Büyük oranla kadınların iş hayatına atılmalarıdır. Şöyle ki; kadınlar eskiden zamanının çoğunu evde geçirirdi ve maddi bir dayanağı yoktu. Boşanırsam kimsenin evine sığamam diye düşünür, evinde kocasının ve ailesinin eziyetini çekmeye mecbur kalırdı.
Ama şimdi öyle mi!
Çalışmayan kadınla evlenen bile yok.
Ha yanlış anlaşılmasın, kadın tabii ki çalışmalı, okuyup, meslek edinip ayaklarının üzerinde durmalı, iyi bir nesil yetiştirmede bilinçli bir şekilde katkıda bulunmalı. ama işte bu bir yandan boşanma problemini de doğuruyor.
Artık kadınlar;
" ne çekeceğim elalemin ağız kokusunu boşanır keyfime bakarım. Çalışır, kazanır geçimimi sağlarım. " diyor.
kısacası; tahammül ve vefa ortadan kalkıyor.
Şu da bir gerçek, artık çoğu kadın kaynana çenesi çekmiyor.
Tabii ki tek sorun bu değil; aldatılma, şiddet listenin ilk 3. Sırasında yer alıyor.
sabah programları,
abartılmış yaşamların yer aldığı diziler,
sahip olunanların değersizleşmesi,
farklı bir hayatın hayali,
kıça rahat batması,
göt kalkması,
kansız ve ciğersiz bir puşt...
benimki bu sebeplerden dolayı bitti. diğerlerini bilemem.
Feminist hareket ve düşünceleri. Feministliğin başlangıç tarihine bakarsanız 1. Dünya savaşında çıkmaya başladığını görürsünüz. Tüm erkekler savaşa gidincr evde çocuk ve kadınlar kalıyo haliyle evi geçindiren çalışanda kadın oluyor. Ve böylelikle feminist hareketler ortaya çıkıyor. Şimdide kadın her sektörde çalışan, para kazanan konumda olduğu için yanlış düşüncelere kapılıp boşanmalara sebep oluyor.
Kadınlar gördüm. Harika eşleri var ama neden bilemiyorum işyerlerindeki adamlarla yatmişlar. Adamlar videolarını telefonlarına kaydetmiş.
Watsap konuşmaları duruyor iğrenç iğrenç. Adamlar arkalarından " ben buna çaktım" diyor sadece. Aynı şeyi ev hanımları da yapıyor. Bazı insanlar aldatmaktan zevk alıyor bence. Heyecanlı geliyor demek ki.
Ama videoları bir gün kocalarının eline de geçebiliyor. O zaman da zaten en iyi ihtimal boşanıyorlar.
Aynı şeyleri erkekler de yapıyor ama çoğunun karısı boşanamıyor.
Bir aldatmadır gidiyor. insanlar aç kurt gibi olmuşlar. Adamın karısıyla yatıp , ertesi sabah eliyle adama cay götürüyor. Sonra paranoyak oluyorsunuz benim gibi bunları görüp görüp.
evliliğe yüklenen anlamın manevi olarak azalması. insanların tahammül sınırının düşmesi. çıkar ilişkileri. elalem ne der algısının yok olmaya yüz tutması. ki bu oranın artmasının iyi tarafı da var. boşanmak, kötüye giden bir evliliğin sizi istemediğiniz bir kimliğe hapsetmesinden çok daha akıl karıdır. aslında tek iyi tarafı bu galiba ya.
sosyal medya üzerinden tanişirsin , onunla bulusmaya 500km uzeri yol gidersin , o da sana gelir , sonra birbirinize gider gelirsiniz karsilikli ( anladiniz siz onu ) bu git gel olaylari sonunda tam cozemediginiz kisiyle evlenirsiniz ve malum son a dogru gidersiniz...
Tüketim çılgınlığı.
Sevgiyi de tükettik ,
saygıyı da,
vefayı da,
sabrı da,
sadakati de,
...
..
.
ilişkileri ayakta tutan ne varsa tükenme hevesine yok olup gittiler. Yetinmeyi unuttuk mesela. "Ne derler?" uğruna kimbilir nelerden ödün verdik ? Ve asıl mesele, evlenmek değil o evliliği sürdürebilmek. Birçok kişi sürdüremeyecegi evliliğe bile bile girişiyor."Aman ne olacak, anlaşamazsak ayrılırım" diyor. Böyle kolay düşünülmemeli bu ihtimal. Eskilerin evlilikleri çok mu süperdi de mezara kadar devam ediyordu? Kesinlikle değil. Artık insanların zorluğa tahammülü yok. Çözümu kolay yolda arıyoruz.