genel olarak geçme notu olan 60 ı da 59.5 olarak hesaplamaktır. üniversitede büyük bir öğrenci guruhu tarafından yapılmaktadır.
hesap kitap konusunda uzmanlaşmış olan bu öğrenciler tüzük konusuna da öğrenci işlerinden daha vakıftır. onlar için çöpe atacak puan yoktur. israf etmeden geçerler.
(bkz: umut fakirin ekmeği) durumudur.
lisede ve ilkokulda sözlüler, kanaat vs. hepsi 100dür.
ama aslında alayı düddürüdür...yüzdür hisara doğru aga, dibine vurduk. gün bugündür...
elektromanyetik alanlar dersinin vizesi açıklanır;
petitjoueur --> 15
konuşma şöyle gelişir.
pj : abi zaten bu profesörün dersinden adam akıllı not alabilsem okulu değil 4 senede 3 senede emin ol bitiririm.
ae : öyle de fena olmuş bu.
pj : ya ne yapalım 2 hafta sonra finali var. onda 100 aldığım takdirde d1 düşer. ortalamayı düşürür ama yapacak birşey yok artık.
ae : geçen yılda böyle demiştin sanki.
pj : ya o geçen yıldı. artık 2010'dayız bak. sene değişti. ben değiştim. bakarsın iyi bir çocuk olmuşusdur da profesörde değişmiştir.
not: finalde kaçınılmaz son aşağı yukarı belli ya neyse. yazın denizli güzel yer.*
en iyi ihtimali düşünerek teselli arayan pollyana davranışıdır.
halbuki büyük ihtimalle 100 alamayacak, böyle olunca da beklentileri suya düşecek ve yaşadığı hayalkırıklığı daha yıkıcı olacaktır.
kişi, en kötü ihtimale göre kendini hazırlamış olsaydı, 100 alamasa bile yüksek bir not aldığında yaşadığı mutluluk daha heyecan verici olacak, kötü bir not aldığında ise zaten bu ihtimali düşünmüş olduğu için daha fazla kafa yormayacak ve minimum zararla işin içinden çıkmış olacaktır.
hayal ettiğin ve düşünce gücüyle imkansızı gerçekleştirmeye çalıştığın andır . genelde buna kendinide kaptırır ve inanırsın birden bire için ferahlar neşen geri gelir ve 100 aldım kesin geçtim dersi diyerek kasım kasım kasılırsın ta ki sonuçlarda ff i görene kadar .