Gazali içtihat kapısını kapatırken, islam Dünyasında eleştirel düşünce ve felsefenin islam Dünyasındaki gelişiminin de önünü tıkamıştır. Bugün islam Dünyası'nın geri kalmasında ve Dünya genelinde itibarının çok zayıf olmasında rolü büyüktür.
Horoz borcumuz var dediği varlık Sağlık tanrısı Asklepios'dur.
Belki de hastalıklı olan dünyadan kurtulup iyileştiği için kendisini borçlu hissetmiştir, kim bilir?
Meselâ, ölüme giderken yanında ağlamakta olan Platon'a sorar:
— «Ne ağlıyorsun?»
Platon cevap verir:
— «Haksız yere ölüme gittiğine...»
O da şöyle der:
— «Demek haklı gitseydim gülecektin, öyle mi?»
Orada bile, "niçin"i yerli yerine koyan bir adam... Ve ölüyor; Platon'un tabiriyle "boğa bakışlı" olan hocası...
Son sözü:
— «Falana bir horoz borcumuz var! Ödeyin!»
Ve bitişik odadaki kadınların feryadına cevap verir:
— «Ben size, kadınları buraya sokmayın demedim mi? Onlar yarım mahlûklardır ve çığlık koparmaktan başka bir şey bilmezler...»
Sokrates iyi sallamış! , şimdi bizim ülkede doktorlar da hukukçular da değersiz gözünüz aydın ama toplum son derecede yozlaşmış durumda. Çünkü hala hastayız, hala adaletten yoksunuz, hala çok cahiliz ve saldırganız ve hala çok kötü yönetiliyoruz. işin kötü yanı ülkedeki doktorlar tüccar, hukukçular şeytanın avukatı oldu, kendi değerlerini biraz da kendileri bitirdiler, görevlerini kötüye kullanan, bunu kah üç kuruş menfaati kah da mesleklerini sevmedikleri, meslekleriyle idealizm boyutunda özdeşmedikleri için yapıyorlar maalesef.
“bir gün atina pazar yerinde birileri sokrates ' e fena halde hakaret ediyordu; sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin !
sokrates , başını sallayarak cevap vermedi, sadece gülümsedi...
zengin bir aristokrat, bu sahneyi izlerken ona sordu; böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? kendinizi kötü hissetmiyor musunuz ?
sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: '' benimle gel "..
tanıdığı bu aristokrat onu , eski bir tozlu depoya kadar takip etti...
sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra delinmiş bir pelerin bulana kadar etrafı aramaya başladı... bulduğu bu pelerini adama verdi ve dedi ki: " bunu giyermisin sana uyar ".
adam paçavra pelerine baktı , kızarak :
-" iyi misin sokrates? bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek geri attı ".
gördün mü, dedi sokrat , elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin...
aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler bana da dokunmadı...
birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir?
başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir...
sorgulanmamış hayat , yaşanmaya değmez...
en akıllı kişi ,neyi bilmediğini bilendir...
kimseye birşey öğretemem ,sadece onların düşünmesini sağlarım...
sadece bir iyi vardır; bilgi ...
sadece bir kötü vardır; cehalet...”
felsefe hocam dahil bazı kişiler tarafından "peygamber olabileceği" yönünde iddialar ortaya atılan fosil filozof.
biraz olsun din bilgisi olan kişilerin böyle bir şeyin imkansız olduğunu bilmeleri gerekir. at sineği gibi ona buna salça olan pislik bir herifin öyle yüce bir makama seçilmiş olması imkansızdır.
"ben tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir atsineğiyim. ve bu devlet, koca cüssesi nedeniyle yavaş hareket edebilen ve canlanması gereken bir attır. ben de tanrı'nın bu devlete musallat ettiği bir at sineği gibi bütün gün boyunca her yerde sizi uyandırıyorum, hareketlendiriyorum, azarlıyorum ve ikna ediyorum. ve eğer tanrı sizi düşünerek bir at sineği daha göndermezse, hayatınızın geri kalanını uyuyarak geçirirsiniz."
“Mahkeme sonucunu dışarıda öğrenen Sokrates'in Eşi Xanthippe ve Arkadaşları yaşlı gözlerle “sözde suçlu" Sokrates'i kucakladı:
- Sebepsiz yere ölüme çarptırılmana dayanamıyorum Sokrates!
Dostları da aynı sözü tekrarladılar.
Sokrates gülümsedi:
- Üzülme Xanthippe; dostlar, lütfen üzülmeyin. Suçlu olarak mı ölüm cezasına çarptırılsaydım yani? Bunu mu tercih ederdiniz yoksa?”
Mahkeme karşısında savunmasını yapmış Sokrates, yaşamının geri kalan bölümünü felsefeden yoksun veya sürgünde geçirmektense başlangıçta kimsenin idam etmeyi düşünmediği, sadece susturulması ve bağışlanmayı istemesi hedeflenen filozof, ilkelerine ters düşmeyerek ölümü yeğler.
Bu süreç içerisinde başta Kriton'un olmak üzere arkadaşları yardımıyla kaçabilme şansı olmasına karşın Sokrates kaçmayı reddetmiş ve yasalara uymuş, bu sayede kendi düşünce ve değerlerine aykırı bir tutum sergilememiştir.
Sokrates, baldıran zehrini kendi isteğiyle içerek yaşamına son vermiştir.
"artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.."
öğrencisi platonun "devlet" adlı kitapta anlattığı kişi. (platon "devlet" kitabını sokratesin ağzından yazmıştır.) sokratesin düşüncesi şu şekilde; ülke yönetmek konusunda yetkinliği olmayan yönetici olmasın, yönetici seçmek konusunda yetkinliği olmayan da yönetici seçmesin. (yani herkes koşulsuz oy kullanabilir olmasın şeklinde.) adam haklı, herkesin doğru insanı seçebileceği ne malum, insanları dini duygularla, ülkenin değerleriyle vs kandırmak çok kolay.
sayın cumhurbaşkanımızın da dediği gibi "dini duyguları kullanıp milleti sömürenlere prim verilmemesi" gerekli.
"toplumun düzenini bozuyor, gençlerin akıllarını karıştırıyor, dinsizlik yapıyor" gibi suçlamalarla mahkemeye verilen, ancak mahkemenin kefaretle serbest bırakmasına karşılık olarak "serbest kalmak için para mı verilir, asıl ben yıllarca o kadar insana felsefe anlattım tek kuruş istemedim asıl sizin bana borcunuz var" diye karşılayınca bu artistliğinin bedelini canı ile ödeyen antik yunan düşünürü. ama hakikaten parayı ödeyip serbest kalma şansı varken hatta öğrencileri ve diğer çağdaşı filozofların bu parayı aralarında toparlamış olmalarına rağmen, "fikirlerimden ödün vermem" diyerek kefareti reddedip, idamı tercih etmesi nereden baksan kral harekettir.
Ahlak filozofu Sokrates, 51 tane jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı veriliyor, baldıran zehri ile öldürülüyor.
Ondan önce sevenleri,
“seni hapishaneden kaçıralım"
diyorlar. .
“Bu ahlâksızlıktır"
diyor ve kabul etmiyor.
Uydur kaydır sözlere başvur jüri seni affedebilir deselerde ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor.
Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren jüriye şunları diyor.
“Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun.
Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur.
Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir."
Bugün 2500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmeyen yok.
Peki onu mahkum eden jüri heyetinin isimlerini bilen var mı?
Yok!
“Şu hayatı öyle bir yaşa ki kapanışta kendini alkışlayabilesin..." https://galeri.uludagsozluk.com/r/2124652/+