ürdün'e ağaç ürünleri götüren türk tırları için yeni vergiler çıkartıp mazotun kendilerinden alınmasını zorunlu kılan arap* ülkesi. bulgaristan'dan sonra türk ihracatını s.kmeye yönelik bu ikinci hamleymiş.
kız arkadaşımla hediyelik eşya bakarken , dükkan sahibinin neden diğer eşlerini de getirmedin diye bir sorduğu ülke. palimra, şam ve halep kesinlikle görülmelidir. özellikle şam bir çok kültürün bir arada yaşandığı güzel bir şehirdir.
muhtemelen bir suru eksi alacak bu entry ama objektif bakildiginda dogru bir onermedir. 1939 yilinda hatay turkiye'ye dahil olmustur.ancak o donemde hatay nufusunun cogunlugu araptir.bir toprak parcasini vatan yapan o toprak uzerindeki millettir. o topraklarda dogru duzgun turkce bilen insan yoktur o donemlerde. yapilan secim ise turk askeri gozetiminde yapilmistir. yani gostermeliktir. daha sonra afganistan'dan, samsun'dan cevre illerden buraya turkmenler, turkler yerlestirilmistir. bir cok arap koyunun yakinina bir de turk koyu kurulmustur.
hatay'in turkiye'ye ait olmasi gerektigini(o donem goz onunde bulundurularak) mantikli bir sekilde aciklayabilen varsa ogrenmek isterim.
hala oranin yaslilari turkce bilmezler. aktuel olarak nufusun yarisi araptir.
yapılan görüşmeler, anlaşmalar taraflar arasındaki sorunun çözülmesine yardım etmemiş, suriye ve ırak, pkk kartını da koz olarak kullanarak ve arkalarına da arap ülkelerinin desteğini alarak, fırat dicle nehirlerinin paylaşımı konusunda türkiye'ye baskı yapmaya devam etmiştir. aralık 1995'te suriye liderliğindeki yedi arap devleti şam deklarasyonu ile türkiye'yi suriye'ye kirletilmiş su akıtmakla suçlamıştır.
bu nedenle özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında arap dünyasının politikası suriye'yi hep bir kontrolde tutma arayışı üzerine kuruldu. bu politikanın bir parçası olarak arap ülkeleri suriye ne zaman türkiye bana şunu yaptı dese, hemen yuh türkiye'ye ! dediler. bunun bir nedeni de suriye'nin, ırak ile mısır arasında bir denge unsuru olması için çabalama arayışıydı.
bir ülke bölgesinde bu kadar kabul görür de burnunu büyütmez mi ? büyütür elbet. hem de nasıl büyütür !
işte suriye de çevremizdeki pek çok ülke gibi adının başına şunu koydu : büyük ! büyük suriye ...
nedir büyük suriye'nin sınırları ? hatay, toroslar'ın hatay'a dayanan ucu, lübnan, israil, ürdün ...
suriye bu nedenle, lübnan, israil ve ürdün'ü hiçbir zaman egemen bir devlet olarak tanımadı.
1970'lerde ürdün'ü işgal etmeye girişti, olmadı. zira başta abd olmak üzere batı için ürdün, arap dünyasından çok batıya lazımdı. 1976'da lübnan topraklarının önemli bir kısmını işgal etti. ardından kendisine bağlı filistinli gruplar oluşturmaya girişti. zaten suriye kurmayları için filistin'i de içine alan bölgenin adı şuydu : " güney suriye ".
suriye lübnan'da elçilik açma gereği duymuyor.
neden ?
çünkü lübnan'ı ayrı bir devlet olarak tanımıyor, kendi topraklarının bir parçası olarak görüyor. bir devlet kendisine ait şehirlerden birinde büyükelçilik ya da elçilik açar mı ? açmaz tabii ...
suriye, türkiye'nin ortadoğuda etkin bir ülke durumuna gelmesini önlemek için, türkiye'nin bölge ülkeleriyle gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilerini engellemek, ayrıca türkiye'nin yunanistan, bulgaristan ve güney kıbrıs rum yönetimi ile mevcut sorunlarından kendi çıkarları için yararlanmak yönünde faaliyet yürütmektedir.
...
bu amaçla kullanılan temalardan bazıları :
- kıbrıs'ta bir türk devleti ilanının kabul edilemeyeceği ve bu bölücü girişimin şiddetle kınandığı,
- kıbrıs'ın bir bütün olduğu ve topraklarının tüm yabancı askerlerden arındırılarak kurtarılması gerektiği,
- kıbrıs'taki oldu bittilerin kabul edilmesi halinde, bunun kötü bir örnek teşkil edeceği,
- osmanlı imparatorluğu'nun din kisvesi altında arapları sömürdüğü,
- türk devlet büyüklerinin abd'nin hizmetinde olduğu,
- türkiye'nin abd ve nato ülkeleri tarafından islami hareketlere karşı bir kalkan olarak kullanıldığı,
- türkiye'nin batı'yı taklit çabalarında başarısız kaldığı,
- kimliğini kaybetmiş bir türkiye'nin ab'de yer alamayacağı şeklindedir.
" büyük suriye " ideali çerçevesende hatay'ı ilhak etmeyi amaçlayan suriye, bu yönde yoğun bir propoganda faaliyeti yürütmektedir. suriye yönetimi, hatay doğumlular başta olmak üzere, bazı türk vatandaşlarının suriye'deki medreselerde dini eğitim görmelerine ve üniversitelerine devam etmelelerine izin vermekte, istenilen fakülteye ücretsiz kayıt, aylık burs ve öğrenci yuurtları gibi sosyal imkanlardan azami derecede faydalanma kolaylıkları sağlamaktadır.
baas partisi hatay ilinin kendilerine ait olduğunu iddia ederek, hatay'da yaşayan alevi kökenli arapların kendilerine arka çıkmak amacıyla propoganda ve örgütlenmeler yapmaktadır. bu kapsamda 1996 yılı içerisinde suriye dışişleri bakanlığı hukuk dairesi tarafından şam üniversitesi'ne bir talepte bulunularak, " iskenderun sancağı'nın hukuki statüsü " konulu bir çalışma yapılması istenmiş ve sonuçları kamuoyuna suriye'nin görüşlerini destekler şekilde yansıtılmıştır.
suriye yönetimince ; 1996 yılı içerisinde türkiye'ye yönelik olarak bazı yeni radyo istasyonları tesis edilmiş ve mevcut olan televizyon istasyonlarınnın da yayın alanları artırılarak söz konusu radyoların etki alanlarının genişletilmesine çalışılmıştır. suriye radyo ve televizyonları normal yayınlarında hatay'ı kendi toprakları içerisinde gösteren haritaları yayınlarında göstermektedir.
suriye, hatay ili üzerinde iddialarını, bir devlet politikası olarak sürdürmekte olup, bu konuda yürüttüğü psikolojik harekat faaliyetleri özetle şöyledir :
- tarih kitaplarında hatay'dan " 1939'da işgal edilmiş arap toprağı " olarak söz etmek,
- hatay ilini, yazılı belgelerde suriye sınırları içinde sürekli olarak göstererek bu konuyu gündemde tutmak,
- hatay'da nüfus yoğunluğu ve toprak mülkiyeti çoğunluğunu kendi politikası doğrultusunda oluşturabilmek için arap kökenli türk vatandaşlarının gayrimenkul alımlarını desteklemek, hızlı nüfus artışını teşvk etmek,
- özellikle iskenderun bölgesinde yaşayan halk arasında alevi ve sünni ayrımı yaratmaya yönelik eylemleri desteklemek,
- türkiye'ye karşı örtülü faaliyetler yürütmek üzere, özellikle hatay'da faaliyet gösteren çeşitli dernek ve cemiyetler kurmak ve destek sağlamak,
- hatay sınırını fiili olarak tanımamak için türkiye tarafından tek taraflı olarak başlatılan sınırın yeniden işaretlenmesi ve düzenlenmesi çalışmalarına katılmaktan ve asi nehri'ne ilişkin hususları görüşme konusu yapmaktan kaçınmak,
- hatay'da yaşayan arap kökenli vatandaşlarımıza suriye vatandaşı gibi muamele ederek; suriye'de oturma izni, yüksek öğrenim, ticaret vb. olanaklar sağlayarak yönlendirmeye çalışmak,
- hudut bölgesinde silah ve uyuşturucu kaçakçılığına göz yummak ve suriye yanlısı şirketler kurdurmak suretiyle, özellikle hatay bölgesinde yaşayan arap kökenli ve suriye yandaşı vatandaşlarımız üzerinde ekonomik hakimiyet sağlayarak, gerektiğinde bunlardan istifade etmek,
- hatay ilinde yerel yönetimlerde suriye sempatizanı arap kökenli vatandaşlarımızın etkin konuma geçmelerini sağlamak.
özellikle halep sokaklarında kendinizi antepte yahut urfada hissedebileceğiniz, alabildiğine doğal, arapçanızı (neredeyse kimse ingilizce bilmediğinden mecburen)geliştirebileceğiniz, halktaki esad döneminden kalma polis korkusu sebebiyle gece dahi rahatça dolaşabileceğiniz(en küçük tehlike hissettiğiniz an "polis!" diye bağırmanız kafi, ortalık dağılır), her daim izleniyormuşsunuz izlenimi veren her yerdeki afişlerle kendinizi george orwell in 1984 romanında gibi hissedeceğiniz,ışıltılı çarşılarına,adım başı meyve sıkan vitamin büfelerine ve şam/hamidiye çarşısının bademli muhallebisine bayıldığım ülke...