kısa adı SGGSS olan, AKP hükümetinin geçen yasama döneminde yasalaştırıp, anayasa mahkemesi tarafından bazı maddeleri iptal edilen; önümüzdeki günlerde kabul edilmesi halinde 2008 haziran'ında uygulamaya geçecek olan sosyal hukuk devletinin fiilen yok eden yasa.
Misal bu sözlüğe yazan 35 altı hemen her yazar, 50'sinde emekli olacak ama emekli maaşının bağlanabilmesi için 65 yaşını doldurmayı bekleyecek. Aradaki 15 yıl nasıl geçineceği sorusunun cevabı ise meçhul. Çünkü ekonomimiz güçlü (!) olduğu için burjuvazi için dert değil. Yaşanır bir şekilde.
1999 yılında ankara'da 300 bin kişi yürüdükte ne oldu. Hiç bir şey.
o zaman denmeli ki
"nuh ile uslanmayanı etmeli tekdir
tekdir ile uslanmayanın hakkı hayattır"
yasa çıktığı takdirde emekli ikramiyesi üç beş parça halinde ödenecektir. bu durum ikramiye ile ev alacak bir sürü çalışanın planlarına darbe vuracaktır.
emekli ikramiyesiyle alakası olmayan yasadır. yaş ve prim ödeme gün sayısında 2045'lere kadar uzunan kademeli bir geçiş öngörmektedir. Şu unutulmamalıdır bu yaşlar artmaktadır çünkü bizden bir nesil önce bu devlet insanları 43 yaşında emekli etmiştir.
insanları , insanların emeklerini , insanlık adlı olguyu hiçe sayacak yasa.. bunun yanında ise milletvekili maaşlarına zam.. kimsenin ruhu duymadan gerçekleştirilmiş yeni af yasası.. ve tekelin de elimizden gidişi.. türkiye diye bir şey kaldı mı merak ediyorum gerçekten..
efendim esası için sosyal güvensizlik ve genel sağlıksızlık sigortasıdır. 18 milyon kadın ve 7 milyon erkek sosyal statüleri dolayısıyla bu yasadan yararlanamayacak, özel sağlık sigortasına yönelmek zorunda kalacak, parası olduğu takdirde sağlık hizmeti görecektir. bi de yardım kuruluşlarına sığınabilecek bu vatandaşlarımız. bu ne demek? bu cemaatleşmek demek. cemaatlere sığınan gariban vatandaş bir oy potansiyeli olacak. hey maşalah akıllarına kurban olduklarım!
kadın erkek eşitliğini gözeten bu yasa 65 yaşında emeklilik vaat ediyor. herkesi aynı yaşta emekli ederek kadının ev içi emeğini hiçe saymak bi yana dursun, emekli olacak insana mezarda maaş hizmeti sunmayı falan planlıyorlar heralde.
ssgsss ile sağlık çalışanların, garanti meslekli doktorların da sırtı yere geliyor. kamu hastanelerinin birleştirilmesi ile sağlık personeli sözleşmeli çalışan olmaya yönlendirilecek. bu ne demektir? bu garantisizlik demektir. her an işten çıkarılma tehdidi var demektir. bir de yasaya performansa göre ibaresi yerleştirilmiş ki bu da doktor için hastayı müşteri olarak görmeye yönlendiriyor.
imf türkiyede en bakir alanlardan biri olan sağlık sektörüne gözünü dikmiştir ve uslu çocuk akp hükümeti şimdi nasıl olur da bu yeni yasayı uymayacak gelişmişlikte olan türkiyeye bu yasayı bindiririz diye düşünmektedir. yasa özünde önce özerklik sonra özellik hedeflidir. özerklik kısmı ile halkın sempatisi kazanılır fakat pilot uygulamalarda bugün mağdur olan onca hastadan kimsenin haberi olmaz.
esas olarak abd de uygulanan sisteme benzerdir ssgss. dileyenler sicko adlı micheal moorebelgeselinden başımıza gelecek olanın ne olduğunu izleyebilirler.
ssgss sosyal devlet anlayışıyla asla bağdaşamayacak bir yasadır bu yüzden sosyal güvensizlik ve genel sağlıksızlık yasasına esastan itirazımız var!!!
"- Bugünkü mevzuata göre aylık bağlama oranı yüzde 65 iken yüzde 50'ye düşürülecek. Alt sınır aylığının miktarı düşürüldüğünden mevsimlik, geçici süreli ve yarı zamanlı çalışan sigortalılar daha düşük aylıkla
karşı karşıya kalabilecek.
- Emekli aylıklarının hesaplanmasında bugünkü mevzuatta gelişme hızının yüzde 100'ü dikkate alınırken bu oran yüzde 30'a indirilecek.
- iş kazası ve meslek hastalığı sonucu yüzde 25 oranında sakat kalan işçilere ödenen sürekli iş göremezlik gelirlerinde uygulanan alt sınır kaldırılacak. Örneğin, 1000 YTL aylık kazancı olan sigortalıdan iş kazası sonucu yüzde 25 oranında sakat kalan için mevcut mevzuatta 420 YTL gelir bağlanacakken aynı oranda sakat kalan aynı kazançtaki sigortalıya 175 YTL gelir bağlanacak.
- Malullük ve ölüm aylıklarını mevcut mevzuata göre hak etmek için 5 yıl sigortalı olup 900 gün prim ödenmesi yeterliyken bu şartlar 10 yıl sigortalılık süresiyle 1800 gün prim ödeme şartına yükseltilecek.
- Çalışan veya gelir alan çocuksuz dul eşin ölüm aylığı oranı yüzde 75'ten yüzde 50';ye düşürülecek.
- Yetim kız çocuklarına aylıklarının 24 katı tutarında ödenen evlilik yardımı, aylığının 12 katına düşürülecek.
- Sigortalılara verilecek olan sağlık yardımlarının miktarı ve süresi kanunla belirlenmişken bu yetki kurum yönetiminin insafına bırakılacak.
- Mevcut mevzuatla kişilerin diş protezlerinden yararlanmaları için herhangi bir yaş sınırı yokken 18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün almamış kişilerin protez bedelinin yüzde 50'sini cepten ödemeleri
gerekecek.
- Hastanın tedavisi için gereken yöntem ilgili hekim tarafından tespit edilmekteyken, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun oluşturacağı komisyonun belirleyeceği tedavi yöntemleri dışındaki yöntemlere dayalı tedaviler
için sigortalı hastalar cepten tedavi maliyetinin 3 katı tutarında para ödeyecek.
- Mevcut mevzuatta, ayaktan tedavilerde 1 YTL ödenirken, bu miktar 2 YTL'ye yükseltilecek ve bu miktar her yıl Maliye Bakanlığı tarafından artırılacak.
- işten çıkan sigortalının önceki yılda 90 gün prim ödemişse kendisinin, 120 gün prim ödemişse kendisi ile birlikte geçindirmekle yükümlü olduğu aile fertlerinin sigortalı niteliği sona erdikten itibaren 6 ay süreyle
tedavi yardımlarının devam etmesi mümkünken işten çıkan sigortalıların bu hakkı ortadan kaldırılacak."
bu yasaya göre emekli maaş zaamında, gerçekleşen büyüme oranının tamamı değil %30 luk kısmı dikkate alınacak. buda emekli maaşlarının düşmesi anlamına geliyor. ayrıca çalışanların emekli olduklarında aldıkları maaş çalışırkenki maaşın %60 ından %27 ye düşüyor. yine minimum emekli maaş çıtası da oldukça düşürülüyor. kısaca halkı sefaletin de ötesine götürecek bir yasa.
Az önce haberlerde bu yasa ile ilgili olarak vatandaşla röportaj yapıyorlardı. Maşallah herkes şikayetçi, burnundan soluyor (Bu arada Mehmet Ali Birand'da bu yasanın çok gerekli olduğu yorumunu lütfetti bizlere. Haberler bitince son model arabasına binip, pahalı bir yerden şarap eşliğinde yemeğini yiyecek ne de olsa). Maşallah tepki çok, nazar değmesin, röportajlar çok sertti. Kesin artık geri çekerler bu yasayı. Zaten en güzeli de böyle, suni bir laiklik tartışması için sokağa dökül, Ne olduğu belli olmayan, 25. sınır ötesi operasyon için heyecan duy, sadaka rejimine boyun eğ, sadece döner dağıtana 2.5 milyon oy yağdır, meydanlarını doldur... Ancak elinde avucunda olanı alan, seni onursuz bir yaşama mahkum eden yasaya ancak röportaj ver, devam et.
Nazım "Dünyanın En Tuhaf Mahluku" demiş, haksız değil:
"Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim"
ss g ss kısaltmasından anlaşılacağı üzere emekçileri mezarda emekli yapmayı planlayan bir çeşit soykırım yasasıdır. seni seviyorum gestapo seni seviyorum! - RTE
az biraz iyi maaş alanları da özel sağlık sigortalarına yönlendirip, sözkonusu sigorta şirketlerinin ceplerini iyice doldurmak için hazırlanmış gibi görünen yasadır.
Yasanın ne önemi var ? Nasıl olsa bir sürü yardım programlarımız var..Yaşlanıp ihtiyacımız olduğunda o programlara başvururuz olur biter.Ya da prim yatırmadık diye hastanede rehin kalırsak veya tedavi için içeri alınmazsak haber kanallarını çağırıp içeri girmeye çalışırız.
demokrasiyi sadece ve sadece sandık başında "evet" mührü basmak zanneden milletimize az biledir.
hala savunanlar çıkıp, "abi taaa 2036'da işlev kazanacakmış" diyebilme cüretini gösterebilmektedir. ulan düdük, 2036'da senin çocuğun, torunun bu ülke vatandaşı olmayacak mı?
ayrıca özel sağlık sigorta mevzusuna gelince kazım kanat minvalli davranıp, şeytanın avukatlığını yapalım, geçtiğimiz 5 yılda bizim sigorta şirketlerimizin hemen hemen tamamı yabancı şirketler tarafından satın alındı, sonrasında da bu şirketleri ihya edecek bu yasa çıkarılıyor, soyuluyoruz ama kim tarafından?
"halk iradesi, demokrasi, özgürlük" gibi kelimeleri duyunca playboy kapak kızı görmüş gibi sırıtıyoruz diyoruz. e o kız sana vermedikten sonra anca sırıttığınla kalırsın.
emekli olduğu halde çalışan (çalışmak zorunda kalan) yurdum insanı ya emekli maaşından vazgeçecek ya da çalışmayı bırakacaktır yasaya göre. ama yurdum milletvekili emekli olduktan sonra başka işlerde çalışsa dahi emekli maaşı kesilmeyecektir. **
çocukları olan aileler bu yasa resmi gazetede yayınlanmadan önce çocuklarına yaşlarına bakmaksızın bir iş yerinde sigortalı göstererek onlara bir nevi gelecekleri için kıyak yapmaktadırlar...
avrupa'da da benzer yasalar çıkartılmaya çalışılmakta. hatta bildiğim kadarıyla dünya'nın birçok yerinde buna benzer yasalar yürürlüğe sokulmak isteniyor. en bilineni bugünlerde fransa'da sarkozy paşazade önderliğinde çıkartılmak istenen yasa. türkiye'den çok daha fazla tepki toplamakta orda takip edebildiğim kadarıyla, aslına bakılırsa sürekli gündem değiştirilmeye çalışılmasa türkiye'de de beklenen tepki oluşurdu da, neyse..
aslında bu yasa tasarısının desteklenmesi gerekmektedir, en azından çıkana kadar elleşmemek doğru bir yaklaşım olur. akp'nin bir insan olduğunu düşünelim bi' an, cephaneliğe sigara ve çakmak ikilisiyle girmektir yaptığı, bırakalım girsin, bırakalım yaksın sigarasını, bırakalım çeksin son bir nefes daha..
ek/düz: girdim zamanın ötesi'ne yollanmış. olabilir tabi, beğenenler olduğu gibi beğenmeyenlerde olacaktır, herkesin her girdiyi beğenmesi gibi birşeyy zaten sözkonusu olamaz. ancak sözlükteki akp sempatizanları arkadaşları ayrı bir tarafa koyarak bir açıklama ihtiyacı hissettim yanlış anlaşılmalara karşı. benim burdaki düşüncemin özeti basit bir fizik kanunu, kapalı bir kaba kaldırabileceğinden kat ve kat fazla basınç uygularsanız patlar değil mi? (bkz: düdüklü tencere) ha işte, şu an dünya'daki para babalarının, zengin kesimin, amiyane tabirle burjuva'nın ve onların güdümündeki siyasetçilerin yaptığı aynen budur. 'hazır sovyetler de yıkıldı, ezelim şu işçi ve öğrenci parçalarını' düşüncesidir hakim görüş. bu baskı elbet bi' yerden fire verecektir, elbet insanların, işçilerin, öğrencilerin yani proleteryanın ve hatta lümpenlerin dahi sabrı tükenecek, zurnanın zart dediği noktaya gelinecektir. boşuna mı cephaneliğin girişine eşşek kadar 'ateşle yaklaşmayın' ibaresi asılmıştır sorarım size?*