felsefi bir kavramdır ve bir kişinin kendi bilincinin varlığını ve gerçekliğini kabul etmesine dayanan bir metafizik görüştür. sadece kendi zihinsel deneyimlerinin ve düşüncelerinin var olduğunu iddia eder ve dış dünyanın varlığını reddeder veya onu sadece kendi zihinsel süreçlerinin bir ürünü olarak kabul eder. Bu nedenle, genellikle radikal bir öznelcilik veya bireycilik biçimi olarak görülür.
Tekbencilik. Varlığın kendisi sayesinde varolduğunu iddia eden felsefi düşünce olarak tanımlanır.
Aslında bu tanım acayip yüzeyseldir. Egoizm den bir farki yok, küçük dağları ben yarattım havası içerir adeta.
Biraz daha derinden bakacak olursak aslında solipsizm mantıksal bir aciklama yonteminin tek kaçış noktasıdır. Etrafımiza bakıyoruz. Bir sürü zimbirti var. Hepsi kendi duzeninde gibi gözükse de aslında hiç bir şey tahmin edilebilir değil. Dunya yorungesinden kayiyor, sosyal sistemler değişiyor, en belirgin doga yasalarinda bile bir çok değişken var ve bu degiskenler zaman icerisinde farklilasabiliyor.
Dünyayı aciklanmasi gereken bir yer gibi görüp belli bir mantık dahilinde hareket eden ve biraz da mukemmeliyetci olan bir insan, bu belirsizlik yüzünden kafasına sıkabilir. Peki ne yapsın, kalabalığı mı takip etsin ? Neden takip etsin ki, kalabalık da bir değişken sonuçta. Kalabaliklar da kandirilabiliyor. Emin olduğu ne var ? Heraldi bi kendisinden emin olur insan. Iste burasi en can alıcı noktadır.
Solipsizm kendisinden emin olup diger hic bir seyin bakiliğinden-varligindan-aciklamasindan emin olmayan yalniz insanların felsefesidir. Evet solipsizmin en büyük özelliği yalnizliktir. Nitekim soli kelimesi "tek-yalnız" manasina gelmektedir. Etimolojik olarak "solo" kelimesine de benzerdir.
aslında descartes'a kadar uzanmayan felsefi disiplindir. düşünüyorum öyleyse varım cümlesinin ilk bakışta solipsizm ile alakalı olduğu sanılsa dahi, öyle değildir. descartes gerçeği tanrıda arar, solipsistler; kendinde. bu anlamda iki farklı noktada buluşuluyor.
solipsizm'in çoğu zaman narsizm'e kayacağı hatta kapsadığı düşünülür ancak, alakası yoktur. narsizm bambaşka bir konu bence.
Sadece bireysel ‘ben’in varlığını tanıyan aşırı idealizm. Etimolojisi; Latince "yalnız" , "tek" anlamına gelen solus ve " kendi", "ben" anlamına gelen ipse sözcüklerinin birleşiminden oluşturulmuş ve Türkçeye "tekbencilik" olarak çevrilmiştir.
Ben felsefesi olarak bilinen, varlığı ben'in tasarımları olarak dile getiren felsefi görüş. Kuramsal bencilllik olarak da belirtilir, buna göre bilinç içerikleriyle birlikte öznel ben varlık olarak kabul edilen tek gerçekliktir. Yöntemsel bakımdan başlangıç noktası olarak ben'i alması durumunda yöntemsel tekbencilik olarak belirir. Bu yönüyle Descartes felsefesi bir yöntemsel tekbenciliktir.
yalnızca kendi beninin ve özel, bireysel algılarının var olduğunu
kabul eden,
bu algıların kendi bilinci dışında
bir şeye karşılık oldularının reddeden
kişinin görüşü.
tekbencilik anlamındadır. kendinden ibaret bir dünya algısıdır. resmi tarih yazımında sık sık karşımıza çıkar solipsist anlatım. örneğin ötekileştirilenler (araplar /kürtler/çinliler vs) hep biz e göre değerlendirilir, bu sebeple de çoğu kere yanlış nedensellikler kurulur. bu "ötekiler" hep edilgendir. ontolojik türk düşmanıdır bunlar. örneğin bir arap milliyetçiliğinden ve arapların osmanlıdan ayrılma sebeplerinden bahsedilirken tarihsel olgular, sosyal koşullar gözden kaçar. kurucu dil ötekine empati ile yaklaşmaz onu mahkum eder. resmi tarih ya da ulusçu tarihte amaçlananlardan biri türklük bilinci olduğundan buradaki tekben = türktür. tarihsel olaylar ve olgular bu perspektiften ele alınır.