firarda olmadığı zamanlarda hatrını sorduğum hoşsohbet insan. azimle zirveye gelmeye çabalıyor kendisi. sen hele gel de biz iki yandan girer koluna yürütürüz. kaldığı hastaneyi basmam korkusuyla sürekli hedef değiştirmiş olsa da yemedik efendim.
saygılar. **
zirvede tanıdığım ve sohbetinden keyif aldığım nadir insanlardan biridir. sana yaptım kıyağı da unutmaman gerekir kolaymı koca masa da sadece senin sigarayı heba etmemem. *
sırf senin için özel trigonemetrik hesaplama yaptım kıymetim bilene lütfen.
bir sonraki zirvede kesinlikle benimle aynı masada olmamayı tercih edecek olan sözlük yazarı olacağına inanıyorum. *
geyik muhabbeti durduğu anda gerçekleri ve huzuru yüzünde gördüğüm adam. bu kadar zamandır tanırım; beni hiç kastığını ve zora koştugunu görmedim. allah razı olsun!
kardeşe söz verdiğimden zirvede apansız kaybolduktan sonra geri dönüşümle burnundan alevler çıkararak satışa getirdin beni nidaları atan yazardır. söz verince tutulur bilmesi lazım. ne yapalım çok sosyalim çok.
ayrıca araştırma yapacağımı söylediğim konu vardı ya. vallahi soracağım yarın. *
geyik muhabbetinin de, ciddi meselelerin de vazgeçilmezi olan yazarlardan bir tanesi... yarın kendisi ile moda sahillerinde sultanı aramayı planlıyorum*.
söylemesi ayıp çok feci de içer... kendisi ile sultanı aramaya koyulacaktık lakin sultan kendi ayağı ile geldi bizim yanımıza*. görmemiş olamaz diyor ve sevgi ile kucaklıyorum...
farkında olduğum bir şey var. türk polisi hakkında yorum yaparken önemli bir hata yapıyorum. kurumun içindeki herkesi, dayak atma meraklısı tiplermiş gibi görüyorum. yorumu yaparken de farkındayım, üçüne beşine bakarak hepsini değerlendiriyorum.
rahatsız olduğum bir kaç konu var. birincisi, hiçbir şey olamazsan polis ol mantığı. bu halkın gütmekte olduğu, ve polis kurumunu mahveden mantık. ikincisi, polisin bazı siyasi ideolojilerin etkisi altında kalması. farklı siyasi ideolojilerideki insanları ajanmış ihanet halindeymiş gibi görüyorlar, ve medyanın yardımıyla da gösteriyorlar ( birileri). bu da polisin kullanılması oluyor . üçüncüsü polisin güvenliği sağlaması gerekir, halka güven vermesi gerekir. fakat siyasilerden aldıkları, ya da güce sahip olmanın verdiği ruh haliyle rahatsızlık vermekteler çok insana. bu da kurumu, söylediğinin tam tersi haline getiriyor.
biliyorum, aralarında çok iyi insanlar var. toplum biraz daha huzur kazansın diye gönlünü vererek çalışanlar var. ama tam o an, türk polisi hakkında yazarken, klavyeme hakim olamayıp saldırdıkça saldırıyorum. sonra pişman oluyorum, gene genelledim hata yaptım, diyorum. diyorum bunu.
madem bu kadar imkanım oldu, format falan da elverdi, şöyle açıklasam daha iyi olur. sinirlerimi geren esas konuyu açıklayayım.
polisin, yürüyüş yapan bir grup insana saldırması, coplarını vurması, yollarda sürüklemesi, sadece basit bir şiddet olayı değildir. anarşik komunik tavrımı takınarak yazayım. biz, burjuva devletinde yaşıyoruz, bu nedenle de polis kurumunun ilk önemli var oluş nedeni burjuva sınıfının çıkarlarını gözetmektir. senin benim can ve mal güvenliğimiz, burjuva sınıfının güvenliğinden sonra gelir. biz ikincilleriz, üçüncülleriz, dördüncülleriz. önce onların can ve mal güvenliği sonra bizim can ve mal güvenliğimiz. eğer burjuva sınıfıyla, bizim güvenliğimiz çatışırsa, burjuva sınıfı en başından kazanmış demektir. bu kabullenilebilir bir şey mi? hani herkes eşitti? adalet ve hukuk devletiydik biz? ben bir yalanın içinde mi yaşıyorum?
türkiye nin ekonomik sisteminin liberalizm üstüne kurulu olması, polis kurumuna farklı bir görev daha yüklüyor. liberal politikalar gereği bireylerin, sistem karşısında tek başlarına kalmaları gerekir. bir birey, kapitalizmin içinde yalnız kalmalıdır ki, koşulsuzca kapitalizme hizmet etsin, kapitalizm için çalışsın, daha çok çalışsın, onun ( onların) emeğiyle bir kaç para baronu rahat rahat yaşasın. polisin, göstericilere saldırmasındaki psikolojik ( hareket) nedeni de budur. bireylerin gruplaşmaları, birlikte hareket etmeleri şiddet kullanılarak bastırılmalıdır ki, kapitalizmden kaçmaya çalışacak insanlar tırssın. daha çok tırssın. gruplaşmasınlar, hepsi itaat etsin.
dediğim gibi, hepsi böyle değil, oradaki bireylerin çoğu da iyi insanlar. ama liberal politikaların güzelce yürümesi için, anlayışlı polisler kurumdan dışlanıyor, yerlerinde anlayışsız, acımasız, kendi insanını düşman gören tipler getiriliyor.
king masalarında rakip olunmayası yazardır. kendisi pek yakında king stratejisi adlı kitabını piyasaya sürerse şaşırmayacağım... ulan bir adam ancak bu kadar kötü başlayıp iyi bitirir bir oyunu*.