12.yıl dönümünde avrupanın yaptıgı, tüm dünyanın yine geniş sinesine çekip unuttugu katliam. hala kurtulanların adalet bekledigi kıyım.16 yaşındaki gençlerin dolaplara koyulup kurşunlandıgı kan günü... bitmicek olan kan sevdası yanlıları varken hala bizim adalet beklememiz boşuna. agzımdan düşürmedigim lanetim üstünüze olsun...
ha bir de bi hocali katliamı vardı ne oldu ona?
Uluslararası Adalet Divanı'nın aslında beni şaşırtmayan bir kararına konu olmuştur. Zira uluslararası nitelikteki mahkemelere güvenmemeyi çok önce öğrenmiştim.Adalet divanı srebrenica'da soykırımı kabul etmiştir. Aman ne güzel. yugoslav mahkemesi de bu kararı vermişti zaten (ICTY).Adalet divanı kararı okununca ICTY kararları dışında birşey söylenmediği ortada zaten. ama kararda en garip yan şudur: Divan Sırbistanı soykırım sözleşmesindeki önleme ve cezalandırma yükümlülüğüne uymadıgına vurgu yaptı (prevent and punishment), ama tazminat konusunda yükümlerini yerine getirse dahi önleyemezdi dedi. O zaman nasıl sorumlu tutuyorsun diye sorarlar Divana. VRS'nin (Bosnalı Sırpların ordusu) Sırbistan ile baglantısı zaten bilinen birşeyken bunu görmedi Divan. maaşlar nereden geliyordu, askerlerin geçmişi nereye dayanıyordu? Bunun yanında Bosna'nın bazı belgelerde tahrifat yapıldıgı iddiası havada kaldı. Sırbistan savunma konseyi bazı bilgileri "military secret" ve "national security" bahanesi ile Divana vermedi. Milosevic ölmese ve ICTY soykırımdan mahkum etse idi, Divan kararı bambaşka olur muydu? Milosevic eceliyle mi ölmüştür? vs vs.
--spoiler--
1993'te BM 'güvenli bölgesi' ilan edilen ve BM'nin koruması altında bulunan Srebrenitsa, Bosna-Hersek savaşından kaçan birçok müslüman Bosnalının akınına uğradı.
Srebrenitsa'da temmuz 1995'te yaşları 14 ile 75 arasında değişen 8 bini aşkın müslüman Bosnalı erkek ve çocuk katledildi. Bölgede konuşlanmış BM barış güçleri ise katliamı önleyemedi.
--spoiler--
asıl gerçeğin bağıra bağıra soykırım olduğu, kendilerinin bile suratına tokat gibi çarptığı katliam, bm barıs güçleri srebrenitsa' da binlerce müslüman katledilirken kalliamı önlememesi midir, yoksa önlemedi mi, önlemesi engellendi mi? gerçek cevabı hangisidir, peki hesabını kim verebilir, ya da kimler unutturabilir gizli kapaklı bu katliamı, yıllar sonra dna testiyle mi ögrenmekti sonu babasını bulmak için direnen çocuğunun, kimdir sorumlusu? suçları sadece müslüman olmak mıydı, sahipsiz olmalarımıydı? yine aynı perde, aynı senaryo sadece set farklı srebrenitsa..
ortada bir katliam varsa ve bunun tam adının soykırım olduğu belirtiliyorsa ve de bunu sırplar yaptı deniyosa sırbistanın suçsuz olması kadar mantığa ve hukuka aykırı bir durum olamaz herhalde. bi de bu kararı verenin adı uluslararası adalet divanı.işte adalet
yakın tarihimizin en karanlık sayfalarından birini teşkil eden bosna savaşı (1992-1995) esnasında uluslar arası kızılhaç orgütü verilerine göre bosna hersek te 312.000 kişi hayatını kaybetmiştir. bu kayıpların 200.000 kadarı boşnak halkına ait olup bu halk dünyanın gözü önünde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştur.
uluslararası adalet divanı, sırbistan aleyhine açılan soykırım davasının karar duruşmasında srebrenitza'da 1995'de boşnaklara yönelik yapılan katliamın, soykırım tanımının şartlarını karşıladığını bildirdi. ancak bu suçun sorumlusunun sırbistan devleti olmadığına karar verdi.*
değerli sözlük yazarlarının konu hakkında sözlükte bir şeyler yazmaktan uzak durduğu olay.
sakın yazmayın sözlük yazarları;
bu konulara sakın girmeyin;
cayda lipton karıda ip don başlığına yazın
g stringin dantelini çıkarıp takke örmek başlığına yazın
şişme kadınla evlenen erkek başlığına yazın
(üsttekiler yalnızca şu anda sol kısımda gözüken ilginç başlıklar)
rte yazın
ans yazın
ironi yapın
eski sevgili hakkında yazın
yeni sevgili hakkında yazın
yeni sevgilinin eskimesi hakkında yazın
türban hakkında aşağılayıcı şeyler yazın, ayar verin
haksızlıklar hakkında yazın
hrant dink hakkında yazın
halkların kardeşliği falan filan hakkında yazın
ne kadar iyi solcu olduğunuz hakkında yazın
ne kadar iyi milliyetçi olduğunuz hakkında yazın
ama bu konuda yazmayın, yazmayın ki ikiyüzlülüğün tanımını öğrenelim ikiyüzlülük başlığına bakmadan.
sonra gelin sözlük forum oldu, chat oldu, sağ-sol çatışması oldu, bok oldu, püsür oldu diye sitem edin, ara ara ekşi'ye bok atın, sonra gidin her fırsatta bilgi aradığınızda burada bulamayınca orada bulup şaşırın. tükürdüğüm duyarsızlığı..
her boku biliyorsunuz, her bok hakkına ayar vermeyi de biliyorsunuz, bir tek ikiyüzlülüğün anlamını bilmiyorsunuz, bir tek onun..
suç var suçlu yok durumudur, sonra biz avrupa'ya niye kin besliyoruz, önyargımız var, ezikliğimiz var, bilmem ne, güçlü olacaksın silip atacaksın şerefsizleri, kurtla çoban yer değiştirdi dünyada, katlan katlanabilirsen..
karar alınmış soykırımdır. fakat gerçekleşmesinde sırbistan'ın doğrudan ilgisinin olmadığına karar verilen olay. uluslararası adalet divanı olayları soykırım olarak tanımlarken suçun sırbistan'ın olmadığına hükmetmiş.
şimdi insanlar yine bu karardan sonra hepimiz boşnağız diye yürüyecekler mi? yürümezlerse bunun bir anlamı olabilir mi? ya da benim içim fesat kardeşim.
sırpların insan olduklarını gösterir vahşet. vahşeti sadece insanlar yapar. hala daha zebraların arasına dalıp, 20 tane birden öldüren aslan sürüsüne rastlanılmış değil.
hollanda'nin bu olayda parmagi olan askerlerine verdigi madalyalari gotune sokmasini daha uygun bulmaktayim. ayrica o serefsizler katliam sirasi veya sonrasi, tam hatirlamiyorum, sirplarla keyfe, partiye dalmisti!
edirne'den sonraki (batı, avrupa, amerika, ingiltere ne diye adlandırırsanız adlandırın) tüm topraklardan nefret etmemi sağlamış olaydır. edecek küfür bulamıyorum. bu olayın failleri hollandalı askerlere hollanda hükümeti tarafından madalya takılmıştır geçenlerde, ne güzel öldürttünüz savunmasız müslümanları diye.
(bkz: hollanda da katillere madalya takılması)
işte bu günlerde unutulmuş durumda kalan bir katliam dahadır. bir gecede 12000 kişi kadın çocuk demeden öldürmek her baba yiğidin harcı değildir. tabi bu katliama göz yummakta her baba yiğidin harcı değildir. helal olsundur. madalyalar o hollandalı askerlerin hakkıdır(!)
girmek için vermedik taviz bırakmadığımız avrupa'nın gerçek yüzünün diğer adıdır srebrenitsa katliami. avrupa'nın onbinlerce figüranı olan bir savaş filmi gibi izlediği tüm dünyanın utancıdır srebrenitsa katliami. ülkemizin geleceği için vereceğimiz kararlarda örnek olması gereken insanlık ayıbıdır.
olay 11 temmuz 1995'te meydana gelmistir. birlesmis milletlerin kontrolu olan bir bolgede, 'kurtarilmis' diye adlandirilan bir bolgede, sirplarin baskin yapmalarina kayitsiz kalan hollanda askerlerinin sebep oldugu katliamdir.
bu katliamda en az 7500 musluman erkek oldurulmustur.
birlesmis milletlerin bir ise yaramadigin acikca gosteren trajik olay.
yarasada muslumanlara yaradigi gorulmemis orgut.
olay insan haklari mahkemesine bir bosnali turkun vasitasiyla tasinmistir.
(bkz: hasan nuhanovic)
ilk fırsatta gidip görmek istediğim topraklar...
sırp köylerinin arasında ufak bir köy srebrenitsa
bu köyün diğer boşnak köylerden tek farkı sözde güvenli bölge olması bosna da savaş devam ederken bu bölgeye gelen hollandalı birleşmiş milletler güçleri yerli halka yani müslüman boşnaklara, bu bölgenin artık güvenli bölge olduğunu ve tüm silahların toplanması gerektiğini söyleyerek bölgeyi silahsızlandırıyorlar...
srebrenica’da sırp zulmünden kaçan insanları korumakla görevli olan hollanda askeri birliği’nin bu katliama sadece seyirci kalmayıp sırplara her türlü yardım ve desteği verdikleri, kendilerine sığınan boşnakları zorla
sırplara teslim ettikleri iddiası katliamdan bu yana dünyanın gündeminden düşmeyen bir olgudur
binlerce erkek öldürülerek toplu mezarlara kondu, yüzlercesi diri diri gömüldü; kadınlar ve erkekler sakat bırakıldı, koyun gibi boğazlandı; çocuklar annelerinin gözleri önünde öldürüldü; bir dede, torununun karaciğerini yemeğe zorlandı. bunlar cehennemden gerçek sahnelerdir ve insanlık tarihinin en kara sayfalarına yazılmışlardır.'
üç kardeşi ve babası kaybolan ve şu anda hala bulunamamış bir toplu mezarda yatan, katliamdan son anda kurtularak dağa kaçmış bosnalı müslüman sadık selimoviç 13 temmuz 1995'te, akıl hastası,ratko mladiç'in kendisine aynen şunları söylediğini iddia ediyor:
'bütün erkeklerinizi öldürüp, balıklara yem olsunlar diye drina nehrine atacağız. böylece bu erkekler, sırp olan drina vadisinde bir daha asla sırp çocuklarını öldüremeyecek. ama kadınlarınıza dokunmayacağız, ki acı çekmeye devam edebilsinler.'
(! !)
insan suretinde yaratıklar olduğunu görmemle insan denen varlıktan soğumamı bir kez daha haklı çıkartan, tam anlamıyla tanımlamakta kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir dramın yaşandığı o eski masal ülkesi tek suçları müslüman olmaları
günlerden yarın olacak, üzerinden 10 koca yıl geçmiş olacak
bir toprağın kana doyduğu gün hatırlanacak
10 bin kişinin canlarının teslim alındığı o kara gün
boşnakların plan-program dahilinde nasıl da katledildiği anlatılacak
yine gözyaşları akacak, zambakların boynu bükülecek, mavi kararacak
yüzümüzü ısrarla batıya dönmeye çalıştığımız bugünlerde
batının elbirliğiyle giriştiği bu katliamı öbürsü gün unutacağız hemen
çünkü artık tarih nostalji için var, ders almak için değil...