Dost kelimesine layık olmadıkları düşünülmektedir.
Bütün ülkeyi, tost yapıp, ham diye bitirme derdine düşmüşlerdir.
Suriyeli tostlarımızın, artık, fazla oldukları, yağlı ballı akan kaşarlarından dolayı, ülkemin gariban insanlarının, rahatsız olduğu bir gerçektir.
isviçre' ye, Fransa'ya filan gidin, bu ülkede balık istifi, zar zor yaşam mücadelesi verildiğini lütfen anlayın!!!
bu ülkenin gerçek(!) vatandaşlarından daha çok hakka sahip olan dostlarımızdır.
iett otobüslerine ücretsiz binen, istedikleri okulda hiçbir ücret ödemeden hatta burs alarak okuyan, kyk yurtlarında ücretsizce konaklayan dostlarımızdır.
kimsenin kendilerine yapılan yardıma, açılan kapıya itiraz ettiği yok. ancak sen, ülkenin evladına sağlamadığın imkanları başka ülke vatandaşına ücretsiz sunarsan sana orada dur derler. izlenen politika doğru değildir.
sen kendi vatandaşına, kendi yoksul halkına bakamazken hatta umursamazken elin yoksulunu nasıl doyuracaksın?
ben gaziantep topraklarında o dostları değil, asalakları görüyorum.. Güzelim şehri sikip attılar. Ne ev alınacağı ne de kiralama olayı kaldı. Bunların gelişini fırsat bilen kansız, şerefsiz ve adi ev sahipleri fiyatları 3 katına çıkardı..
Beyazıt'ta sanıyorum ki herkesi canından bezdiren dostlarımız(!). Esnafı soyan, çocukları dilendiren, yolda genç kızları taciz eden ... Maşallahları var yani. Bir de ''Aileleri katledildi onların ama yazıkkk'', ''insan onlardaaaa'', ''Angelina Jolie bile Türkiye'yi tebrik etti bakk'' diyen insanlar olduğunu gördüm sayelerinde. Bak canım kardeşim; yaşadıklarının acı bir şey olduğunu, başlarından kötü şeyler geçtiğini, onların ''insan'' olduğunu, ailelerinin katledildiğini ve hatta ne yazık ki başlarına gelen bu kadar kötü olaylarda bizim ülkemizin de parmağının olduğunu vs. vs. ben de biliyorum. Ama ben kendi ülkesinden bu şekilde uzaklaşmak zorunda kalan insanların (bizim ülkemizdeki ''yoksul'' insan sayısı azmış gibi kendilerine yatırım yapılmasına rağmen), dilenmesine, orada çalışan esnafı soymasına tahammül edemiyorum mesela. Abazalarının genç kızlara asıldığını görüyorum her gün, hatta tramvayda işi bayağı ilerletenleri ... iğreniyorum. Sonra, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni ve biz vatandaşlarını ''keriz'' yerine konmuş hissediyorum onlara bakıp ... Üzülmüyor muyum? Üzülüyorum ... ama çocuklara. Kışta kıyamette, çorapsız, yarı çıplak gezdirilen, dilendirilen o çocukları görünce üzülüyorum. Sonra, anne-babalarına kızıyorum tekrar, ''nasıl annelik-babalık bu?'' diye. Senin ''ama aileleri katledildi onların yazıkkk'' diyerek acıdığın o insanlar, senin onlara acıdığın kadar kendi evlatlarına acımıyor çünkü. Bir de Hatay'da aile yapısını bozanlar varmış ki bu konuya hiç girmek istemiyorum. Şüphesiz hepsi böyle değil, farklıları var. Ama şu gördüklerim de bana yetiyor açıkçası. Beyazıt'ta okumasam bende farklı düşünürdüm belki. Ama her gün görüyorum ya onları, tüm bu olanları ... Artık saygı duyamıyorum zerre kadar kendilerine.
Edit: Eksileyenler olacaktır ki olmuş. Gel güzel kardeşim sen yaşa onlarla bir de ... Keşke eksilemeyle değişse, bütün bu ''gerçek''ler değişse.
suriyede aileleri katledilen alevi olsun sünni olsun arap kardeşlerimizdir. bu insanların hayatını kurtarmak için türkiye-suriye sınır kapısını açmaktan daha iyi bir çözümü olan varsa bekliyorum.