sosyal darwinizm

entry46 galeri0
    46.
  1. 45.
  2. güçlü olanın hayatta kalması durumu.
    1 ...
  3. 44.
  4. güçlü olanın hayatta kalabilmesi düşüncesini içeren düşünce.
    0 ...
  5. 43.
  6. kardeşim ne bu şiddet bu celal sabahtan beri gayrimüslimlerle uğraşıyorsun. Sözlükte bunlardan başka başlıklar da var. Haberin olsun yani.
    0 ...
  7. 42.
  8. 41.
  9. 40.
  10. daha güçlü olanın yaşabilmesi.
    0 ...
  11. 39.
  12. almanya'da bunun örneği afd partisidir.
    0 ...
  13. 37.
  14. güçlü olan hayatta kalır felsefesi.
    0 ...
  15. 36.
  16. sosyal darwinizm bir bok yığınıdır. nereye koyarsan oraya uyum sağlar.
    (bkz: kapitalizm)
    (bkz: faşizm)
    (bkz: nasyonal sosyalizm)
    (bkz: öjeni)
    (bkz: karşılıklı yardımlaşma)
    (bkz: anarko komünizm)
    (bkz: pyotr kropotkin)
    3 ...
  17. 36.
  18. “çöplükteki ayyaş, tam da olması gereken yerdedir.”
    4 ...
  19. 35.
  20. toplumsal düzen ve istikrar, tıpkı doğadaki gibi doğal bir denge, yani bir denge unsuru gerektirir.
    misal olarak savaş mutlak süratle olmalıdır ve doğal yaşamın bir kuralıdır.

    böylece zayıflar yaşamdan koparılarak doğal döngü devam ettirilecek ve güçlü olan kesim daha iyi koşullarda yaşamaya devam edecektir.

    bu yüzden fit toplum idealindedir. survival of the fittest yani yaşamaya uygun ve güçlü toplumlar.

    güçlü ırkların güçsüz olanları aşağı bırakması da bu olaya örnek olarak verilebilir. bu yüzden kimilerince ırkçılıkla ilişkilendirilir. Kimileri kapitalizmdeki zengin ve fakir arasında sürekli açılmakta olan makası da buna örnek göstermektedir.
    2 ...
  21. 34.
  22. Faşizme koz vermiştir ama bilim etik olmak zorunda değildir. Birileri atom bombası yapacak diye nükleer bilimi inkar edemeyeceğimiz gibi evrimi de bu yönde karalamak komik duruyor. Özellikle pozitivist akımın etkisinde sosyal bilimleri fen bilimleri gibi algılama ve anlatma girişimi olmuştur. Darwinin biyolojik teorisini alıp spencer kendi özgün fikirlerini de katarak sosyal kuram oluşturmuştur. Bu özellikle modernizm ve pozitivizm sonrası çok görülen bir şeydir. Mesela sürrealizm aslında baştan sona freudcudur, postmodernizm göreceliliği hedef alır gibi. Burada bir teorinin alınıp farklı alanda kullanılmasının o teorinin gerçekliğine etkisi yoktur.
    Bu fikrin sosyal uzantısı faşizm ve nazizim gibi fikirlere kadar uzanıp bir çok insanın kanının dökülmesine neden olmuştur fakat bunların hiçbiri bilimsel bir gerçekliğe muhalefet etmek için kullanılamaz. Gerçek iyi, güzel olmak zorunda değil sadece gerçek olmak zorundadır.
    3 ...
  23. 33.
  24. kısmen devam etmektedir. bakmayın burdaki hümanistlere. en uygar toplumda bile devam eder. eskiden standartlara uymayan yok ediliyorduysa şimdi de toplumdan dışlanarak ve üremesi engellenerek yapılıyor bu tecrit.

    hayatın gerçeğidir.
    5 ...
  25. 32.
  26. yazılanları okuyunca şaşırdım açıkçası. bilim insanı etik olmak zorunda değildir, etik olursa zaten bilim yapamaz. darwin in hisleri, bu teoriyi yazarken nereye varmak istediği gibi durumlar darwin i bağlamaz çünkü o gördüğünü söylemek zorundadır.
    bu fikrin temeli darwin in evrim teorisidir, spencer bunu alıp sosyolojiye uygulamış oranın ardından bu fikirden etkilenenler ise bunu pratiğe uygulamış. sonuç faşizm, nasyonal sosyalizm tarzı fikirler ortaya çıkıyor.
    hatta hitlerin sosyal teorisi tamamen bunun üzerine. adam buna bir ara kafayı nasıl kaptırdıysa alman ırkını bozuyor bizi geriletiyor diye almanlardan eşcinsel ve engellileri bile katletmiş. hitler bazen fazla kafayı yiyebiliyordu evet.
    ancak bunun evrim teorisine mal edilmesi saçma çünkü sen gidip bir element keşettin diyelim bundan adam enerji de elde edip iyiye hizmet yapıp halkın ihtiyacını karşılar, kötüye de hizmet eder nükleer silah da yapar. burada gidip bilim insanına ulan sen bu elementi neden buldun mu diyeceksin?
    adamın işi o tabi ki bulacak. yani bu yazıyı tamamen darwin kardeşimize atılan iftiraları, çirkin ithamları temizlemek için yazdım evet.
    bir bilim insanı bilim yapıyorsa siyasi veya etik kaygıları olmaması lazım. yani gidip yaaa şimdi bu teori çok vahşi ben bunu yazarsam ama bu kötü kişilerin ellerinde bak şuraya şuraya gider diye düşünmesi bize gerçeği aktarmakta hatta bırak bize aktarmakta kendi algılamasında bile sorun olur.

    kısacası fikir faşist fikirlere acayip bir koz vermiştir ama bu spencer yüzünden olmuştur çünkü sosyal darwinizmi kurun bu.
    3 ...
  27. 31.
  28. Darwin'in evrim teorisinin genişletilerek sosyal hayata enjekte edilmiş hali. Bu kavram, tıpkı bireysel organizmalar arasındaki rekabette çevreye en uygun olanın varlığını devam ettirmesi gibi; bireyler, toplumlar ve uluslararası rekabette de varoluş mücadelesini kazananın hayatta kaldığı bir evrim sürecini ifade eder.
    0 ...
  29. 30.
  30. Bi bok bilmeyen ergenlerin savunduğu görüş.
    0 ...
  31. 29.
  32. evrimden çok farklıdır aslında bu fikir. evrim çünkü iyi veya kötü algısını tamamen o anın şartlarına göre verir ve o şartlara uygun olmak güçlü olmak için yeterlidir. dolayısıyla evrim teorisiyle pek alakası bu yönüyle olmamış oluyor fakat mantıklı bakarsak gayet yerinde görüştür. eğer evrim teorisi gerçekse o halde doğadaki gerçeği gayet doğal ve insan yapımı olan sosyoloji de neden insanlar kullanmasın?
    spencer de aha da bunu yapmış. adam bilimsel gerçeği kendi fikirlerini temellendirmek için kullanmış. pozitivist etkide bu vardır. comte da mesela sosyolojiyi fen bilimleri gibi algılamak isteyen, toplumun da kendiden bağımsız yasaları olduğunu düşünen biriydi. hatta öyle ki rasyonel teslimiyet diyerek tamamen toplumların bu yasalara boyun eğmesini öngörüyordu. eğer eğerse gelişecekti falan filan mesele bu değil.

    meselemiz spencer abimiz. bu adamın hitleri veya nietzche yi etkilediği doğrudur. ( üst insan ve aryan ırkı meselesine bakarsanız görürsünüz) hatta söylemleri liberal ekonomiye de çok güç vermiştir. marxsistler kızacak ama durum böyle.

    peki adam yanılıyor mu? bugün baktığında aşağı ırkların yaşam olanaklarının çok düşük olduğunu görürsün. bunlar ilerleyen süreçte açlık, hastalık gibi sebeplerden dolayı yok olacaktır ve elenecektir. bunlara yardım etmek o hastalıklı durumu daha çok sürdürmeye neden olur. bunu demek etik değerlerle çelişse de doğa gerçeğiyle çelişmez.
    neden olur?
    mesela suriyelileri beslediğimizde bir doğurmaya kedi gibi altı yedi tane doğuruyorlar ve bu sefer sana yük olarak misliyle daha fazla sorumluluk düşüyor. bir yandan o asalakları beslediğin için ekonomik olarak yatırımların onlara gidiyor, diğer yandan bu yatırım gelir getirmeyip senin ekonomini daha da çökertiyor. oysa suriyelileri hiç içeri almasaydık orada ölseydiler zaten güçsüz olanlar elenip güçlü olanlar kalacak ve eski hali artık olmayacaktı.
    ayrıca bu neden etik sorun oluyor ki? bir ülkede yaşayan insanların kendi ülkesini batırması bir suç değil mi? sonuçta kendini geliştirmemenin, diktatörler çıkartıp ülkeyi tek bir zihniyete teslim etmenin cezasını çekiyorlar. bence sosyal darwinizm gayet de bizim hoşumuza gitmese de doğada var olan gerçekçi bir sistem.
    aşağı ırkların düne kadar köle olması sorunken bugün özgürlük verildiği halde paso diktatör çıkartıp sürekli birbirinin kanını döküyorlar çünkü bu doğanın gerçeği ve birilerinin hoşuna gitmese de kendini geliştirmeyen toplumlar savaş, açlık, yağma yüzünden ölecektir. başkası yapmasa kendi kendine bunu yapacaktır.
    o yüzden gayet de mantıklı bir düşüncedir. etik değildir orası beni enterese etmez. doğada da hayvanlar birbirini yiyor ama düzen de böyle oluyor.
    yani gidip bir aslanın ceylanı kaptığında vicdanın sızlıyorsa senin vicdanın sorunludur, doğanın kendisi değil.
    0 ...
  33. 28.
  34. mücadeleler sonunda en uygun olan birimin yaşamaya devam ettiği ve toplumu etkilediği anlayış.
    mücadele sonucu toplumun iyi kesimi yaşamaya devam eder. sosyal devlet kavramı toplumun zararınadır.

    toplumsal düzen ve istikrar, tıpkı doğadaki gibi doğal bir denge, yani bir denge duygusu gerektirir.
    misal olarak savaş mutlak süratle olmalıdır ve doğal yaşamın bir kuralıdır.
    böylece zayıflar yaşamdan koparılarak doğal döngü devam ettirilecek ve güçlü olan kesim daha iyi koşullarda yaşamaya devam edecektir.

    bu yüzden fit toplum idealindedir. survival of the fittest
    yani yaşamaya uygun ve güçlü toplumlar.

    güçlü ırkların güçsüz olanları aşağı bırakması da bu olaya örnek olarak verilebilir. bu yüzden kimilerince ırkçılıkla ilişkilendirilir.
    0 ...
  35. 20.
  36. Müslümanlar Darvin’in biyolojik zeminde ifade ettiği “doğal seleksiyon” tezini refleks bir tepkiyle reddetmiştir. Ancak her ne hikmetse biyolojik Darvinizm’in bir versiyonu olan “Sosyal Darvinizm”i büyük ölçüde ve sessiz sedasız kabul etmiş durumda olduğumuz kimsenin dikkatini çekmiyor.

    Efendimiz s.a.v., “Kuşakların en hayırlısı benim dönemimde yaşayanlardır. Sonra onları izleyenler, sonra onları izleyenler gelir…” (Buharî, Müslim, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel…) buyurduğu ve Sahabe döneminden itibaren her kuşak, ilmin ve ilim adamlarının gittikçe azalmakta olduğunu, dolayısıyla insanî değerlerde bir düşüş olduğunu vurguladığı halde, birileri bize bunun tam aksini telkin edip duruyor: insanlık gittikçe gelişiyor diyorlar; bilgi çağında yaşadığımızı söylüyorlar.

    Kur’an’ı “tarihsellik” tezleri doğrultusunda anlamaya çalışanların, Darvinizm’in sosyal versiyonunu temel bir gerçek olarak kabul ettikleri -kendileri tarafından söylenmese bile- açıkça görülüyor. Zira Kur’an’ın bazı hükümlerinin bugün için “miadını doldurmuş”, dolayısıyla “uygulanamaz” olduğu tezlerinin temelinde Sosyal Darvinizm olgusunun kabulü yatar. Aksi takdirde şu sorunun cevabını vermeleri mümkün değildir: Niçin Kur’an’ın bazı hükümleri geçmişte uygulanabilir olduğu halde bugün bu özellikte değildir?

    Bu sorunun cevabı tekdir: Çünkü bugün hırsızlık yaptı diye kimsenin elini kesemezsiniz. Hırsıza daha “çağdaş” bir ceza vermelisiniz.

    işte her kim ki bu “çağdaşlık-çağdışılık” anlayışını kabul etmiştir, işte o, günümüzde insanlığın geçmişe oranla daha “gelişmiş” olduğunu kabul etmekle “Sosyal Darvinist” olduğunu ilan etmiş demektir!

    “Bundan ne çıkar?” diye soran çıkabilir. Ama biraz düşününce bundan ne çıktığını anlamak zor değildir. insanın, benimsediği değerler ve ifade ettiği kıymet bakımından geçmişe oranla bugün daha ileri bir noktada olduğunu söyleyenler, aslında, nefsinin zebunu kılınmış modern insanının Sahabe’den daha üstün olduğunu söylemiş oluyor.

    “Sahabe döneminde yaşayanlar Kur’an’ın hukukî emir ve yasaklarına uymak zorundadır; ama bugün için bu hükümler tarihseldir, bugünün insanını bağlamaz” demekle, bugünün insanının Sahabe’den üstün olduğunu söylemek arasında hiçbir fark yoktur.

    Ali el-Karî, kendi dönemi için (vefat tarihi 1605’tir) şöyle bir tesbitte bulunuyor: “(…) ilim her geçen zaman gittikçe azalmakta, cehalet ise artmaktadır. Zamanımız alimlerinin ilimde terakki etmesi, günümüzde ilmin seviyesinin düşmüş olmasındandır. Yoksa öncekiler ile sonrakiler arasında ne ilim bakımından, ne de amel, hilm, fazilet, tahkik ve tetkik bakımından bir benzerlik vardır. Zira Efendimiz s.a.v.’in zamanından gittikçe uzaklaşıyor olmak, ilmin azalmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Tıpkı ışık kaynağından uzaklaşmanın, karanlığı artırıp aydınlığı azaltması gibi…

    Buna el-Buhârî’nin rivayet ettiği şu hadis de delalet etmektedir: ‘Ümmetim hiçbir yıla girmeyecek ki, bir sonraki yıl ondan daha beter olmasın.’” (Mirkâtu’l-Mefâtîh, 1/507)
    2 ...
  37. 19.
  38. Ezikler ölsün zenginler göt büyütsün mantığının hipotez hali.
    0 ...
  39. 6.
  40. Insanliga bir hakaret olan dusunce akimi.
    0 ...
  41. 18.
  42. çoğunlukla darwin'e ve darwinizme tapan eşitlikçi sosyalistlerin beyninde kısa devre oluşturan bilimsel düşünce.
    5 ...
  43. 17.
  44. "Birinci ve ikinci cihan harplerinin çıkmasına neden olan düşünce akımı" olduğu yönünde iddialara muhattap olan söylem.
    2 ...
  45. 16.
  46. insanları, hayvanlardan evrimleşen varlıklar oldukları aldatmacasına inandırmak için çabalayan sapkın bir düşüncedir.

    çünkü, sosyal darwinizmin temel düşüncesine göre, tüm evren ve insanlar sözde rastlantıların ve kaosun ürünüdürler. Bu çarpık mantık örgüsü nedeniyle ölümle birlikte yok olacaklarını zanneden insanlar, dünyadaki hiçbir şeyin bir anlamı olmadığını, yaptıkları kötülüklerin ve yaşadıklarının hiçbir karşılığı ve devamı olmayacağı yanılgısına düşerler.

    Bu da insanların bir şekilde örtbas edebileceklerini düşündükleri ya da cezalandırılmayacağını sandıkları kötülükleri hiç sakınmadan işlemelerine ve insanların haklarını çiğnemelerine neden olur. işte bu sapkın düşünceye kapılmış olan insanların sayıca arttığı toplumlarda düzen ve istikrar ortadan kalkar, daha da önemlisi insanlar vicdanlarını ve inançlarını terk ederler.

    Darwinist mantıkta, acı çeken, zorluk ve korku içinde olan insanların kurtarılması için hiçbir şey yapılmaz. Bu insanlar yardımsız ve korumasız bırakılırlar.

    "Yaşam mücadelesini güçlü olanlar kazanır. Zayıflar ise ezilerek yok olmaya mahkumdurlar yanılgısını temel alan ve hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan sosyal Darwinizm in yayılmasıyla birlikte: Acımasızlık, vahşet ve zulüm, din ahlakını yaşamayan pek çok kimse tarafından olağan karşılanmaya başlandı. Affedicilik ve hoşgörü gibi erdemler terk edildiği için en ufak bir anlaşmazlık, kavga ve çatışma ile son bulmaya başladı. Tek kuralın galip gelmek olduğu acımasız bir düzen hakim oldu.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük