bugün

20 yıldır ne dinlemekten ne de mırıldanmaktan bıkmadığım enfes, benim için yüzyılın şarkısı.
anadolu lisesinde daha yeni yeni ingilizceyle tanışırken "soldıra forcır" şeklinde ismini telaffuz ettiğim,zamanının muhteşem bilgisayar oyunu.pompalı tüfekle vurduğunuz insanların kolu bacağı kopup çığlık atarlardı. biraz düşününce küçükken alıştırmışlar beni psikopatlığa. *
deep purple'in kendi tarzinin disinda kalan tek sarkisidir.belkide bu yuzden cok sevilmistir..kimbilir.
benzer tartismalar notting else mattersarkisinda metallica icin yapilmisti.tarzini disina ciktiklari halde inanilmaz begenilen sarkidir.
armoni trafiği tam değilse bile, turn the page 'i anımsatan mukemmel sarkı. turn the page 'i, asıl sahibi bob seger'dan dinlendiginde soldier of fortune'a benzediği duyulur. hotel california 'yi da animsatir. üç sarkı da birbirine benzer. soylemeye çalıstıgım bu deminden beri.
o dönemler bosna savaşı' nın etkisinde olmamdan mıdır bilinmez, her dinlememde bosnalı bir askeri anımsadığım mükemmel ötesi şarkı.
dehşet bir fps. içinizdeki bütün vahşeti, o şerefsiz teröristlerin, mafyaların, insan ticareti yapan afrikalı örgütlerin üzerine boşaltıyorsunuz. ilk önce pompalı tüfekle rakibinizin bacağını koparıyorsunuz, ardından silah tutan kolunu. Adam artık kolu bacağı kopmuş bir oyuncak bebeğe benziyor. Son olarak, psikopat bir kız çocuğu edasıyla kurbanımıza yaklaşarak kafasını yine pompalıyla uçuruyorsunuz. ardından cerrahi operasyona başlıyorsunuz. Adamın bedeninden kalanların üzerine rambo bıçağınızla imzanızı atabilirsiniz. Fazla kezerseniz bedeni kuşbaşı oluyor, tavsiye etmiyorum. ayrıca içeyen bir adamı pipisinden, rehineleri tekmeleyen o itleri de topuklarından vurabiliyorsunuz. ya da boşverin anlattıklarımı, tabancayla iki el ateş edin ölsün.
insanların deep purple dinlemeye başladıkları şarkıdır genelde. yorgunluk hissi veren şarkıların başında gelir.
oldukça güzel, dinlendirici deep purple şarkısı; ayrıca sagopa kajmer' in mt ve kasırga'yla birlikte söylediği içimdeki şeytanın ensesindeyim şarkısında da sample olarak kullanılmıştır.
finalindeki sol majörle en son öldürücü vuruşu yapan muhteşem şarkı.
heavy metal tarihinin en iyi 3-5 aşk şarkısından biri.
Deep purple'ın "Chil in Time" ile beraber tadından dinlemeye doyulmayan efsane şarkısı...
biraz depresyon, biraz tütün ve biraz soldier of fortune... birşeyler hissettiren şarkıdır. içinizde biriktirdiğiniz zehri akıtmanıza yarar. ya da hiç bir boka yaramaz, sadece güzel şarkıdır. bilemiyorum...
ilk versiyonunu oynadığım ve dönem koşullarını düşündüğümde aynı türdeki diğer oyunlardan farklı olan oyun. sadece graifklerin iyi ya da kötü olduğunu anlayamamak bile bu farkı açıklamaya yeter
bestesi guftesi bilmem nesi herşeyi buram buram david coverdale kokan ve tam deep purple'ın tarzını yansıtan slow parça. * *

bilmeyenler için başka örnek:

(bkz: mistreated)
zamanının en baba fps oyunu*. 29* farklı tepki veren mağdurlar unutulur gibi değil.
(bkz: büyüyünce seri katil olmak istiyorum)
opeth coverı da ayrı bir lezizdir.
deep purple'ın 1974 çıkışlı stormbringer albümünün kapanış şarkısıdır. vokalde david coverdalein olduğu bu efsane şarkı deep purple ın ian gillian'lı konserlerinde çalınıp söylenmez. şarkının david coverdale ile özdeşleşmiş olması bunda birincil nedendir. özellikle whitesnake'in starkers in tokyo albümünde ki akustik versiyonun da coverdale'e şapka çıkartmamak, allah be sen nesin öyle dememek imkasızdır.
gece gece hç ummadığınız bir anda mp3 playerın random modundan karşınıza çıkıp geliverince insanın içindeki ders çalışma hevesinin içine eden şarkı. o kadar etkileyici yani, severek dinliyorum.
gelmiş geçmiş en iyi cover.
(bkz: deep purple)~ (bkz: opeth)
sarhoş olduğumda arkadaşlar tarafında mutlaka bana söyletilen şarkı.
çok severim o ayrı.
anlamanının bilmemesine rağmen, hüznümün ve isyanımın dile geliş parçası.
bir dönem askere gidecek olan bünyelerin rock barlarda peçeteye yazdırmak suretiyle çalınmasını istedikleri şarkı olmuştur.
deep purple'ın muhteşem * * şarkısı.
opeth in coverıyla daha bir güzelleşen şarkı.
seneler önce okunuşu dekır* olan namussuzu öldürmek için günlerce uğraşıp sonunda dekır ı öldürerek kuzenle beraber bitirdiğimiz oyun.
ilk defa bir oyunu bitirmiştik haliyle çok mutluyduk dünyalar bizimdi.*
(bkz: soldier of fortune 2)