sözlüğümüzün yeni akımı. türk insanının, bireyin din özgürlüğünü nasıl da benimsediğinin göstergesi. din özgürlüğü algılanıyor ki; ille benim kendi dinime karışılmayacak. hayır canım. şimdi şöyle oluyor ki; sen de başkalarının dinine saygı göstereceksin. papa islam'la ilgili söz söylüyor. hurra, hadi tepki gösterelim. tepkiyi de görün. yazı, dilekçe değil. yollara çıkıp barbarlık yapmak. tamam tepki gösterme demiyoruz. fakat başkası ateist olduğunu belirttiğinde sen ne yapıyorsun? yok efendim; "yanlış", "her şey tesadüften ibaret olamaz". yapma canım kardeşim. ne kaldı senin papa ile aranda o vakit. sen de olmuşsun bir papa. herkes kendi dinine inanmakta özgürdür. bizim tebliğcilerimiz bile; gayrimüslimin dinini kötülemez, islam'ı överdi; hatırlar mısınız bilmem. ayrıca; bunu okuyup "anaa ateist lan bu" diyecek ergen arkadaşlarımız için;
bir yazar, kur'an'dan öyle cümleler seçip başlık açar ki hemen insanlar ikiye ayrılır. "mantıksız olduğunu ifÂde edenler" ve "her daim kur'an'ı savunup bu başlığı açana ince yollu laf sokanlar"...
defalarca yayına konmuş bir filmdir bu. seyretmekten sıkılmıyor insanlar...
ben sıkıldım şahsen.
din eğer tartışılmaz bir olgu olsaydı;
hristiyanlığın tarihi değiştirilme sürecini, görmezden gelmemiz gerekirdi.
ilahi kitaplar kime göre, neye göre ilahidir? bunu ayırt edememek durumunda kalmak, şart olurdu. yani kutsal dinler, 3 tane olmazdı o zaman.
dinde sorgulama vardır, körü körüne inanma yoktur.
sokakta din konuştuğumuzda bize dayak atmaya teşebbüs eden sözümona erkek, dinibütün heriflerden uzak bir mekan olan kaliteli sözlüğümüzde konuşmayacağız, tartışmayacağız da nerede yapacağız bu işi bilemiyorum.
sözlüğü forum a çevirmek adına çok etkili bir yöntemdir. inanış ve inançsızlık gibi en uç noktadaki iki kutubu, herkesin fikrini özgürce beyan edebildiği bir ortamda dillendirmek sözlüğe zarar verir. dini inanışlarla ilgili yada direkt olarak dinle ilgili başlıklar açılmasınmı? kesinlikle açılsın. sözlüğün her konuda kaliteli yorumlar yapabilen yazarları olduğu ortaya koyulsun, ama aynı komünite içinde bulunduğun yazar arkadaşının tahrik olacağını bildiğin halde mevzuya bahis olan türden bir başlık atıp altına nefret dolu, ateşli bir vaaz oluşturursan hem sözlük içinde bölünme oluşturursun hemde burayı sonu gelmeyen saçma sapan bir tartışma kaosuna çevirirsin. bu da yazılarını tekrar tekrar okumaktan bıkmadığımız yazar arkadaşlarımızı küstürür, sen küsersin, ben küserim, sözlük küser.
din öyle bir konudur ki sokaktan kimi çevirseniz edeceği iki kelime olur. ya savunur ya da senin dinin sana benim dinim bana der. sarhoşun birine "rezil, utanmıyor musun halinden?" deseniz sizi önemsemez. ama gidip "allahsız, niye içiyorsun?" deseniz üzerinize yürür. insanların içinde kabul etmeselerde bir yaratan inancı vardır, kimi bunu yaşar, kimi ise derinliklerine atıp kaçmaya çalışır. sözlükteki durum da buna benzerdir, kimileri islam tebliğ dini olduğu için bilmeyenler öğrensin diye bilgi amaçlı yazılar yazmaktadır, ama gel gör ki içindeki inançtan korkan veya sorumluktan kaçmaya çalışanların hedefi haline gelmiştir din başlıkları. üç kuruşluk bilgisiyle ya da provakatif amaçlı açtığı başlıklar görüntü kirliliğinden başka bir şey de değildir. hatta ve hatta bu başlıkların ilk entrylerinin çoğu da tanım değildir, "ben böyle düşünüyorum, böyle biliyorum." diyerek sol frame in ebesi ile izdivaç yapılarak ortalığı toplama görevi diğer yazarlara bırakılmıştır.
başkalarından beklenen sağduyuyu kendisi göstermeyen insanların inanılırlığı ne kadar olur, gelin siz karar verin. ayrıca dine saldırmak kolaydır, zor olanı inandığını savunmaktır zaten.
Anormal bir durumdur*, çünkü sözlük tartışma mekanı değildir. Tartışmak için forumlar vardır. Fakat üyelerin genel eğilimleri "kural tanımamak" olduğundan dolayı format bazında kabul edilebilir kılınmıştır yine yazarlar tarafından.
komplike olanın savunulması durumunda, komplikenin olduğu gibi değil, paradoksal görünümünün yarattığı olgudur bazı kesimlerce. yani bir insan ateist olduğunu söylese, tek amacı ' hatun kaldırmak, gizemli rollere bürünmektir' bay din profesörünün gözünde. halbuki yalın gözle bakılırsa, anlatımdaki basitlik insanı sorgulamalara sokabilir. dine laf atanlara öcü deme basiretsizliğini ben dahil hepimiz yapmamıza karşın, bazılarımız kendi kafalarındaki mükemmel din seçimlerini, içten içe kant'sal diyalektik metodunu da kullanarak, nietzsche' nin ' güç istemi' kavramı nedeniyle insanlara kabul ettirip güçlü olduklarını hissetmek isterler. ama bilmezler ki;
iki arkadaş köprünün farklı uçlarındadır, biri diğerine- hadi gel- der, bunun üzerine, normalde zaten gelecek olan kişi, karşıdakinin gücünü kabul etmemek güdüsüyle denileni yapmaz. işte bunu bilmez bu yazar kişiler.
kendinden ögeler, idealar dünyasının dinle bağdaşan yönlerini yakalayan bu insanlar; nietzsche' nin güç istemi ve schoupenhauer' un ' ruhun istediği gerçektir' kavramlarını es geçmişler, bunlardan bir haber kalmışlar; sadece içine hegel' in bile dahil olmadığı bir; eflatun- immanuel kant- spinoza üçgeni kurmuşlar ve ona göre hareket eder olmuşlardır.
dinden bağımsız düşünmeyi de öğrenmelidirler.
sözlükte çok komik tartışmaların yaşanmasına sebep olan tartışmadır. ilk başlarda uuserların her birinin büyük din alimlerinin yıllarını verdikleri çetrefilli konularda bol keseden attıklarını gördükçe şaşırırdım. ama sonra hepsinin yıllarca kuran, hadis, fıkıh eğitimden geçtiklerini ve de hocalarından icazet aldıklarını öğrendikten sonra kendilerini hayranlıkla takip ettiğim ve mevcut durumu gayet doğal karşıladığım bir hadise olmuştur benim için.
Dinin , ontolojik açıdan tartışan olgun bir anlayış yerine tarikatların-cemaatlerin yaptığına benzer içi boş aforizmalarla dolu populist betimlemeler yoluyla ifade edilmesidir.Tartışmaları ontolojik zemine çekemeyecek kadar radikal karadipli şovenist yazarların din felsefesini tıpkı islam tarihi gibi siyasallaştırıp True Believer okurlara paket yapmasıdır.
her turlu elestiriyi dine hakaret olarak algilayanlarin pek hoslanmadigi tartismadir. sen nasil ki isa'nin allahin oglu oldugunu, inegin kutsal oldugunu ya da israilogullarinin secilmis irk oldugunu, israil'in onlara vaadedilmis topraklar oldugunu kabul etmiyorsun, baskalari da senin kutsal kabul ettigin bircok seyi kabul etmez ve elestirir. islam dinini, muhammed'i veya kuran'i elestirmek dine hakaret degildir. sen allah vardir kutsaldir dersin, baskasi da allah yoktur, din afyon gibi beyinleri uyusturur der. gayet normaldir bunlar.
kesinlikle karşılıklı saygıya dayanarak yapılması gereken tartışmadır. aklın önderliğini yitirmemesi gereken sorgulamalara da götürür kişiyi, dikkat edilmesi gereken bir nokta ise; her şeyi doğrudan, ayetlerle cevaplandırma yerine, ayetleri kabul etse ve onlardan en ufak şüphesi olmasa bile; dini bakış açısını- sosyoloji, felsefe * , edebiyat ve etik değerler ile birleştirip aktarabilmektir.
özellikle başka dinler değil de islam'ı tartışmak olarak değerlendirebiliriz. kişiler bilmeden kuran ı kerim'den bir söz alıp içeriğine bak bakmadan ön yargı çerçevesinde konuları değerlendirmektedir. hatta daha da ileri gidip keşke anadolu müslüman olmasaydı diye saçma sapan sözler de etmektedirler. islam dinin peygamberinin hayatını okumakla, anadolu medeniyetlerinin kalıcılığı ve anadolu'nun tarihi okuyunca bu konunun da aydınlanacağını düşünüyorum.
özellikle islam hakkındaki yanlış düşüncelerden biri de herkes kafasına göre bir şeyler söylemesidir. islamla alakadar olmayan biri kuran ı kerim'den bir söz seçim onun üstüne yorum yapması son derece yanlıştır. zira bir mühendis olabilmek için tam 4 yıl okumak gerekiyor ve aynı şekilde kuran'ı tam anlayabilmek için kuran'ı okumayı bilmeyi öğrenmek lazım geldiğini nacizane düşünmekteyim.
ha bir de hep avrupa'da bize karşı ön yargı olduğundan yakınırız. kendi kendimize ön yargılı davranıyorsak varın gerisini siz düşünün...
gayet normal karsilanmasi gereken tartismalardir. lisedeki din hocamiz "dinde zorlama yoktur. islama inanip sartlarini yerine getirdigin surece zorlama olmaz" derdi. ayni dusuncede olan cok fazla kisinin olmasi uzucu. inanan kisi inanmayanlara "hepiniz cehennemde yanacaksiniz" derse, inanmayan da "vaktinizi ve enerjinizi bos islere harciyorsunuz" der. zaten tartisma denen seyin tanimi budur (tez - antitez) kutsallik bahanesinin arkasina siginip "ben herekese dedigimi derim ama onlar diyemez, benim dusuncelerim kutsal" demek cok yanlis ve haksiz. durmadan dine saldiridan hakaretten bahsediliyor. dine saldiri ya da hakaretin sinirinin ne oldugu soylenmiyor. "allah yok" demek dine saldiri ya da hakaret mi? ya da "islam dini toplumsal gelismenin onunde engel teskil ediyor" demek? genel anlamda bunlarin hicbiri hakaret veya saldiri icermiyor ama dindar insanlarin cogu bunlar gibi en ufak elestiri veya karsi gorusu hakaret olarak algilayip saldirgan bir tutum aliyor.
eli zayıf olan tarafın çekindiği konu. dinden kaynaklanan sorunları eleştiren ve dinin toplumumuz üzerinde yarattığı bazı hasarları -kendi düşüncesine göre- vurgulayan kişileri kafir, zındık, dinsiz ilan ederler sonra da inançlarının mükemelliğinden, kusursuzluğundan dem vururlar.
sözlükte pek de yapılmayan yapılsa da medeni ölçülerde bir zararı olmayacak tartışmadır.sözlükte olan, bir görüşe karşı demagojik uslupta başka bir siyasi görüşün savunulmasıdır ne yazık ki, örneğin biri çocuk pornosuna ses çıkarmayanlar dinimize saldırıyor diyebiliyor.maazallah duyan muyan olsa sözlüğün adı çıkar çocuk pornosuna ses çıkarmıyolar diyerekten.
bazı şeyler adı üstündedir, din > inanç > inanmak. bu da onlardan biridir. adı üstünde inanan inanır inanmayan inanmaz; aksi ya bitmez tartışmalar ya da şiddet demektir. bu nedenle gereksiz bulduğum eylemdir.
bırakın sözlükte hiçbir yerde tartışılmaması gereken bir husustur.
çünkü bir tartışmanın neticesinde bir sonuca ya da sonuçlara ulaşmak lazım gelir.
din ise tartışılamaz.
çünkü hiçbir sonuca ulaşılamaz.
çünkü dinle ilgili cevaplar sabittir.
yoruma açık değildir.
nitekim din tartışılamayan bir kavramdır; çünkü dogmatiktir.
dinde kesin doğrular vardır.
ve kimse bu doğruların doğruluk derecesini tartışmaya açamaz.
kuşkusuz kimsede niye bunlara inanıyorsun ya da inanmıyorsun diye de soramaz.
dolayısıyla din hakkında sadece kişisel yorumlar yapılıp görüşler beyan edilebilir.
tartışmak ise nafile bir çabadır.
hem inananı hem de inanmayanı rahatsız eder.*