iyisi susmaktır.
Hep yaptığım eylem. Hep sustuk be sözlik canımız yandı efendilik bizde kalsın dedik sustuk üzüldük ağzımızı bozmayalım dedik sustuk hor görüldük olsun mertlik bizde kalsın dedik yine sustuk ne mi oldu sonra yine kaybeden biz olduk canını yakarlar kırarlar üzerler seni tek kelime etmezsin susarsın kalp kırmak istemezsin ama bir gün dolar taşarsın sayar söversin işte o gün terbiyesizsin derler hayat böyle be sözlük sussan olmuyor konuşsan hiç olmuyor.
susmak; bazen başkalarının gördüğünden daha fazlasını, resmin arka yüzünü görmek ancak her şey tam anlamıyla ortaya çıkmadan yanlışa düşmemek, yargısız infaz yapmamak için konuşmamaktır. Dostoyevski nin bir sözü vardır; ''Bazen susarsın, yenilmiş sanırlar seni; eksik ve yaramaz. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz.'' diye. işte gün gelecek bugün çenelerini yoranlar işin aslını bilmeden konuşanlar susacak, susanlar konuşacak. ülkemizin üzerinde nasıl oyunlar oynandığını allah bilir. herkes bir şeyler söylüyor. ancak net ve delillerle konuşan insan sayısı çok az. sanki her haberde her konuşmada bir takım şeyler çarpıtılıyor, insanlar iddialar etrafında kandırılıyor gibi görünüyor. ama allah ın adaleti o kadar yüce ki bu ülke üzerindeki her bir masum ve temiz duygulara sahip vatandaşımız üzerinde oyun oynayan herkes elbet bir gün cezasını çekecektir. ülkemizin dışında yaşayıp bunca sene saman altından su yürüterek melek görünümlü şeytanlar ordusu kuran sözde hoca zatın foyasının ortaya çıktığı gibi bu güzel vatanımızda kirli oyunlar oynamaya çalışan her politikacı, her haberci, her memur, her iş adamı, her sözde asker yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.
paralel yapıya sırf iktidar düşmanlığı nedeniyle inanmayan her insan 15-16 temmuz da yaşanan terör eylemi niteliğindeki darbe girişimiyle bu yapının ne kadar gerçek olduğunu gördü. ancak sanılmasın ki türkiye gibi güzel bir ülkeye, bu cennet vatanımıza karmaşa getirmek isteyen adiler bu şebekeyle sınırlı kalsın. her bozguncu yok edildiğinde yenileri elbet ve maalesef çıkacaktır. iyiler ve kötüler arasındaki savaş kıyamete kadar sürecektir. umulur ki bu savaşta hem ülkemizde hem de dünyada gerçek(!) müslümanlar ve temiz kalpli insanlar galip gelsin. ve iyi bilinip de şerefini çoktan kaybetmiş, gafil ve aşağılık olan; bu vatanın ekmeğini yiyen ancak yediği ekmeği hak etmeyen bizim bilmediğimiz her türlü şarlatan hak ettiği cezayı allah tan bulsun.
ortada bir karmaşa ve bilinmezlik varsa bazen çok konuşmamak hatta susmak en iyisidir. gerçek er ya da geç ortaya çıkacaktır. tıpkı bugünlerde olduğu gibi. hak eden hak ettiği cezayı elbet bir gün bulacaktır. allah vatanımızı ve milletimizi korusun...
Bir halta yaramaz.
Siz susarsiniz karşınızdaki bi bok anlamaz kendi kendinizi yer durursunuz.
Aynı şekilde bi şeyleri anlayalim diye susanlar ben hicbi sey anlamiyorum haberiniz olsun.
abi tamam bazen erdemdir, bazen en güzel cevaptır, sessiz çığlıktır estek köstektir. anladık ama bu var ya bazı insanların elinde silaha dönüşüyor. sonra siz kurmaya, ne olduğunu anlamaya çalışırken deliriyorsunuz. bence en kötü diyalog bile sessizlikten güzel. eğer birisi bi sebepten size bunu yapıyorsa o insandan uzak durun. şöyle mi böyle mi diye düşünmeden uzaklaşın. en mantıklısı bu.
konuşmanın işe yaramadığı ya da onlarca denemeden sonra konuşmaktan pes etmek. bütün o acı ve üzüntü yüzüne çarparken çığlık atıp ağlamak bağırmak istese de kişi, susmaktır yaptığı. yalnız ve çaresiz kimsenin onun yanında olmayacağını kabullendiği için belki de. ya ne diyorum her neyse.
Susabilitesi yüksek kullanışlı bir insan olmayı ne çok dilemişimdir. Ve olanlara da çok imrenmişimdir.
Erdem. Marifet. Onca acı var ki. Kimileri acının acıyanın acıtanın dahi ne olduğunu bilmezken hemde Ve de yapabilene helal!olsun nokta.
Seni asla sevmeyeceğini bildiğin birine aşık olmak hayatınızın büyük bir kısmını susarak geçirmenize sebep olabilir. Susmak işte o zaman değer kazanır.