gerçek aşktır. zira yazın herkes herkese güzel gelebilir çünkü herkes de bir bakımlılık hali filan vardır. ancak sonbahar ve kış böyle değildir bu mevsimde burnu soğuktan kızarmış birini seversiniz ama gerçekten seversiniz.
Yüzümü suda bıraktım.
Çocuksu hayalleri sokağımın başında.
Küçük ve başıboş adımlarla,
seyrek yapraklı ağacın yanına gittim.
Islak ve karışıktım.
Yağmur hiç dinmeyecek gibi yağıyordu.
Yorgundum herhalde. Yağmuru da, rüzgârı da,
yorgunluğumu da umursamayacak kadar...
ince gövdeli ağacın gövdesinde dolaştı gözlerim.
Bunca yağmura rağmen kuru yerleri vardı; şaşırdım.
Yaslandım. Yüzümü göğe kaldırdım.
Sonbaharın sarı yapraklarında nefeslenen
damlaların savruluşlarını seyrettim.
Önce miydi, sonra mıydı, yağmur muydu?
Hiç bilmedim.
düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştin
biliyorsun, seni ben, sonbaharda sevmiştim
her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla
kuru dallar arasında, sen gelirsin aklıma...
illa birine aşık olmayı gerektirmez sonbahar, o kendisi bir aşktır zaten... ya da bana öyle geliyor bilemiyorum.
döne döne düşüyorsa sarı yapraklar
inceden başladıysa uğuldamaya rüzgar
ve sebepsiz dolanıyorsa diline eski şarkılar
demektir ki, vakit sonbahar
demektir ki, yine aşk var...
bitmesi gereken bir ilişki. tamam, çok romantik olabilir ama ayrılanlar için de bir o kadar acı verici olur. nitekim "sonbahar rüzgarları" adlı şarkıda geçen
"her sonbahar gelişinde
düşen sarı yapraklarlaa
kuru dallar arasında
sen gelirsin aklıma"
nakaratıyla da kanıtlanabilir kişinin böğründe açtığı derin yara. o zaman ayrılsın bunlar, ayrılanlar daha fazla üzülmesinler he hacı.
sonbahar ayrılık mevsimi olarak anılsa da şarkılarda havası, buğuluğu, kararsızlığı, rengiyle aşkın en çok yakıştığı ikinci bahardır birincisi ise tartışılmaz...
romantizm için sonbaharı bekleyen yapmacık aşk ilişkisidir. sonbahar zaten romantizme müsaittir. önemli olan hiç beklenmedik anda zor şartlar altında romantizm yapmaktır. *
sonbaharda ruha melankoli hakimdir, melankoli yalnızlığı getirir yalnızken de birine bağlanasın birinin elinden tutasın gelir. ilk dönemeçteki erkeğe ya da kadına sımsıkı sarılıverir bu duygunun adını da aşk koyuverirsin.