stresle başa çıkma yöntemleri

(bkz: gevşeme egzersizleri)

faydalı olacaktır.

Sigara içmek.

(bkz: yemek yemek) yada (bkz: yataktan çıkmamak)

Tek bildiğim uyumak ama uyuyarak gerçeklerden kaçamıyorum.
Korkuyorum sözlük.

Papatya çayı. Ne sinir ne strest kalıyor.

(bkz: yoga)
(bkz: spor)

Güçlü olmak, kabullenmek, ertelememek, gülümsemek.

kendinizi strese sokacak işleri yapmaktan uzak durun.

Stres yapmayın. Bunu da mı ben söyleyeyim.

kutsallara sövmek. acayip rahatlatıyor. bende çalışıyor en azından.

uyumak, yürümek, bol su içmek, kitap okumak, film/dizi izlemek, arkadaşlarla buluşmak, kendine yetecek ve biraz da kenara atacak kadar para kazanmak, işten çıktıktan sonra işi hiç düşünmemek, kendine mutlaka ama mutlaka zaman ayırmak, kendini şımartmak, insanlara iltifat etmek/başarılarını takdir etmek, yıldızları izlemek, tuhaf bir hobi edinmek.

kısacası sen kendini özel hissedersen/hissettirirsen stresin azalır.

Uyumak, yürümek.

bişeyler yiyin beyin yemek yerken rahatlıyor. dışarıda falan heyecanlanıp streslendiğiniz olursa sakız da aynı etkiyi yapıyor.

şahsen ben okulda sunum yaparken hep bi parça sakız atıyorum ağzıma

sevilen, hafif hareketli müzik eşliğinde; koşmak, yürümek , bisiklet sürmek, araba kullanmak vs. böyle böyle üstesinden gelerek stresle başa çıkılabilir. kısaca hareket lazım ya. az veya çok hiç önemli değil, durduk yerde daha çok stres oluyor insan çünkü.

uyku.güzel bir uyku ardından kahvaltı insanı rahatlatır

stres çarkı.

Bol bol sigara Veya kalabaliktan uzaklaşip manzarasi güzel bi yer bulup kafa dinlemek.

Profesör, içi dolu bir bardak tutarak derse başladı. "Bu bardağın ağırlığı ne kadardır sizce?" diye sordu talebelerine. Herkes bir tahminde bulundu.
ikinci bir soru daha geldi profesörden:
-Bu bardağı birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?
-Hiçbir şey.
-Ya bir saat boyunca tutsaydım...
-Kolunuz ağrımaya başlardı.
-Haklısınız... Peki gün boyu elimden bırakmasaydım.
-Her halde kas spazmı geçirir, belki de hastaneye kaldırılırdınız.
Profesör, bu soruları niçin sorduğunu açıklamak niyetiyle sözlerini sürdürdü:
-Bardağın ağırlığında bir değişiklik oldu mu?
-Hayır...
-Peki o zaman kolumun ağrımasına ve kas spazmına yol açan neydi?
Öğrenciler, cevap bulmaya çalışırken hocalarından ikinci bir soru daha geldi:
-Acıdan ve ağrıdan kurtulmam için ne yapmam gerekirdi?
-Bardağı elinizden bırakmanız.
"Kesinlikle öyle" dedi profesör ve devam etti: "Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanızda birkaç dakika tutarsanız, bir sorun yokmuş gibi görünür. Kafanızda evirir çevirir sürekli düşünürseniz, başınız ağrımaya başlar. Sorunlar zaman içinde sizleri yiyip bitirir. Hayatınızda karşılaştığınız güçlükleri, sorunları elbette düşüneceksiniz. Ama, her günün sonunda, uyumadan önce, tıpkı bardak gibi onları bir kenara bırakmalısınız. O zaman strese girmez, her sabah taze bir beyinle uyanır ve o gün karşılaşacağınız güçlüklerle mücadele edebilecek enerjiyi kendinizde bulursunuz. Sevdiklerinize bu hikâyeyi anlatın ve onlara 'Bardağı yere bırak' deyin sık sık. "

(bkz: phytorelax)

nakaratı iyi olan müzik dinlemek.
Mesela şampiyonlar ligi müziği.