spartacus

    25.
  1. köleliğin en zor şartlarını maden ocaklarında ölümüne çalıştırılırken tecrübe eden spartacus, diğer köleler gibi hayatının yine aynı maden ocaklarında son bulacağına inanıyordu. çünkü orası, girenin asla çıkamadığı, erken ölenlerin şanslı kabul edildikleri kadar ölümcül bir yerdi. günde belirli saatlerde su ve az miktarda yiyecek verilen tüm köleler, aralıksız olarak gün boyu çalıştırılıyordu. her şeye rağmen güçlü kalmaya çalışan spartacus'un kaderi, yine orada çalışan bir başka köle david tarafından değiştirildi. bir gün, roma'nın en ünlü arenasının sahibi bir tavsiye üzerine gladyatör almak üzere o maden ocaklarına geldi. çalışmaktan bitap düşmüş köleler arasında gözüne en çarpan kişi yahudi david olmuştu. idarecilere rüşvet vererek ucuz yoldan gladyatör elde etmeyi hedefleyen arena sahibi, david'in bir arkadaşının daha yanında alınması konusundaki ısrarlarını mecburen kabul etti. spartacus, oradan kurtuluşunun david'in sayesinde olduğunu hiç bir zaman öğrenemedi. arena sahibi aslında spartacus'ı hiç sevmemişti. kendinden fazla emin hali ve ölümden korkmayan bakışlarıyla karşısındaki insanda saygıyla karışık hayranlık uyandıran birisiydi ve galiba onu kıskanmıştı. ileride başına bela olacağını bilseydi o gün ikisini de o madenlerde ölüme terkedebilirdi. ne yazık ki bunu ancak zamanla anlayacaktı.

    gladyatör okulunda her şeyi hızla öğrenen spartacus ve david, kısa sürede dövüşlerin en aranan isimleri oldu. özellikle trakyalı oluşunun verdiği doğal yeteneklerle spartacus her dövüşte mutlak bir üstünlük elde ediyordu. uzun süre gladyatör okulunda barışçıl bir ortamda yaşadılar. bir gün, arena sahibi bu işe son verip yeterli parayı kazandıktan sonra nil nehri kıyısına yerleşmeye karar verdi ve roma'nın ileri gelenlerinin yaptığı muhteşem teklifle arena işine son verme kararı aldı. teklife göre en meşhur 4 gladyatör, 2şerli ayrılarak birbirleriyle dövüşecek, galip gelen ikisi de kendi aralarında dövüşeceklerdi; fakat ölümüne. arena sahibi her şeyi göze alarak bu oyunu kabul etti. biliyordu ki bu ölüm oyunu arenanın sonu demekti. kendisine teklif edilen oldukça yüklü miktardaki parayı kabul ederek gladyatörlere durumu anlattı. spartacus, yakın arkadaşı olarak gördüğü draba iledövüşecekti. doğrusu onu öldürmeye kıyamazdı; fakat sevgili karısı varinya o gece draba'nın konuşmalarını duymuştu ve kocasına draba'nın kendisini öldürmek üzere arena sahibine söz verdiğini anlattı. draba'nın afrika'da yaşayan ailesi ve çocuklarına kavuşma hayalinini gerçekleşebilmesi için bu dövüşten galip gelmesi gerekiyordu ve öyle yapacaktı istemese de. bu plan arena sahibinin de işine yaramıştı, çünkü o da spartacûs'un karısı varinya'ya göz koymuştu. her nedense bu kadın ona çok çekici geliyordu. normalde gladyatörlere vereceği kadınların önce kendisi tadına bakardı. fakat varinya buna izin vermemiş, kendini öldürecek kadar saldırmıştı ona. duruma kızan arena sahibi, onun hakkından yalnızca spartacus gbi sert bir ekreğin geleceğini düşünmüştü. ama durum umduğundan farklı oldu, spartacus ve varinya sanki birbirleri için yaratılmış gibi uyumluydu. neyse, spartacus öldükten sonra varinya nasılsa ona kalacaktı, önemli olan buydu.

    dövüş günü ne olduysa olmuş, tam da spartacus'un ölüme boyun eğdiği anda crixus adlı gladyatörün öncülüğünde arenada isyan çıkmıştı. bu sayede tüm gladyatörler kaçmış, arenaya aslanları ve yırtıcı hayvanları salarak ortalığı velveleye vermişti. bütün önlemleri alarak kaçma planları yapan spartacus, vezüv dağına çıkmayı önerdi ve kendisiyle birlikte 77 gladyatör ve pek çok kadın çocuğuyla onlara katıldı. grubun lideri aslında crixus'tu, fakat spartacus'un daha sakin yapılı oluşu ve herkesi etkileyen konuşması liderlik koltuğunun yer değiştirmesinde önemli bir etken oldu. grubun tüm sorumluluğu onun üzerindeydi ve sonu belli olmayan bir yolda ilerlemeye başladılar. çıkarılan isyan sonradan çok büyük olaylara neden olacaktı. daha önceden de gerçekleşen köle isyanlarının nasıl sonuçlandığını hepsi çok iyi biliyordu; fakat o okulda ölmektense özgürce ölmeyi tercih eden gözü kara köleler, artık geri dönmeyi düşünmüyordu. vezüv dağı onlara savunma için mükemmel bir olanak tanıyordu. nasılsa romalı askerler dağın dik yamaçlarını geçemezlerdi, hem cüret etseler dahi yukarıdan gelecek olan saldırılarla her şekilde alt edilirlerdi. bir sorun vardı yine de, dağın tepesindeyken yiyecek ve su sıkıntısı çekeceklerdi. neysek ki her şeyin hakimi olduklarına inandıkları jüpiter onlarlaydı. her sıkıntı zamanla aşıldı. dağın eteklerine kamp kuran roma ordusu vur-kaç taktiğiyle ve bölgede bulunan fillerin de saldırılarıyla alt edildi. bu, tüm kölelere umut vermesine veriyordu; ama asıl roma ordusunun yenilmezliğini hepsi adı gibi biliyordu.

    vezüv dağından kurtuldukları zaman artık yeni bir hedefleri vardı; güneş ülkesini kurmak. bu ülkede asla kölelik olmayacaktı, asla cinayet işlenmeyecekti. herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olacağı bu ülkede sadece güzel şeyler yaşanacaktı. ve neredeyse hepsi de bu umuda inanıyordu, aralarındaki bir hain hariç. spartacus onun kimliğini saptamıştı; ama bunu kimseye söylememişti. hatta aklını kullarak o haine yanlış bilgiler verdi ve roma'yı yanıltarak savaşlarda başarılar kazandı. yine de hepsi adı gibi biliyordu bu başarıların çok sürmeyeceğini, çünkü roma ordusuyla yapılacak meydan savaşının kazanılma olasılığı hiç yok gibiydi. 60 binleri bulan köle ordusu düzensizdi, ellerindeki silahlar roma ordusuna kıyasla çok daha azdı ve çoğunluğu basit köylülerden oluşuyordu. ayrıca bu ordu bir çok milletten insanı bir arada bulunduruyordu. ve her milletin de kendi lideri vardı. spartacus, aldığı kararları bu liderlere bildiriyor, onlar da kendi gruplarına aynı şeyi iletiyordu. fakat spartacus'un lidrliğini hazmedemeyen velideri olduğu galyalı grup tarafından sık sık kışkırtılan crixus, alınan ortak kararlardan bağımsız hareket ederek onları zor durumda bırakıyordu. ve meydan savaşında yine galyalıların tutarsızlığı yüzünden yenildiler. ayrıca ünlü komutan crassus'un da bu savaşın kaybedilmesinde büyük rölü vardır. spartacus, bu meydan savaşında her türlü yolu denemesine rağmen dört bir taraftan da kuşatılmış olmaları ve galyalıların ordudan bağımsız hareket etmeleri savaşın kaybedilmesine neden oldu.
    15 ...
  2. 1.
  3. roma da köleliğe karşı ayaklanmanın başmimarıdır.gladyatördür.
    çekilen filmde bu karakteri kirk douglas oynamıştır.
    12 ...
  4. 26.
  5. savaşın neticesinde spartacus, çarmıha gerilerek öldürülmedi. daha önce kimliğini açıklamadığı hain, o gün deşifre oldu. crassus'un kuzeni, crassus'tan intikam kararı almıştı ve bunu gerçekleştirmek üzere romalı haini kullanacaktı. bu hain, grup liderlerinden urus'tu. baştan beri güneş ülkesine inanmamıştı ve savaşın er geç kaybedileceğini biliyordu. savaşta, hem spartacus'a karşı olan can borcundan dolayı, hem de o intikam planının gerçekleşmeis için spartacus'un yaralı bedenini bataklığın kıyısına taşıdı. plana göre onu o bataklığa atması gerekiyordu; ama yapamadı. ondan, öleceğini anladığı anda kendisini bataklığa bırakma sözü aldı. ve karısı varinya ile oğullarının güvencede olduklarını da ekleyerek oradan uzaklaştı. intikam planı gayet basitti: savaşta cesedi bulunamayan bir düşman halk arasında efsaneleşir ve kazanılan zaferin bir anlamı kalmazdı. nitekim crassus savaş meydanındaki tüm kölelere: "spartacus hanginiz?" diye sorduğunda aldığı yanıt: "spartacus benim!" oldu tüm kölelerce. neredeyse çıldıracaktı, onu bulamamak demek, roma'daki tüm itibarının sarsılması demekti. ve öyle de oldu. geri döndüğünde tüm halk spartacus'un hala yaşadığını fısıldıyordu birbirine ve bunu tabi ki senato üyeleri de duydu. başlangıçta sadece asi bir köle olarak tanınan spartacus, zamanla tüm roma'nın iflahını kesecek kadar meşhur bir özgürlük savaşçısı olmuştu dillerde. seneler geçmesine rağmen onun adının yaşıyor oluşu, hayalindeki güneş ülkesinin barışçıl oluşu, özgürlüğe olan inancı ve peşinden binlerce insanı sürükleyecek nitelikte olan muhteşem karakteridir.
    13 ...
  6. 54.
  7. 14.
  8. kemal burkay şiiridir.

    Hayat bir türküdür Spartaküs
    Avutucudur geçicidir
    Güneş tepeler üstünde yükselirken
    Ve kıyıları döverken mor dalgalar
    Hayat bir türküdür Spartaküs
    Köylü kadınların küçük çocukların söylediği
    Orda Trakya ovalarında

    Özgürlük uçan kuşlara benzer
    Ağaç yaprağına yağmur damlasına benzer
    Varinia'nın gözyaşlarına Spartaküs
    O Britanyalı köle kadının, o kır çiçeğinin
    Bir gladiyatörün acı gülüşüne benzer
    Kanları toprağa belenirken

    Onlar dostluğu bilirler mi
    Kardeşliği bilirler mi
    Başkası için ölmeyi hiç
    Onlar bilirler mi Spartaküs
    Ayağa kalkınca Makedonya'nın
    Lombardiya'nın taşı toprağı
    Yaşlıları, hastaları, genç kızları
    Özgürlük için saçları bayraklaşan

    Onlar, Roma'nın uygar efendileri
    Dövüşken horoz yetiştirir gibi
    Avrupa'nın, Asya'nın, Afrika'nın
    O, kölelikten başka hakkı olmayan
    En güçlü insanlarını meydanlarda
    Birbirine öldürtüp kahkahalarla gülen
    Eğlenceye ve elmaslara çılgınca düşkün
    Onlar, Roma'nın uygar efendileri

    Frigya ovasında yetişen buğday
    Acem ipeği, Mısır pamuğu
    Besili sığırları Afrika'nın
    Finike'nin sedir ağaçları
    Ve genç kızları Normandiya'nın
    Herşey, hattâ dalgalar, gökyüzü
    Dağlar, esen yel ve gün ışığı
    Güya bu efendiler içindi.

    Köle doğmak boynunda bir zincirle
    Sırtında bir kamçıyla
    Yüreğinde bir damgayla Spartaküs
    Uşaklık edeceğin saraylar yapmak
    Geçemiyeceğin köprüler, sürüneceğin yollar
    Çürüyeceğin zindanlar yapmak
    Ve taşımak olmayan günahlarını sırtında
    Doğduğun günden öldüğün güne kadar

    Zincirleri kırmak güzeldir Spartaküs
    Gökyüzü gibidir, yaşamak gibidir
    Aşk gibidir
    Çıkmak geceden güne
    Zincirlerden öte uzundur dünya
    Duvarlardan öte yaşamak geniştir
    Besbelli sevginin en güzeli
    Zincirleri kırmaktır yeryüzünde

    Hiç unutabilir misin Spartaküs
    Yüzünü Afrika'lı zencinin
    Gözlerini unutabilir misin
    Ancak bu denli sevebilir insan
    Kılıç, kan ve Romalılar arasında bile
    Gönlü böylesine sevgiyle taşan
    Bu adam
    Seni öldürmemek için kendi öldü
    Sen o zaman vurulmuştun işte
    Ölüm güzeldir böyle yaşamaktan

    Bir Romalı yüreği gibi değil
    Ezik bir köle yüreği gibi çiçek yetiştiren
    Ak bulutların öptüğü
    Makedonya dağlarından
    Cins atlar büyüten, yapağı veren
    Macar ovalarından
    Çıkıp karlı Alp Dağlarını
    Köle toprakları bir boydan bir boya aşan
    Bir su gibi içip özgürlüğü
    Mızrağının ucunda
    Alınteri ve sevgi taşıyan
    Kölelerin bayrağı Spartaküs

    Sen ki o mermer saraylarda yaşıyan
    Kan ve kemikler üstüne şanları kurulu
    Parayla, döneklikle soylu olmuş kişilerin
    Bilmediği bunca şeyi bilirdin
    Sen ki bir çocuk için yaşamayı
    Bir kadına gönül vermeyi
    Eğilip toprağı öpmeyi bilirdin Spartaküs
    Biz kölelerin de bir tanrısı vardır...
    Bunu bilmiyordun işte
    Çünkü kölelerin tanrısı yoktur

    Yoksulluk kötüdür Spartaküs
    Bilgisizlik kötüdür
    Ama hiçbir şey boyun eğmekten
    Daha kötü değildir
    Sen de yenildin sonunda
    Bir çarmıhta can verdin
    Ama bir türkü gibi çağdan çağa
    Erkekçe savaşmayı öğrettin insanlara
    Adını öğrettin Spartaküs...
    *
    11 ...
  9. 7.
  10. filmi ben hur kadar ses getirmese de izlenir özellikle kirk douglas ın o müthiş oyunculuğu tekrar tekrar izlenir.

    --spoiler--
    spartaküs ün ordusu ve roma ordusu karşı karşıya gelirler ve spartaküs yenilip esir alınır.romalılar kimin spartaküs olduğu bilmediğinden bir sürü esire spartaküs ün ismini verin ve sizin canınızı bağışlayıp köle yapalım derler.ancak hepsi spartaküs benim deyip spartaküs ü korurlar ve köle olmaktansa onurlu bir şekilde ölmeyi seçerler.
    --spoiler--

    filmin en can alıcı sahnesidir bu.bazen düşünüyorumda ya başarsaydı?
    10 ...
  11. 3.
  12. 232.
  13. 298.
  14. 6.
  15. roma imparatorluğuna 3.5 attıran köle isyanının lideri *
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük