bugün
- düşün ki o bunu okuyor16
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz22
- iğrenç bir his tarif et31
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi12
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek41
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
tanım: "son" kavramını genellediğinizde tüm gerçekliğini yüzünüze vuran cümle.
vay .mına koyayım dedim, vaaay. koskoca 2 yıl be olum, tam 2 tane 365 gün 6 saat. öyle azbuz değil hani, düşündükçe içleniyorum, içlendikçe de sadece .mına koyayım demek geliyor içimden.. geçirilen zamanlar, söylenen şarkılar, yağmurlarda ıslanmalar, kavgalar, bağırışlar, mutluluklar, gökyüzü, gülüşü, saçları, ismi. her şeyin sonu bu sanırım, bu kadar basit. 70 yıllık bir hayatı doldurup, 1 saniyede ölmek gibi bir şey bu.
arkadaş kalmak, olmayan bir şey, bunu da anladım. öyle bir şey yok nitekim. kalamıyorsun arkadaşım, ona doğru açı yapan her bir çift gözden sakınıyorsun, ha onun umrunda olmuyor ama deliriyorsun sen. günler geçiyor, belki diyorsun.. sonu görünce yıkılmaz sandığın hayallerinden arda kalan koca bir hiç oluyor. evet aynen öyle.
başka bir adam, başka düşünceler, başka bir hayat, o'nun bugüne kadar sende biriktirdiği ne varsa.. yarısını alıp yarısını da piç kurusu gibi sokağa fırlattıktan sonra umursamazca terk ediyor gözaltı morluklarını başka bir çift göze doğru.. e sana noluyor? bakıyorsun.. belki içlenirim geçer diyorsun, başka insanlara meze oluyorsun hatta. olmuyor arkadaş, olmuyor! sonunda o lanet karar geliyor, son kez görüyorsun. o fark etmiyor ama sen bir yandan konuşurken bir yandan da kokluyorsun. o bilmiyor, içinde bir an'ı bile azalmayan o kıpırtıyla arkadaş kalabileceğimizi söylüyor.. derin bi iç çekip hassiktir diyorum, harbiden hassiktir. sonra o'Nun yine muhteşem gülücüklerini dağıttı an'da basıyorum gerçeği, "son diyorum bu, son." anlaşılmıyor cümleler, ortamdaki tüm sesler ve nefesler birbirine karışıyor, arkamı dönüyorum fısıldaşmaları duyuyorum ellerim titriyor ama hayır!
koşar adım uzaklaşıyorum, biraz ileride de koşmaya başlıyorum. ulan ağlamam gerek burda desem de ağlamıyorum.. bunun yerine önümde beliren ilk duvarı, hayatımın en önemli anıymış gibi yumrukluyorum.. evet, hayatımın o en önemli anı. eve döndüğümde kanayan parmaklarımı farketmeden hemen önce aklıma gelen ilk bu oluyor:
vay .mına koyayım.. "sona geldiğinde elimden gelen koca bir hiç, tam bir hiç"
bursa/1 eylül 2010
vay .mına koyayım dedim, vaaay. koskoca 2 yıl be olum, tam 2 tane 365 gün 6 saat. öyle azbuz değil hani, düşündükçe içleniyorum, içlendikçe de sadece .mına koyayım demek geliyor içimden.. geçirilen zamanlar, söylenen şarkılar, yağmurlarda ıslanmalar, kavgalar, bağırışlar, mutluluklar, gökyüzü, gülüşü, saçları, ismi. her şeyin sonu bu sanırım, bu kadar basit. 70 yıllık bir hayatı doldurup, 1 saniyede ölmek gibi bir şey bu.
arkadaş kalmak, olmayan bir şey, bunu da anladım. öyle bir şey yok nitekim. kalamıyorsun arkadaşım, ona doğru açı yapan her bir çift gözden sakınıyorsun, ha onun umrunda olmuyor ama deliriyorsun sen. günler geçiyor, belki diyorsun.. sonu görünce yıkılmaz sandığın hayallerinden arda kalan koca bir hiç oluyor. evet aynen öyle.
başka bir adam, başka düşünceler, başka bir hayat, o'nun bugüne kadar sende biriktirdiği ne varsa.. yarısını alıp yarısını da piç kurusu gibi sokağa fırlattıktan sonra umursamazca terk ediyor gözaltı morluklarını başka bir çift göze doğru.. e sana noluyor? bakıyorsun.. belki içlenirim geçer diyorsun, başka insanlara meze oluyorsun hatta. olmuyor arkadaş, olmuyor! sonunda o lanet karar geliyor, son kez görüyorsun. o fark etmiyor ama sen bir yandan konuşurken bir yandan da kokluyorsun. o bilmiyor, içinde bir an'ı bile azalmayan o kıpırtıyla arkadaş kalabileceğimizi söylüyor.. derin bi iç çekip hassiktir diyorum, harbiden hassiktir. sonra o'Nun yine muhteşem gülücüklerini dağıttı an'da basıyorum gerçeği, "son diyorum bu, son." anlaşılmıyor cümleler, ortamdaki tüm sesler ve nefesler birbirine karışıyor, arkamı dönüyorum fısıldaşmaları duyuyorum ellerim titriyor ama hayır!
koşar adım uzaklaşıyorum, biraz ileride de koşmaya başlıyorum. ulan ağlamam gerek burda desem de ağlamıyorum.. bunun yerine önümde beliren ilk duvarı, hayatımın en önemli anıymış gibi yumrukluyorum.. evet, hayatımın o en önemli anı. eve döndüğümde kanayan parmaklarımı farketmeden hemen önce aklıma gelen ilk bu oluyor:
vay .mına koyayım.. "sona geldiğinde elimden gelen koca bir hiç, tam bir hiç"
bursa/1 eylül 2010
geçmişin bir anda silindiği durumdur.
(bkz: sen bilirsin)
son'baharın ilk saatlerinde kendi sonunu yazmak..
son geldiğinde elden gelen koca bir hiçtir. doğru.
hiçbirşey geçmez. hiçbirşey unutulmaz. adım gibi biliyorum bende unutmayacağını. hiçbirşeyi. ve hangi son gelirse gelsin. yine aynı koca bir hiç oturacak yüreğine. aniden bozan güneşli bir hava gibi. yüreğine bulutlar oturacak. yağmurlar gözlerine. buz kaplasa da ellerini. seni ısıtan bir güneş olduğunu sakın unutma. o bir yere kaybolmaz. sadece uyuduğunda göremezsin. sadece uyuduğunda.
doğru bir önermedir.*
son geldiğinde elden gelen koca bir hiçtir. doğru.
hiçbirşey geçmez. hiçbirşey unutulmaz. adım gibi biliyorum bende unutmayacağını. hiçbirşeyi. ve hangi son gelirse gelsin. yine aynı koca bir hiç oturacak yüreğine. aniden bozan güneşli bir hava gibi. yüreğine bulutlar oturacak. yağmurlar gözlerine. buz kaplasa da ellerini. seni ısıtan bir güneş olduğunu sakın unutma. o bir yere kaybolmaz. sadece uyuduğunda göremezsin. sadece uyuduğunda.
doğru bir önermedir.*
yıllar-yıllar sonra kötü olan her şey unutulacak ve sadece mutlu anlar kalacaktır hafızalarda.
ayrılığın ardından, bir denizin sahildeki kayayı eritmesine benzer; onunla paylaşılan her kötü yaşanmışlık anı. vuran her dalga geçen bir saniye ve kayadan kopardığı zerrelerdir, adeta. başka türlü nasıl yaşayabilirdi insan, zamanın ilaç etkisi olmadan.
ayrılığın ardından, bir denizin sahildeki kayayı eritmesine benzer; onunla paylaşılan her kötü yaşanmışlık anı. vuran her dalga geçen bir saniye ve kayadan kopardığı zerrelerdir, adeta. başka türlü nasıl yaşayabilirdi insan, zamanın ilaç etkisi olmadan.
güncel Önemli Başlıklar