insanların zevzek zevzek konuşmalarını engellemek için susturma taktiği kullanmayacağız. ellerine kitap vereceğiz. mesela aziz nesin olabilir. ya da oğuz atay olabilir. hiç olmadı umut sarıkaya nın derleme kitabı var bende. onu çoğaltırız. böylece mizah anlayışlarını yasaklamak yerine gelişmesine katkı da bulunacağız.
valla her şey bedavaysa ben migrosa dalarım arkadaş. alırım viskileri çağırırım arkadaşları alem yaparız. ha koskoca istanbul'da tek akıllı ben olmayacağımdan biraz kapışma çekişme olur ama kalabalık gireriz biz de migrosa canım, enayi miyiz ortak mülkiyet lan, hepimizin viskisi yani hakkımızı alır gideriz arkadaş. hatta peynir hakkımızdan verip viski hakkımızı da artırabiliriz, yaparız bunu bak.
--spoiler--
kemalistleri, milliyetçileri, din bezirganlarını pasivize etmek
--spoiler--
ee peki bu sosyalist devrimci kardeşlerimiz hangi bayrağa hizmet ederler merak konusudur. En büyük devrimci Atatürk değil miydi ki? sen onun yolunda yürüyenleri pasivize edeceksin. En büyük milliyetçi Atatürk değil miydi ki sen onun milliyetçilik çatısı altında birleşenleri pasivize edeceksin. En büyük müslüman Hz.Muhammed değil miydi ki sen müslüman bir ülkenin islamiyete inanan insanlarını pasivize edeceksin. buyursunlar benden başlasınlar pasivize etmeye.
p.s. : pasivize işlemi sonucu tarafımdan pasif edilecekler tercih sebebi değildir.
şu an sosyalist devrimle dalga geçen büyük grup insanlar bir anda devrimci kılığına girip sosyalist kesileceklerdir. sosyalist devrimle ezber lafları kullanarak dalga geçenler, kendilerine öğretilen yeni ezberleri okuyacaklardır. zaten adamın kendine ait tam bir bilinçle hazırladığı bir düşüncesi yok.
kraldan çok kralcı kesilenler yine kralcı kesilecektir, zaten her zaman yavşak hareketler yaparlar.
apolitikler de kendileri için hazırlanmış hayatı yine yeniden ama bu sefer değişik bir tarzda yaşayacaklardır.
eşitlik, adalet, kardeşlik vs vs... olacak diye propagandası yapılan olaylar zinciri. geçiniz efendim bu laflara karnımız tok milletçe. sizden önceki devrimcileri de biliriz. kanlı eller ile sözde eşitlik adalet dağıtıldığı nerde görülmüş...
1- incirlik üssü kapatılacak
2- nato dan çıkılacak
3- dış borçlar silinecek (borcumuzdan 6 kat fazla faiz ödedik daha borç bitmedi)
4- imf ile ilişkiler kesilecek
5- israil li pilotlar konya da eğitilmeyecek
6- işçi insan olduğunun farkına varacak ve kendine zaman ayıracak (şimdi çalışıyor 14 saat, uyuyor 5-6 saat)
7- türkiye topraklarında yetiştirilen ürünler varken, yurtdışından sırf bakan çocukları para kazansın diye ithalat yapılmayacak
8- özelleştirilerek halkın elinden alınan herşey, devletin olacak.
9- tuzla da ve nicelerinde işçiler öldüremeyecek.
10-dünya nın çeşitli yerlerinde görev yapan askerler, yurda geri çağrılacak.
11-avrupa birliği ve abd iç işlerimize karışamayacak, çünkü karşılarında örgütlü birlik bir halk bulacak.
12-sağlık ve eğitim herkes için ücretsiz olacak, parası olan senden daha iyi eğitim ve sağlık alamayacak.
13-ellerimiz emeği, gözlerimiz onuru anlatacak
14-herşey daha yaşanılası, savaşsız bir dünya için olacak.
bu ülkeye ideolojik bir devrim lazım değildir,önce sakat ideolojilerden sıyrılmak, devleti özgürleştirmek gerekli.
eğitim devrimi, kültür devrimi, insan hakları devrimi ve demokrasi devrimi. önce bunları bir yerine getirelim, sosyalist devrimden çok daha faydalı olacaktır ülkeye.
köy enstitüleri açılmalıdır. seçim barajının %10'dan aşağı,epey aşağı indirmek ve parlamento sistemini ona göre düzenlemek gereklidir. siyasi partilerder kanununu düzenlemek, tek adam siyasetini ortadan ebediyen kaldırmak gereklidir. güneydoğu anadoluya yatırımlar yapılmalıdır. devlet, kültür-sanat aktivitelerine köstek değil destek olmalıdır,insan haklarına saygılı ve altını çizerek söylüyorum düşmanlık beslemeyen her görüşün temsil edilebilmesini kendisi teşvik etmelidir. bunlar daha saymakla bitmez.
halihazırda ülkemizin büyük siyasi güçleri kimlerdir?
akp - cemaatci ve emperyalist abd'nin destekçisi
mhp - milliyetçi ve ayrılıkçı, şiddeti savunan bir kitle
chp - statükocu, yeniliklere tamamen kapalı bir üst yönetime sahip siyasi parti
dtp - milliyetçi ve ayrılıkçı, şiddeti savunan bir kitle
türkiye bunlarla ilerleme kaydedebilir mi? hayır. peki nasıl çıkacağız bu açmazın içinden? işte orada sloganlar değil, halk hareketi(devrim değil) başlatılmalı.
eğer birşey yapılacak bir Türkiye kalırsa ortada, sosyalizmin hala hayatta olduğunu sananlar büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaklardır. bu süslü kelimelerle ne kadar emperyalizmin esirmiymişiz gibi gösterilmeye çalışılsada bu ülke emperyalizmin en alasından tekrar ayağa kalkmıştır. yaşasın hakların kardeşliği sözündeki kardeşlik insan olmanın verdiği aç gözlülük ile savaşa dönüşecektir belkide devrimde sonra. * hala 19.yy dan kalma kuramları ayakta tutmaya çalışmak, uygulandığı ülkelerdeki sonuçlarını incelemeden ısrarla taparcasına savunmaya kalkışmak sosyalizm değil faşizmdir. sosyalist devrimden sonra bu yeni dünyanın uzaya çıktığı 21. yüzyılı yaşadığı zamanlarda ülkede yapılacak tek şey ülkenin bir yüzyıl daha geriye gitmemesini ummaktır. yoksa kardeşlik, sevgi kolları, ekmeğimi paylaştım al senin olsun güzel kardeşim hepimiz kardeşiz ben yemiyorum al sen ye usta şirin bana bir araba yap yok bunlar. * insanlar kişisel menfaatlerini düşünmelidir.* haklı çıkarlarına göre hareket etmelidirler. ne kadar itici bir kelime gibi gözüksede ekonominin olmazsa olmazıdır.*
(bkz: hacı koş devrim oldu) *
zamanla sahteleştirilmiş, kuklalaşmış insanlar tarafından hayal olarak görülebilecek kadar aciziz yazık ki. sosyalist bir görüşün hakimiyeti bu ülkede hakiki bir devrim olacaktır. uyanacaktır ülkem insanları kabus dolu geceden. erişecektir birey olmanın verdiği eşsiz duyguya. saygı duyacaktır kendisine en başta, çünkü saygı görecektir.
hile hurda, eşitsizlik, haksızlık, torpil olayı kalkacaktır mesela. kullanılmayacaktır bile bu kelimeler, güven olacaktır, sözde yöneticiye* ve tüm insanlara. kişisel çıkarın birinci planda olması değil midir bizi bize düşüren, koltuk sevdasını kara sevdaya dönüştüren... boynumuza atılan kalın ipleri kaldırıp atamayışımız, kardeşimize bile kazık atışımız, beleşten bir iğnemiz daha olsa mutluluğun doruklarına yükselişimiz, kuyruğun en arkasında olabilme ihtimalini düşünemeyişimiz...
bir ütopya değil başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadan özgür kalabilmek, paylaşabilmek cebimizdeki iki olanın birini verebilmek, yardın edebilmek zorda olana...
ancak çok fazla çalışanın, çok fazla emek verenin diğerinden çok kazanmasından daha doğal ne olabilir. o kadar alışmış ve kabullenmişiz ki, koltuğunda oturan koca göbeklilerin kabarık cüzdanlarının olmasına ve bu ceplerine sığdıramadıkları cüzdanlarına saygı duymaya. sıradan bir öğrencinin parası yetmedi diye yediği yemeğe horlanırken; para babası, son model arabalı, dişi kürdanlı, koca göbekliden para bile istemeye tenezzül edilmez. 'çok ayıp sizden de mi para alacağız?' sözleriyle önünde eğilinir.
sosyalizm bekçileri kol gezerse beyinlerde, hayatın en ücra yerinde bile, son bulacaktır bütün bunlar. vurgulayamadığım daha milyonlarca derdimiz son bulacaktır. açılacaktır kardeşliğin kolları insanlarımıza.
artik yurdum insani da ulkemize gelen turistler gibi cok uygun fiyata tatil yapabilecektir. kendi ozgurlestirdigi toprakalrda gezinmek, stres atmak icin, emekli olmasina veya tomarla para harcamasina gerek kalmayacaktir.. cunku burasi herkes gibi kendi yurdudur. o kadder !
