1) varlıklı ama içten içe mütevazı kadın kişisinin dağda tek başına olan bir kulübeye turkish deepweb hardcore erkek kişisi tarafından kapatılması.
2) aralarına erkek kişisinin sürekli yabani hayvan avına ve toplayacılık yapmaya çıkmasından ötürü giren soğukluk.
3) kadın kişisinin yavaş yavaş ortama ve yabanıl erkeğine alışma halleri. yarım elmalar, gönül almalar.
4) ufak elektriklenmeler. çarpışıp kitapları yere düşürmüşçesine ilk görüşte aşk değil de; ne bileyim onun biraz daha soft ve spontane gelişeni.
5) kadın kişisini sağ bacağından çıngırdak yılanı sokması
6) erkek kişisi gelinceye kadar ölmeme ama extacy atmışçasına terleme. akabinde yarı baygın şekilde erkek kişisi tarafından beton zemin üzerinde seksi bir şekilde yatıyorken bulunma.
7) ocakta orduyu bile doyuracak büyüklükte olan ama içinde ne olduğu bilinmeyen kazandan çıkan buhar ve yabanıl ev temalı bir manzara, erkek kişisinin başlangıçta ne yapacağını bilememesi.
8) sağ bacağı saran çiçekli eteğin tatlı sertlikte yırtılması, oral yolla emilim.
9) kadının hiçbir şey olmamışçasına 1-2 gün sonra ayağa kalkması. *
10) senaryonun böyle bi 180 derece değişmesi ve türk aile yapısına uygun bir yuvanın kurulması.
Hitler halka hitap ederken konuşmalarını sabah saatlerinde değil de; insanların yorgun ve düşünemez oldukları akşam saatlerinde yapmaya özen gösterirmiş. Çünkü araştırmaları göstermiş ki; sabah saatleri ve aydınlıkta insanlar sorgulamaya ve düşünmeye daha meyilli oluyorlarmış.
Karanlık ve mümkünse kapalı alanlarda, sadece kendine doğrultulmuş bir projektörle; düşmanlarına bağırarak ve tehditler savurarak yaptığı saatler süren konuşmalarından sonra bile, kendisine sorulan insanlar için dağılmak evlerine dönmek, adeta bu kutsanmış mekanı terketmek ve bu "yarı tanrı" insandan kopmak imkansız hale geliyormuş.
Korku yayıldıysa bir topluma; totolitarizmin "bumerang" etkisi demokrasinin belirsizliğine ağır basar. Ayrıştıkça, ötekileştikçe daha çok korkar, daha muhafazakar hale geliriz. Totaliter devletleri kendi oylarımızla kendimiz besler hale geliriz. insanlar cahil olmasalar bile korkuyla, etik ve doğru olmadığını bildiği davranışları kitleler halinde yaptılar nitekim tarihte. ideoloji ve din iktidarın elinde çok güçlü silahlar haline gelebiliyor bu topraklarda hala hepsi bu.
Velhasılıkelam Dün, insanımız da demokrasi yerine gücü tercih etmiş oldu fikrimce. Ve bu bağlamda her geçen gün Korktukça güce daha çok sarılıyoruz.
Ülkemizde bu sendroma yakalanan insan sayısı bir hayli fazladır. Özellikle 2002’den sonra bu rakam çok yükselmiştir. Bir ara ülkenin yarısı bu sendroma yakalanmıştı. Şimdilerde bu sayının düştüğü tahmin edilmektedir, bakalım en yakın seçimde ülkenin yüzde kaçının stockholm sendromu olduğunu göreceğiz.
Oy veren %51lik* kesimde var. Makarna müptelalarının ülkede o kadar olanlara rağmen -ki kendisi de bundan etkileniyor- reislerine söz bile kondurmaması başka türlü açıklanamaz.
Ben bu sendroma yakalananlara hak veriyorum. Yani en azından şöyle bir durumda hak verebilirim.
Mesela beni yakışıklı,karizmatik, boylu poslu, havalı, vurdu mu düşürecek potansiyelde biri kaçırsa ben de aşık olabilirdim. Abicim öyle deme hemen, öyle biri seni de kaçırsa sen de aşık olursun. *
Türkiye de çok fazla görünen tur.
en basitinden kocasından dayak yemesine rağmen kocasını terk etmeyen olsun o benim kocamdir sever de döver de diyan kadınların böyle konuşma sebebinin %60'inin bu olduğunu düşünüyorum.