ışid ve feto hayranı hesapların ve bazı radikal muslumanların son 2-3 gundur ne kadar aktif bir şekilde yırtındıklarını düşünecek olursak siyasal islam ha öldü ha ölcek.
minik kuşu kızdırmışız. bu kadar sinir, bünyeyi yorar. *
özal dönemini yaşamış kuşağın insanı olarak, güvendiği dağlara kar yağan minnoşları sağ siyasette bekleyen sondur diyorum efendim.
bu arada önümüzdeki altı ayda yapılacak tasfiyelerin de bu sonu hazırlamakta ne kadar yol aldıracağını belirtmek gerekiyor. bakalım fetöcülerle aynı kaderi bir zamanlar aynı yolda beraber yürüyen başka hangi kesimler paylaşacak...
yavaş yavaş sindirilmesinde fayda vardır efendim. yoksa ciddi şekilde mideye oturacaktır...*
ergen bir cahilin göt oluş sonrası hala çırpınmasıdır. ulan saydığın isimler ve esad dahil hangisinin ülkesinde seçimlere katılım oranı yüzde 90 larda. ab ve abd de seçimlere katılım oranı yüzde 53.
ya önce şunu sorayım. kaç yaşındasın sen? ciddiye alıp bir şeyler yazıyoruzda algılayacak kapasiten birkimin var mı. burası türkiye ey dangalak. bahsettiğin ülkelerin çakma liderleri bu türklerin vilayetlerine başkanlık ediyordu.
gerzekliği, yavşaklığı ve salaklığı kendini savunmak için savuran gariban siyasal islamcının "aha işte rakamlar!" diyerek çöküşü sindirme yolunda ilk adımlarını attığı süreçtir efendim.
devrilmeden önce mübarek, kaddafi, saddam, vb. yüzde kaç oy almış son girdikleri seçimlerde, bir bakıversin.
sonra kim korkuyor, onu da liderinden öğrenmeye çalışsın bu minik kuş. tabii cevap alabilirse...**
ak parti demekten çekindiği için sözcü okuyup halkt tv izleye izleye siyasal islam deyimini kullanan bir gerzeğin tespiti.
işte slamofobi böyle enjekte edilir sürü zihniyetlilere. siyasal islammış. ne uyduracaklarını şaşırdılar. biz bağnazlardaki erdoğan korkusu desene yavşak açık açık.
goduğumun salakları iyi okusunlar; ak parti 2002 de yüzde 34 ile geldi
2007 de yüzde 47 aldı.
2011 de yüzde 46 aldı
2015 haziran da 41 2015 kasım da 49 aldı.
yerel seçimlerde ise yukarıdaki oranların yüzde 1-1.5 altındaydı. nasıl bitiyor a salak dedirtir. eğer adamlar istese parlamenter rejimde sittin sene iktidarda kalırdı.
Tamamen yıkmam istiyosanız ekonomik kriz lazım. Türk insanı sadece kendi cebine zarar gelince doğruları görüyor. Hadi dolar beş lira olsun enflasyon iki katına çıksın ondan sonra görün siyasal islamı. insanlar onbeş yıllık "büyük birader" uykusundan ancak o zaman uyanır.
altında polemik sever bir yobazın malezya'yla endonezya'nın karıştırılmasını, vikipedia'nın yanlış yazılışını bahane edip, aslında gelişmiş olmayan ülkeleri ısrarla gelişmiş yaparak, siyasal islamın çöküşünü görmezden gelmeye çalıştığı başlıktır efendim.**
ha malezya ha endonezya, ikisinin de gelişmiş olmadığını kabullenemeyen yazarın kendini altında sinirden yıprattığı başlıktır efendim.
tekrar yazalım; siyasal islam can çekişiyor ve endonezya, malezya, suudi arabistan veya türkiye'den herhangi biri gelişmiş ülke değildir.
bu çomarın hoşuna gitmeyebilir. ancak insanın hoşuna gitmeyen kavramları görmezden gelmesi ne kadar doğrudur sorgulamak lazım.
nasıl ki geçmişte bir sol görüşlü baas rüzgarı vardı ve bunun ardından gelen yeşil kuşak ve siyasal islam, ortadoğu'dan bu kavramı sildi, şimdi de misyonunu dolduran siyasal islama kendini yok etmesi için ortam hazırlanıyor.
bunu görmek istemeyenlere de kardeş kardeş şizofrenilerini yalamak düşüyor.*
edit: yaşamak yerine yalamak yazmışım ama değiştirmedim. çünkü bu yaşamak değil, yalamak aslında...*
harf hatası bir edit'e bakarken, kavram hatası neyi değiştirmeye bakar, bunu sorgulatan başlıktır efendim.
sinir patlaması yaşayan çomarın, belirtilen başlık altında suudi arabistan ve malezya'nın gelişmişliğini vikipedia'dan başka yerlerden okuyabileceğimizi iddia ettiği kavram olmakta ayrıca.
yorma kendini bu kadar çomarım, değil işte suudi arabistan'la malezya gelişmiş ülke. argümanını başka bir şey üstüne kur gel, bu olmadı.*
en azından vikipedia'dan g20 başlığını okuyup, g20'nin ne anlama geldiğin öğrenip, ondan sonra sözlüğe girmesi gerektiğini çomarlara hatırlatan başlıktır efendim.
hatta hazır vikipedia'ya girmişken, bir de siyasal islam başlığına da uğrarsa, kendi kendine sinir patlaması yaşamasına engel olabilir.*
gelişmiş ülke denince endonezya ve suudi arabistanı gösterme gafletinde bulunanların altında çok fazla konuşup sinir patlaması yaşamaması gereken başlıktır efendim.**
oltaya gelmiş minik kuşun altında örnek verdiği başlıktır.
endonezya ve suudi arabistanı gelişmiş ülke zanneden şizofreni sahipleri için olta başlığıdır ayrıca. bir de türkiye'yi yüzde 99 müslüman görüp, televizyona çıkınca da 80 milyonun önünde olduğunu zannetmesine neden oluyor şizofrenisi.
çomar köpektir minik kuşum, kendi sıfatından niçin bu denli utanıp başkalarına yakıştırıyorsun? hele de ideali muhtar olmak olan birine bu denli taparken...*
siyasal islam'ı yalnızca akp zannedenlerce kabullenilmeyecek bir durumdur efendim.
dünya millet, dünya...
ışid, el nusra neden çıkarıldı, nasıl yok oluyorlar ve sonrasında islam'ın tüm dünyada terörizmle bir anlamda ifade edilmesi durumunun neden oluştuğunu azıcık irdeleyin minik kuşlar.
kaybedenler durumla yüzleşemeyip, şizofrenleştiyse, dünyada bir tane ülke gösterin ki halkının %50'den fazlası müslüman olsun ve en gelişmiş 20 ülke içinde yer alsın.
böyle bir üke gösteremeyince, kimin kaybeden olduğu ve kimin şizofreniye sahip olduğu nasıl da kabak gibi ortaya çıkıyor, değil mi?*
edit: şizofreninin n'sini unutmuşum, bir daha vurgulayayım da çomar çıldırsın...*
yavaş yavaş kendini sona götüren ideolojinin son dönemde yaşadıklarıdır.
bin yıl süreceği iddia edilen 28 şubat sürecinde, tayyip erdoğan'ın muhtar bile seçilemeyeceği algısı vardı.
şimdiyse asla devrilmeyeceği, tek adam olacağı algısı var. bunu da en güçlü şekilde hissettirebilmek için her yol deneniyor.
ancak ufukta ağır bir ekonomik kriz var. ne kadar ağır olacağını biraz internette araştıran, azıcık yabancı dili olan kolayca anlayabilir.
saddam'ından kaddafi'sine, mübarek'inden esad'ına ortadoğu'daki tek adamların konumlarını koruyabilmek için halka bedava vaadedebilecekleri yeraltı kaynakları vardı. bu sayede halka bedava enerji, konut, evlenme yardımı, vb. yapabiliyorlardı, kapalı ekonomileri sayesinde krizlerden etkilenmiyorlardı. buna karşın, müthiş bir baskı politikasıyla koruyabilmişlerdi iktidarlarını.
sonunda ne oldu? yorgan gitti, ibre döndü, esad dışında-ki aralarında en okumuş, abisi aniden ölünce yerine geçerek en beklenmeyen ve en zeki olanları o idi-hepsi, hem de en güvendikleri kesimlerce bertaraf edildiler.
bizde baskı tamam; ancak yeraltı veya yer üstü bir zenginlik, herhangi bir kaynak yok. nasıl sürdürülecek bu tek adamlık?
siyasal islamın kışı geliyor ve ağustos böcekleri hazırlıklarını yapmamış durumdalar. cırlamalarını daha da artırıyorlar ki kış gelmesin.
ama doğası gereği, sonunda kış gelecek ve ağustos böceklerini süpürüp, baharı müjdeleyecek.
bundan sonrasına bakmak gerekli; bahar ve yaz bu defa yeni gelenlerin ağustos böceği olup cırlamalarıyla mı geçecek; yoksa karınca olmayı tercih edip, kış için hazırlık yapmalarıyla mı?*