hava üstünlüğünün ne kadar önemli olduğunu gösteren savaştır. ışıd bildiğin canlı bombaların şöförlük yaptığı zırhla donatılmış arazi aracının içine döşenmiş kilolar dolusu patlayıcılarıyla büyük üstünlük sağladı, hem ypg ye hem ösoya hem esada hem ırağa. büyük devletlerin araya girmesiyle(hava üstünlüğü) bu zırhlı canlı bombalar tespit edilip uzaktan patlatıldı ve ışıdin en büyük silahı devre dışı kaldı ve yavaş yavaş yok oldular. ışıdin uçağı, helikopteri bile vardı ama onları uçuracak adamları yoktu bu yüzden hava kuvvetleri olmadı. ışıd hava gücünün yerini doldurmak için illegal savaşıyordu, canlı bomba olacak çok fazla elemanı vardı. gerek çeşitli uyuşturucularla kandırılmış gerek beyni yıkanmış gerek öldü ölecek durumda olanlar(kanser vb) ile resmen canlı bomba ordusu kurmuştu. kilolar dolusu patlayıcı taşıyan bu zırhlı araçlarda şöförlük yapan canlı bombalar düşman tankı, zırhli aracı vb kritik noktalara gelip patlıyor akabinde diğer arazi araçlarına doluşmuş ışıdli teröristler ani saldırı yapıp kasabaları ele geçiriyordu. ışıd yok olduktan sonra illegal savaş bitti. gerek ypg gerek hts gerek ösonunda canlı bombalar kullandığı bilinen bir gerçekti ama ışıdin bitmesiyle onlarda uluslararası toplumdan baskı yememek için legal savaşa geçti.
günümüz dünyasında legal savaşta hava üstünlüğü olan taraf her zaman kazanır. hava üstünlüğü dışında yeni nesil, tek bir piyadenin bile kullabileceği ısı güdümlü roketler savaşta çok popüler oldu. helikopter, tank, zırhlı araç, arazi aracı farketmeksizin hepsini harcıyor. savaşta büyük üstünlük kurduruyor. bunun dışında obüslerde uzaktan nokta atışı yaparak tarafına avantaj sağlıyor.
zırhlı canlı bombalar
hava üstünlüğü
ısı güdümlü yeni nesil piyade roketleri
obüsler
bunların dışındaki her türlü savaş araç gereçleri faydasız kalıyor yeni nesil savaşlarda. bu durumda yerli tank yapmak ne kadar mantıklı? onun yerine ısı güdümlü roketlere ve hava kuvvetlerine yatırım yapılmalı. obüslerimiz çok etkililer ve nokta atış yapıyorlar. bu alanda çok iyiyiz, obüs konusunda dünyada önde gelen ülkelerden biriyiz. asıl yatırımı roketlere ve hava üstünlüğüne yapmalıyız.
uzun zamandır yazmıyordum... sessizlikten sonra bir anda savaşın son evresine gelmiş bulunmaktayız.
şam'da ve deyrizor'da mutlak suriye ordusu zaferinden sonra gözler idlib cephesine çevrilmişti. önce bölgede silahsızlanma anlaşması imzalandı ancak anlaşma çöktü. htş idlib şehir merkezi dahil çoğu yerin kontrolünü ele aldı.
nisan-ağustos 2019'da bir suriye ordusu operasyonu oldu ve hama'dan kuzeye ilerleme sağlanarak stratejik han şeyhun kenti ele geçirildi. (hani şu kimyasal saldırı yapılan şehir)
(bu arada biz zeytin dalı harekatı'nı başlattık. ancak malum sebeplerden dolayı "ara verdik".)
kasım 2019'dan beri devam eden ikinci saldırıda saa şu an cihatçılara çok fena koymakta. önce güneyden saldırıyla maarrat el numan şehri ele geçirildi. ardından kuzeyden ve güneyden ilerlenerek m5 karayolu (halep-şam otoyolu) ve çevresi temizlenerek ulaşıma tekrar açıldı. bu sırada sarakib şehri de düşürüldü.
son iki gündür cihatçılar büyük bir yenilgi aldı. halep-zahraa yolunda ve halep'in batısında bulunan muhaliflere kuzeyden ve güneyden yarma operasyonu yapıldı. kafr hamran ve haritan bölgesinde yıllardır hareket yokken bir anda buradaki muhalifler az daha sarılıyorlardı, topukları vura vura kaçmak durumunda kaldılar. burada çok sayıda yerleşim yeri düşürüldü. sonuçta halep tamamen kurtarıldı ve artık roket menzilinden çıktı. halep-zahraa yolu açıldı.
artık cihatçılar iyice köşeye sıkıştı. idlib'e 10 km var, gol haberine az kaldı.
Bizimde gayretlerimizle hedefine ulaşmıştır. Neydi hedef? Abd'nin Suriye'de üsler kurup Suriye petrollerini ele geçirmesi, Suriye devletinin güçsüzleştirilerek israil'e tehdit olmaktan çıkarılması.
Bize külfeti çok ağır oldu. Maddi manevi yıprandık. Bu Esad Rusya tarafından desteklenmeseydi çoktan Şam a gömülmüştü. Katiyen askerleri beş para etmez. Çapulcu ordusu var zaten o da 30 bin kadar. Dümdüz ederdik ama Rusya belası var işte.
artık bitme vakti gelmiştir. sıradaki hedef neresi diye düşünüyorum. Türkiye'nin hedef olması da ihtimal olabilir. emperyalizm gücü yettiğine saldırır. Suriye'de Rusya gücü vardı. umarım ülkemiz zor dönemlerden geçmez.
Büyük ortadoğu projelerinin bir halkasıdır. Bir düşünün abd, israil ve avrupaya karşı gelen ülkeler karışırken abd ye ılımlı olan ülkeler neden karışmıyor. Suudi arabistan da bir monarşi ülkesidir. Her şey bir plan dahilinde yürüyor.
Türkiye'nin bu savaştan zararsız çıkmasının tek bir yolu var oda kürtlerle ayrışmak... Bunun başka çözümü falan yok. iyi okuyun...
ilk olarak şunu anlayın ki abd ve o bölgedeki silahlı pkkcı, kürdistancı gruplar oradan asla gitmeyecek. Türkiye cumhuriyeti yöneticileri şu dönemde kürtlerin varlığını hem ülke içinde hem dışında tanıdığı için hem kendi ayağına hem kendi milletinin ayağına sıkıyor.
Son zamanlarda yaşanan olaylara bakalım.
Abdullah piçinin kardeşi osman trt yayınına çıkarıldı ve hükümet taraftarı demeçler verdi.
Bu hükümetin kürtleri de artık kendi tarafına çekme çabasıydı elbette. Mesela bu günlerde ne oluyor? Hdp binası önünde pkk, hdp aleyhine eylem yapan annelere destek çıkılıyor.
Hükümetin uyguladığı politika kısaca kürtleri abd ve diğer ülkelerin kontrolüne vermemek.
Bakın bu politika asla başarılı olamaz aslaaa !!!
Bu gün ırakın kuzeyinde suriyenin kuzeyinde bir kürt oluşumu var mı? var. Şimdi sen bu kürtleri toplu olarak oraya gönderip kendini olası bir iç savaştan veya çatışmadan kesin olarak kurtarmak yerine zor yolu seçersen her gün her gün şehit vermeye devam edersin. Bunlar bitmiyor çünkü. bu politikayla da asla bitmeyecek.
beşar esad 8 yıldır devrilmediği gibi, cihatçı terörist ve destekçilerinin karşısında da dimdik durmaktadır.
teröristlerin elinde kalan son topraklarını da yakında geri alacaktır.
son durum görseldeki gibidir.
esad köşedekii cihatçı teröristlere odaklanmış durumda. bu cihatçı terörist ve destekçileri temizlendikten sonra savaşın fiili olarak bitip diğer sorunların müzakerelerle çözüleceğini tahmin ediyorum.
yanılıyor da olabilirim.
esed rejimi TSK’ya ait lojistik konvoyunu hedef aldı. Direk atışlarla hedef alınan konvoy ile ilgili henüz bir zaiyat bilgisi yok. Konvoya saldırı Hırbet El Couz kırsalındaki Zuyniyye köyü yakınlarında gerçekleşti.
Uzun suren rolanti doneminden sonra ruslarin ve rejim guclerinin Idlib bolgesinde ilerlemeye basladigi savas. Oyle ki birkac gun once rus savas ucaklari TSK a ait gozetleme bolgelerinin yakinlarina kadar bombalama yapti ve bu ne muhalif ne de yandas medya da haber olmadi yogun ic politika ve ekonomi yuzunden. Mevcut durumun rusyanin s400 fuze alimi konusunda Turkiye ye blof malzemesi olarak kullanildigini dusunuyorum.
Trump:
"Kürtleri vurmaları halinde Türkiye'yi ekonomik açıdan yıkıma uğratacağız. 20 millik güvenli bölge yaratacağız ve aynı şekilde Kürtlerin de Türkiye'yi kışkırtmasını istemiyoruz."
Tam Trump'ı yendik, ABD çekildi çekiliyor biz de başladık başlıyoruz derken Trump yine bizi tehdit etti. Bu sefer de bizim planladığımız tampon bölge düşüncesini bize karşı uygulamakla ve ekonomimizi çökertmekle tehdit etti.
Yıllardır söylediğimiz gibi kapsamlı ve pkk terör örgütünü tamamen imhaya dayalı bir harekat yapmak için gemileri yakmak hem ABD'yi hem de Rusya'yı karşımıza almak gerekiyor. Aksi halde ya harekat kısıtlı kalır ya da bunlar bir şekilde sayısı 90 bini bulan teröristleri ya başka bir noktaya kaçırır Afrin Harekatı'nın sonlarında olduğu gibi yada kendi korumaları altına alırlar Tel Rıfat ve Menbic hatlarında olduğu gibi.
Rusya, Suriye'nin Körfez ülkeleri ile yakınlaşmasından memnun. Terör örgütü pkknın Türkiye'ye karşı kollanmasını da ve Suriye Ordusu çatısı altında resmiyet kazanmasını istiyor. Aynısını ABD de istiyor. 30 sene önce Kuzey Irak'ta oluşan resmiyet kazanmış ve Irak çatısı altında korunup kollanan ve gelişen IKBY'nin bir benzeri bu sefer 2 rakip tarafın ortak çıkarları doğrultusunda oluşmak üzere. Uzun süredir pkknın orduya entegre edilmesi, petrol gelirlerinin dağılımı gibi konularda Şam ile pkk görüşüyor. Son dönemde Mısır bile bu görüşmelerde arabuluculuğa başladı.
Son günlerde Menbic'in nasıl Rusya/Suriye ve ABD arasında olası harekata karşı korunacak öncelikli bölgeye çevrildiğini görüyorsunuz. Bu harekat meselesi ne kadar uzarsa uğraşmamız gereken terörist sayısı ve bunların ellerindeki silahların oluşturacağı tehlike o kadar fazla olacak. Artık harekete geçmek konusunda zaman daraldı ve bitme noktasına geldi. Tarafların ortak payda da buluşup anlaşmasına an meselesi ile bakılmaya başlandı. Her şeye rağmen topyekun bir imha harekatına başlanmazsa taraflar arasında anlaşmanın sağlanması halinde Suriye kuzeyinde pkknın yanında Suriye Ordusu'nu bile bulabiliriz. Daha da kötüsü Trump'ın Türkiye'ye karşı tampon bölge düşüncesi olursa sınır boyu TSK'nın harekatını önlemek üzere ABD birlikleri ile karşı karşıya gelebiliriz. Yıllardır bütün dünyada yapılan Saddamlaştırma politikasını da eklersek geç kalacak bir harekat resmileşmiş bir oluşuma yapıldığı takdir de şu an yaşanacak sorunlardan kat be kat fazlasının oluşmasına neden olacaktır.
Geçen her dakika askeri, siyasi açıdan aleyhimize işliyor. 6 yıl önce bu işi o dönemin güçlü Muhaliflerine hallettirmemiz gerektiğini söylüyorduk olmadı, ondan sonraki yıllarda pkk aşırı güçsüzken belirttik olmadı, hızla 30-40 70 derken şu an 90 bini bulan ve dünyanın ve bölgenin bütün büyük güçlerinin sahaya indiği ve onlar tarafından kollanan bir terörist oluşumla karşı karşıya kaldık.
30 sene önce yaşanan peşmergeyi ve barzanistanı meşrulaştırma çabası şu anda da yaşanmakta. Müdahale edip bu işi bitiremezsek resmileşecek ve sözde pkkdan aykırı denecek bir pkkyı aynı barzani meselesinde olduğu gibi yıllar sonra pkkya karşı ortak ve ekonomik iş birliği yaptığımız bir güç olarak kabul etmemiz için çabalayabilirler ve göz göre göre Suriye kuzeyinde de bir terör devletçiği meydana gelebilir.
Şu an çok kritik ve kısıtlı bir zamanın içerisindeyiz bugün değerlendiremezsek yarın gerçekten çok geç olabilir.
Suriye ile ilişkiler tam düzelmiş, vizeler kalkarken, batının dizayn ettiği Arap baharı projesine AKP hükümeti sazan gibi atladı. Amma aynı dönemde dış politikada hiç bir tecrübesi olmayan Körfez ülkeleri bekledi. Tarih ikince en büyük fırsatı Türkiye'ye konsolosluk çalışanlarının esir alındığı dönemde sundu. Sırf bu nedenle koalisyon dışında kendini tuta bild. Amma buda uzun sürmedi ne hikmetse yarın başlarına bela olacak bir grupun alnından öpmeye bile yeltendiler. Şimdi Suriye'de savaşın tek kaybedeni Türkiye ve Suriye halkı. Türk siyasetinde siyasal islamcılar kadar Amerikancı takılan ikinci bir hükümet olmadı. Amerika ilk kürt devletini Özala ikinciniyse Erdoğana kurdurdu.
Bazı arkadaşlar Kıbrıs harekatını argüman olarak kullanıyor. Kıbrıs harekatında Türkiye garantör ülkeydi. Yerli halk ise Türklerdi. Yani ister iç siyaset de isterse de Kıbrıslı türkler açısından bir beraberlik, birlik vardı. Hiç bir siyasi ağırlığı olmasada arap ülkelerinin, islam konferansının sözlü desteğini işin içine katsak her hangi bir mühalif ses yoktu. Bu gün Türkiye Astana Soçi mutabakatında Suriyenin bütünlüğünü savunuyor. Yerli halk arasında Türkiye ile herhangi bir bağ yok ekser çoğunluk araplar, geriye kalanlarıysa kürtler. Ne Amerikanın rızası var, ne Rusyanın, ne iranın, ne Arap ülkelerinin, ne de iç siyasetde mühalefetin.
Türkiye artık Suriye trendini kaçırdı. Bu gün körfez ülkeleri bile Dimeşkde elçiliklerini açmaya hazırlanıyor. Tüm Suriye kaosunuysa Türkiyenin belini yıktılar çünkü hiç kimse Emevi camide cuma namazı kılmak için acele etmiyordu. Sessiz sedasız desteklediler sessiz sedasız çekildiler.
Deyrizor'da Işid ile Pkk arasında yaşanan çatışmalar sonucunda Işid tarafından 69 kişinin öldürüldüğü/yaralandığı ve aynı şekilde 30 pkk'lı teröristin de esir alındığı bilgisi var.
