Bir levent kırca filmi. Yanılmıyorsam son filmi. iyi ve kötü tarafları olatak anlatayım: kötü olan yanı Küçük Emrah filmleri tadında bir felaketler filmi, aslında anlatılmaya çalışılan hikaye güzel ama ortaya son dönem Olacak O Kadar skeçlerindeki abartılı analtımın tadında bir yapım çıkmış. iyi olan ise bir ülkemiz eleştirisi olması; filmin ilk yarısında Anadoluda ki hayatı anlatırken ikinci yarısında ise istanbulda ki hayatı anlatıyor. Sonuç itibariyle izlenebilecek bir yapım.
filmi izleyeli çok olduğu için ne konusunu ne olayları hatırlıyorum. ancak bu filme dair gözümün önünden hiç silinmeyecek bir görüntü var:
levent kırca, oldukça eski bir radyoya bir kaset koyuyor. neşet ertaş çalmaya başlıyor. o bağlamanın duyulduğu ilk andan itibaren levent kırca'nın yüzüne yayılan bir samimiyet var. neşet ertaş dinlemeyi seven her insanda görülen bir histir bu. sırf bu paralellik yüzünden bu filmi tam anlamıyla unutamıyorum. hep o güzel his, o güzel müzik ve tabii ki neşet ertaş ile yer edinmiş aklımda.
filmin başrol oyuncusu olan babanın başına gelmeyenin kalmadığı filmdir. bira içerken denk geldi açıp izledim üç biradan sonra çok duygusal oldu hatta ağlayacak gibi oldum. levent kırca büyük oyuncudur her türlü rolü de başarıyla oynar dediğim film.
An itibariyle kanal d de yayınlanan başrolünde levent kırcanın oynadığı dram filmi. Duygulanmama sebep olan film. Ne yalan söyliyim gözlerim dolu dolu yazıyorum bu satırları.
kesinlikle sıradan bir sinema filmi değil. 2 saat sonra kanal d'de başlayacak. izlemediyseniz izleyin. yaprak dökümü ne benziyor falan diyenler olmuş. mallaşmayın. adamın anlatmak istediği şey çok çok farklı.
babam ve oğlum'u izlerken gülmüştüm resmen.
yaprak dökümü falan dersen direk kapatırım. 5 dakika dayanamam.
ama bunu sonuna kadar izlemiştim. samimiyet vardı çünkü filmde.
bir de levent kırca hiçbir role yakışmamıştır bu kadar herhalde.
Pazartesi ve Perşembe akşamları 22:00-00:00 arasında mehmet yazgan tarafından sunulan radyo programı ismidir. sloganı "güneye daha güneye" olan radyo programıdır. blues severler için harika olarak adlandıracak radyo programıdır.
ruhi taşrada küçük bir istasyonda emekliliğine gün sayan bir memurdur. emekli ikramiyesiyle çatısı akmayan bir ev alıp hayatının son demlerini huzurlu bir şekilde geçirmek ise en büyük hayalidir. fakat kızı esra ve küçük oğlu önderin daha iyi yaşamak gibi masum hayalleri vardır. onların bu hayalleri bütün aileyi bir anda istanbula sürükler. ruhinin eşi ve annesiyle birlikte istanbula gelmesiyle gelişen olaylar artık kimsenin kontrolünde değildir.
Filmi izlemedim ama son sahnede duygulandım lan en azından recep ivedik gibi baştan savma olmadığına eminim lan hayatta her şey kakara kikiri mi biraz da bu filmleri izleyin.
levent kırca nın oğlu oğulcan kırca nın yapımcılığını üstlendiği bir filmdir.
baba oğul ve tabiki diğer oyuncular mükemmel bir film çıkarmıştır ortaya. çok bizden, içimizden bir konu almışlar ele. şu filmi izleyip" teh,saçma! " diyen tipler hangi ülke de yaşıyor acaba? açın üçüncü sayfa haberlerini, bunun gibi milyon tane dram var be orda. neyse; kısacası film çok güzeldi, kesinlikle izlenmeli.
bir ton klise varmis, karakterler derin islenmemis, diyaloglar gercekci degilmis, sanki herifin biri ordan suflevari birseyler veriyormus....
ne cohk biliyonuz amina koyim.. lan hababam sinifi izlerken milyoruncu (bkz: milyor)kez izlediginiz sahnelere gülüyorsunuz. levent kirca da ayni hesap bir milyon filmde gördügümüz sahneleri yine islemis kafasina göre. bazi sahnelerde duygulanmadim diyen varsa beri gelsin. dur örnek veriyorum;
bütün acili sahneleri filan gec, hadi oralarda biseyler hissetmedin. ruhi beyin kizi vurulduktan sonra hastahanede onu ziyaret ettigi sahne mesela; onca olaydan sonra sirinlik yaparak kizini güldürmesi beni etkiledi. yada karisini televizyonda izlerken psikopata baglayan fikri mesela. fikriye de biri diyordur zaten "iyice sinirlen oglum , hadi sikiceksin o kaltagin belasini.."
lan artist artist film yorumu yazmayin artik lan.. hayir tamam levent kirca cok da tavan yapmis bir oyunculuk sergilememis, onu bende abartili buluyorum, yalniz su filmin gideri var be abi. issiz adam sadece son sahnede aglatiyor bazi insanlari, bu film yine arada filan birseyler yapiyor be abi. az bi anlayis ya. az bisey be amina koyim..