pozitif ayrımcılık diye bir şey sayelerinde doğmuş olabilir. erkek stajyere verdiğim tüm işler verilen iş dışında her şeyle ilgili iken, kızlara verdiğim her iş muntazam inci gibi dizili oluyor. şirkette stajyerleri getir götür dışında kullanan ender kişilerden biri olarak yeter artık deme sınırındayım.
bazılarına şirket dışı arama yapmak için 9'dan hat alıp sonra numarayı çevirmelerini bile defalarca öğretmeniz gerekebilir.
mesela az önce bizim stajyerin canı tatlı çekmiş, baktım bizimki telefonla cebelleşiyor kablolarını takıp çıkarıyor. sonra bana doğru döndü baktı sanki inanılmaz bir keşif yapmış gibi "bu bozuk." dedi.
ben de gayet sakin "canım önce 9'dan hat alman gerek." dedim. bizimki yüzüme sanki bunu daha önce ona defalarca söylememişim gibi baktı. ben de herhalde "hat almak" ifadesini anlamamıştır diye düşündüm. daha etkili bir öğretim yöntemi olan göstererek anlatma yöntemini uygulamaya karar verdim.
kendi telefonumu kaldırıp, "bak tatlım, önce telefonu kaldırıp 9'a basıyoruz sonra numarayı çeviyoruz." dedim. sanırım yine anlamamış olacak ki "yok, ben vazgeçtim ya söylemicem." dedi. cesaretlendirmek için "çok kolay bir şey dene." dedim, "boşver ya yemeyeceğim." dedi. işte öyle de tatlı, öyle de şeker insanlardır bu stajyerler.
bir zamanlar bizlerinde o yoldan geçtigimiz durumdur. zordur. bugün yeni stajyerimle tanıştım yakısıklı genc bir delikanlıydı. hadi bakalım hayırlısı dedim.
bunların meraklı ve iş öğrenmeye istekli olanları çok kötü.
bir tanesi de az önce ben çalışırken gelmiş başımda meraklı meraklı "ne iş yapıyorsunuz merak ettim, biraz sizi izleyebilir miyim?" diye soruyor. hemen monitörü kapatıp, "elektrikler kesildi." dedim, eline de 400 sayfalık bir kitap verip "bana bunun fotokopisi lazım çeker misin?" dedim. oh! en azından bugün rahatım.
yalnız umarım bizimki arada çay getirmeyi unutmaz.
haklı olsa bile haksızdır. kavga ettiğinde seni şefe söyleyeceğim tehdidiyle karşılaşır takmadığı görülünce şikayet edilir ve haklı olsa bile özür dilemek zorunda kalır. *
Genelde ayak işleri yapar ancak torpilli bi yerde yapıyorsa ayak işleri diye tanımladığımız şeyleri yaptırmazlar. Bu sebepten ötürüde yazarlık yapabilir.
bana göre dünyanın en acınası, en hakkı yenen insanıdır. hemşirelik okuyorsanız işkence yüze bine katlanır. insanlardan ve hayattan soğursunuz. hem sizi takmazlar, hem köle gibi kullanırlar, hem para vermezler.
prestige sigarası yanından eksik olmayan, lafa gelince iyi içici, giyim kuşam konusunda bir günü diğerini tutmayan, kısacağı götü başı oynayan 20 lik piçlerdir. yanınızda olması size iyi gelir. stres topu olarak da kullanabilirsiniz. üstelik kıç büyütmenin ne demek olduğunun farkına vardığınız an stajyerinizi gördüğünüz andır.
yeni dolandırma yöntemi. söz konusu dolandırıcı şahıs, av olarak x firmasını internetten buluyor firmayı arayarak stajyer kabul edip etmediğini soruyor. olumlu yanıt aldığı firmalara telefonla geri dönüş yapıyor ve; "geçen yıl firmanızda stajyerlik yapmıştım şimdi askerim anneme nakit yollamam gerek hesap bilgilerini versem anneme para yollayabilir misiniz?" diyerek duygu sömürüsünün dibini gösteriyor. bu oyuna gelmeyen sekreterin yüzüne telefon kapatılınca iş su yüzüne çıkıyor.
genelde meslek liselerinin son 2 yılında staj yapan kişilere verilen ad. cüzzi miktarda maaş alırlar. bu da geliş gidiş paraları olur. 200 tl falan civarında. onlara yazık.
en boktan durumdur. okullara gidersiniz hoca size hakaret bile etse ağzınızı açıp laf diyemezsiniz. korumanız yok yasal olarak dayananız yok. öyle allah'a emanet gidersiniz.
