benimdir.
ana okulu zamanlarımda kuzenlerimden bir tanesi de ana okulu öğretmenliği okuyordu. bana o dönemlerimde mütemadiyen çizdirdiği ve yorumlattığı resimleri yolladı geçenlerde.
istisnasız her resmimde yağmur yağıyor, yağmur yağmasa nehirler var, o olması hava mutlaka bulutlu.
zaten seviyordum böyle havaları o zaman fark ettim ki ezelden beri böyleymişim.
Zira yazın ortalama %65 70 oranında nem oranına sahip olan dönem dönemde %80-90'a kadar dayanan nem ile beraber nefes almak uykuya dalmak çok güçleşebilir.
Haliyle istanbullular için serin hava istenilir bir şey olmalıdır.
ağustos'un ortası olmasına rağmen doğduğu gece şehrini sel basmış olan benimdir. ileride soğuğu ve yağışlı havaları seveceğim ilahi bir şekilde o zaman müjdelenmiş.
Bizzat kendim.
Botlarımı giyeyim, kabanıma sarınayım, beremi takayım diye dört gözle bekliyorum soğuk havaları. Hem daha az insan oluyor sokaklarda da...
yalnızdır,
o esintide ki huzur, bulutların dağıttığı hüzün, yaşadığını hissettiriyor.
evde tek başına ve yalnız olmayı seven insandır.
belki de evinde vakit geçirmeyi seven insandır, dışarı çıkma zorunluluğu yoktur, nasıl olsa hava kapalı evde kalıp, mutlu olabilir.
belki başka alternatifi olmayan insandır.
bu havada kim ne yapar ki diyerekten bütün günü yatakta geçirmeyi planlayan insandır. yağmuru izlemeyi seviyordur, o yağmur damlaların pencerede çıkarttığı sesten hoşlanıyordur. en güzel anılarını, yağmur damlaları eşliğinde yaşa(n)mıştır, kim bilir. dışarı izlerken kendini huzurlu hissediyordur.
sıcaktan bunalmış olan insandır. kalabalığı sevmeyen insandır. o kapalı havada gezmenin zevkini bilen kişidir. yağmurlu ve kapalı havada kendini daha iyi hissediyordur. yağmur yağdıktan sonra o toprağın mis kokusunu seviyordur.
hava güzel, kızlar güzel, hayat güzel üçlemesinin sahteliğinden haberdar olan insandır.
"yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını..
herkesin yüzü gözü ıslak,
başları eğik omuzlarının arasında..
yağmur yağdığında... herkes..
benim hep olduğum gibi..."