iliklerime kadar hissettiğim ve ömrümün en güzel anlarını oluşturan ruh halidir.
kişisel tanım falan ama olayı bütün insanlar açısından iyi özetler. gereksiz bir ağlama isteği çöreklenebilir içinize, gözünüze buğulu bakışlar... hasret çekme isteği, sevmek ama kavuşamamak gibi aşırı duygusal roller yüklenmeye çalışma...
uzun ve sarı yapraklarla dolu bir yolda yürüyüş sevdası... hepsi güzeldir çünkü sonbahar güzeldir.
sonbaharda en güzel olan şeylerden biri de yağmur yağarken içilen sıcacık bir bardak çaydır.
kafamı çevirdim bugun pencereden bakmak için, izmirin üzerine çökmüş yine kara bulutlar sarmış yine bütün şehri puslu can yakan hava.
canımda yandı hani ne yalan söyleyeyim. dün doğum günündü. bensiz, içinde benim olmadığım dünyanda kutladığın. eğlenmişsindir içip oynamışsındır gülmüşsündür ne de güzel gülerdin sen.
süzüldü gene gözlerimden bir damla yaş, elimde şarabım kulağımda şarkın. çöktü içime gene sonbaharın vermiş olduğu hüzün. ne yalan söyleyeyim gene ağladım.
yağmurlu bir sabaha günaydın dediğinizde hissedilebilecek olan duygudur. Perdeyi çektiğinizde Evin içerisine vuran güneş ışığı yerine cama çarpan yağmur damlalarıyla karşılaşırsınız. Bir kasvet hakimdir. Bu atmosfer bir şimşekle daha da kasvetlenir, yağmur hızlanır; rüzgar gürültülü bir ıslıkla eser. Kendinizi eve hapsolmuş hissedersiniz ve bu sizi huzursuz eder. bir de dökülen yapraklar vardır. yine rüzgarlı bir havada yolda yürüyorsunuzdur, caddenin iki tarafında ağaçlar.. yapraklarının hepsi sararmış, aralarında dallarından kopan yapraklar var; yuvasından ayrılan bir kuş gibi.. siz aralarından geçip gidiyorsunuz. Aslında bu hüzünde empati gizlidir, Yazın Canlı doğasının sineye çekilişindeki hüzün insana yansır. Kimi bu hüznü sever, kimi ise içinde boğulur.