2001 arjantin krizninin patlak vermesinin en önemli nedenlerinden birisidir.sabit dolar kuru uygulayan arjantin hükümeti ihracatında büyük sorunlar yaşamış,ihraç yapamıyan şirketler işçi çıkartmış ve arjantin piyasasında fiyatlar yüklesmiştir.yani işsizlik durumunda enflasyon oluşmuştur.yaniiii stagflasyon...
keynesyen ekonominin açıklayamadığı durumdur.çözüm için üretimin artırılması gerekmektedir.bunun içinde vergiler düşürülerek üretici harekete geçirilmelidir.
genelde enflasyon durumunda talepte genişlemiştir ve ekonomi büyür bu sayede durgunluk ve işsizlik azalır ...ikisinin bir arada olduğu durum ise durgunluk halinde enflasyondur* zira ikisinin bi arada olması çok ender durumdur,80 ve 90 larda türkiye'de olmuştur ,ekonomi büyümez ama enflasyon %70 %80 lerde gezer..
ekonomide temel bir kural olarak para arzının artmasına mütakip, fiyat seviyesi yani enflasyon da artar fakat enflasyondaki çıkış ekonomik büyümeyle beraber yaşanır. eğer enflasyon seviyesindeki pozitif değişim beraberinde resesyon getiriyorsa oluşan duruma stagflasyon denir. ünlü petrol krizi buna örnek bir durumdur..
enflasyonun bulunduğu noktadan yukarı çıkmamasına rağmen fiyatlardaki artış ve üretimin durması sonucu ortaya çıkan ekonomik kaostur. tam olarak sebebi bilinmemekle beraber, işsizliğin sebeb olduğu sanılmaktadır. genel olarak bu durumla karşılaşan ülkeler elden geldiğince vergi indirimi istihdam teşviki, enjeksiyon gibi uygulamalarla kurtulmaya çalışırlar. bir çözümü de riskli olmakla beraber merkez bankasının para arzı yapmasıdır.
petrol üreten opec'in israil'le yaşadığuı husumetlerden ötürü cezalandırmak istediği batı dünyasına karşı sergilediği "size enerji yok" politikasının neticesinde dünya halklarının karşılaştığı durumdur.
keynes'in öngöremediği durumdur. ona göre bir ekonomide işsizlik ve enflasyon bir arada olamazdı. 1929 krizinin kahramını eğer bu düşüncesinin dışına çıkabilseydi eminim orta okul yada liseye giderken bile adını duyabilirdik. gerçi dönemin şartları içerisinde bir enerji krizi olmadığından bu durum ortaya çıkmamıştır. adam reçeteci, o talep yanlı bir krizin çözümünün formülünü ortaya çıkartmıştır.
gerçi bu olgu üzerine giden monetarisler parasal arzın arttırılması ile bir çözüm sunmuşlardır.
ülkeler bu durumla karşı karşıya kaldıklarında, ya üretimsel sürece etki eden faktörlere, yada stagflasyona müdahale etmek durumunda olurlar. ikisi birlikte bertaraf edilememektedir.
tümden stagflasyonu ortadan kaldırmakda, 3 veya 4 yıllık çok sıkı ekonomik politikalar ile, ancak başarılabilmektedir.
eğer devlet üretimdeki azalmaya karşı para arzı ve kamu harcamalarını arttırarak veta vergileri azaltarak bazı önlemler alabilirse düşen üretim eski haline dönebilir fakat fiyatlar tam tersine genel seviyesinden daha fazla artış gösterecektir.
hem enflasyon hem de işsizliğin aynı anda bir arada bulunması. bu durumda (bkz: philips eğrisi) yalan oldu ve keynezyen düşüncenin tartışılmaz hakimiyeti ciddi şüphelere dönüştü.
Yatırımcı çekemeyen her ülkenin karşılaşacağı sorun. Keynes yatırımın bir ülkede sabit kalmayıp kendisine başka pazar bulabilmesi yani yatırım likiditasyonu konusunu teorisini kurduğu günün şartlarındaki lojistik ve finansal zorluklardan pek mümkün görmediği için teorisi eksik kalmıştır. Ona göre teorik olarak imkansız olan stagflasyona günümüzde az gelişmiş bir ülkenin sürüklenmesi çok kolaydır. Gelişmiş ülkelerde ise bu tamamen imkansız olmasa da yatırımcı birikimi yeterli düzeyde oluştuğundan ve dış yatırımcı ihtiyacının azlığından imkansız değilse de kısmen daha zordur.