bugün

ilk entry'si gecikmiş dc comics animasyon filmi.

uzun süre yeni batman filmi geliyor diye ağzımızın suyunu akıttıran dc'nin hevesimizi kursağımızda bırakma hamlesidir.

--spoiler--
filmin adı batman'in oğlu olunca hemen hemen hepimiz tahmin ettik bu filmde baş karakterin jason'dan bile daha üvey evlat olan damian olacağını ancak bu karakterin hikayeye nasıl yansıyacağı belli değildi çünkü damian kapalı bir kutuydu.

henüz filmin başında ne olduğunu anlayamadan erik gibi kütür kütür yengemiz talia al ghul'u ve otomatik tüfeklerin üzerine katanayla koşan ra's al ghul'u gördük. onun heyecanını atamadan kısa bir deathstroke-damian kapışması izledik. filmin en rahatsız eden sahnelerinden biri de buydu. şimdi bu deathstroke batman'le beraber dünyanın ve dc aleminin en usta yakın mesafe dövüşçüsü lakin filmde bu ustalığın onda birini bile göremiyoruz. aha slade şimdi bu veledin eline verir dediğimiz andan 5 saniye sonra slade'in yerlerde sürünmesi ve gözünü kaybetmesi çok büyük hayal kırıklığıydı. slade'in gözünü kaybetmesinin hep oliver queen veya tim drake kaynaklı olduğunu düşünürdük ve bu filmde bunu damian piçine yamamaları hoş olmamış.

yerden bitme velet damian'in gönlümüzün prensi slade'e dayak atışından ve talia'nın batman'le yaşadığı iğrenç romantizmle dolu sahnelerinden sonra film daha akıcı hale geliyor. filmin çoğu kısmı zaten batman'in damian'ı (robin demeye dilim varmıyor) insan öldürmekten vazgeçirmeye çalışmasıyla geçiyor. tabi bu aralar dc hep damian'ı şişirmekle meşgul. yok 6 yaşında norad'ı hacklemiş, 4 yaşında testis dağına tırmanmış falan falan. bunlar hep sinir bozucu gereksiz ayrıntılardı. bu kadar gereksiz şeyin içinde nightwing'in bir anda ortaya çıkıp damian veledinin ağzını kırması çok hoş bir ayrıntıydı. film ondan sonra deathstroke'un peşine düşelim, zor durumdaki doktorun ailesini kurtaralımdan ibaretti. sonu hakkında ayrıntılara girmeye gerek yok. filmin sonundaki deathstroke-damian kapışması da en az filmin başındaki kadar gereksizdi. iki koluna da köküne kadar kılıç saplanan damian'ın battal gazi edasıyla atağa geçip deathstroke'un ağzına vurması saçmalıkta doruk noktasıydı.

biz bir batman filminden über realist bir kurgu beklemiyoruz ama sonuçta dc'nin de artık bir karar vermesi gerek. sen filme o kadar kan, silah, vahşet sokuyorsan bunu izleyebilecek kitlenin de canını sıkacak çocuksu şeylere girmemen gerek.
hala batman under the red hood favori batman animasyonum. dc de justice league the flashpoint paradox tan sonraki çöküşünü hızlandırmış gibi duruyor. justice league the war da beklenenin altındaydı.
--spoiler--
(bkz: batman ın sonu)
benim pek beğenmediğim bir animasyon. şimdi beğendiklerimi sayayim. kostüm çizimleri güzel. hele batman kostümü çok güzel olmuş. hikaye bildiğimiz bir hikaye. baş kötümüz deathstroke. benim için filmin en güzel yanlarından biri dick grayson-un bu filmde nightwing olarak fazla aktiv olmasa da, hikayede olmasıydı. talia al ghul ablamıza laf yok. onu taş çizmeyen ölsün.

filmdeki fantastik öyelerle geçiş geliş yapılmak istenmiş, ama yarım kalmış gibi. şimdi lizard var. yarasa adamlar var, ama bir tarafdan da fazlaca gerçekçi bir hikaye var.

damianın şişirilmesini de sevmedim. bruce-in ayağı kadar olan çocuk deathstroke-nin gözünü oyuyor. hem de deathstroke bir kaç dakika önce ra' al ghul-un ağzını burnunu dağıtmışken.

--spoiler--
filmin sonunda batman deathstroke kapışması beklerken damian-deathstroke kapışması izledik ve deathstroke pisi-pisine bacak kadar velede yenildi. hem de damianın her şah damarına da kılıçı köküne kadar saplasa da.
--spoiler--

film benim gibi bir dc ve batman fanı için izlenebilir, ama normal bir izleyici için berbat. benim bu filme puanım dick grayson, batman ve alfredin hatrı için ve talia ablamız için 5/10. çok daha iyi ola bilirdi.

edit: nightwing-in gerçek kimliyini yanlış yazmışım. dalgınlık işte. uyardığı için cuney tarkine teşekkürler.