siyanür kimsasalıyla tonlarca toprak yıkanarak ton/gr olarak altın oranına ulaşılır. izmir-bergama da normandy şirketi altını bu şekilde çıkartmaktadır. her ne kadar çok güvenli deselerde gerçekte böyle birşey söz konusu değildir.
siyanürle altın çıkarmak çok tehlikelidir. siyanürle altına hayır!
tamamiyle yanlış bir söylemdir. siyanür ile altın çıkarmak diye birşey kesinlikle söz konusu değildir. siyanür altının ayrıştırılması aşamasında, cevher hazırlama tesisinde kullanılır. yani kayacı formasyonun sertliğine göre delme-patlatma ya da ekskavatörle kazandıktan sonra kırma ve öğütme işlemlerinin ardından geçilir siyanür kullanımına, araziye hiçbir şekilde teması söz konusu olamaz siyanürün. bunu açıklama gereği duydum çünkü toplum arasında siyanürün tohum serper gibi bir kullanım şekli olduğu fikri hakim. ayrıca doğrudan insan vücuduyla temas etmediği sürece ve gaz formu solunmadığı sürece siyanürün insan sağlığına bir tehdit oluşturması da söz konusu değildir. cevher hazırlama tesisindeki gazın da tesis içinde sirkülasyonu hesaba katıldığında siyanürün etkisinin altın ocağı yöresinde yaşayan halka karşı tehlikeli olabilmesi olanak dışıdır. ve maalesef çok acıdır ki; bilimsellikten uzak gerçeklerle halkımız pekçok alanda olduğu gibi değişik yerlere kanalize edilmektedir. edit: siyanür liçine ilkel diyenler var, vay vay vay ki vay, sol görüşlüyüm ayrıca mantık başka sol düşünce başka, 2+2= 10 dersek solu gülünç duruma düşürmez miyiz?. ph8 herşey kontrol altında, serin gel anam. ph8 sana ödev. ayvalık' taki villalardan hiç girmeyeyim şimdi, kimlerin cicili bicili evleri görünce siyanür yanlısı olduğunu da araştır, o da ödev.. hadi siktir suyu ısıt. bir de tenörün bildirilmemesi varmış yabancı şirketler tarafından ki ayrı komedi, ulan tenör hesaplamayı ne sanıyorsunuz siz, nabız almak gibidir bu mta için. hatta donanımlı bir üniversite laboratuarı dahi hesaplayabilir bunu. işin bıçak sırtı şudur, eğer bir bölgedeki fizibilite sonucu ilk yatırım ve işletme maliyetleri çıkartıldıktan sonra o altın sahası piyasadaki kar beklentisini karşılıyor ise o altın mutlaka çıkarılmalıdır. bu insanlık için kaçınılmazdır zira, her yeraltı kaynağı değer olarak piyasaya kazandırılmadıkça belli bir limit zamana kadar nötr daha sonra ise negatif etki göstermeye başlayacaktır. yani ya seve seve ya s.ke s.ke bu altın çıkartılacaktır. devletlerin üzerine düşen bu oluşumdan maksimum payı almak ve ülkesine katkıda bulunmaktır. sen işletebilecek teknolojin olmasına rağmen, elindeki rezervi başkalarına peşkeş çekiyorsan bu madencilik sekötürünün değil, devletin problemidir. son olarak teknik bir detayla bitirelim hala ikna olmayan arkadaşlar için, atık havuzları uygulamaları günümüz teknolojisinde sıfır sızıntı-maksimum güvenilirlik ile uygulanmaktadır yani liç ürünü suyun da zararlı etkisi bulunmamaktadır.
siyanürle altın çıkarmanın zararsız olduğunu söyleyenler emperyalizmin köleleridir. sermayenin buyruğuna girmiş burjuvalardır. bunlar bilimsel hiç bir yanının olmadığını göremedikleri gibi * politik yönünüde göremezler. *
koza madencilik firmasının ilk olarak eurogold, ardından normandy ve son olarak türkiye ortaklı koza ismine sahip olduğunu bilmeyen, vatan topraklarının uluslararası tekellerce siyanürle yıkanmasına aldırmayan sağcı, sözde milliyetçi arkadaşların onayladığı, alkışladığı memleket topraklarının içine edilmesi durumudur.
almanyadan para alıyorlar dediğin köylüler birer kahramandır!
bir de çapulcular var tabii ki!
edit: kimse altın çıkartılmasına karşı değil. siyanürle yıkama gibi ilkel ve tehlikeli bir yöntemle çıkartılmasına karşıyız. bu yöntemin tek yararı firmanın daha fazla kar elde etmesidir. oysa siyanürün izleri yüzlerce yıl zararlı etkisini gösterir.
iyi bildiğim bir konu, sonuçta bunun okulunu okuyorum. şimdi sayın yazarlar siyanür denilen şey sağlığa zararlıdır, öyle ki solumanız bile ölmenize sebep olur. altın üretiminde karlı olarak kullanılabilecek tek metodtur.
altın madeni toprakta dağınık halde bulunur. bir tonda bir gram altın bulunması o madenin işlenmesi için yeterlidir. bir tonda bir gram!!! peki sizce nasıl ayrılır bu bir gram bir tondan. tabiki kimyasal bir ayıştırıcı ile ayırabilirsiniz. o bir tonun içine dökersiniz bu ayrıştırıcıyı daha sonra terayağdan kıl çeker gibi altını ayırırsınız. altının bulunduğu yerdeki toprak olduğu gibi özel hazırlanan havzalara dökülür. eğimli olan bu yüzeyde toprağın üstüne siyanür dökülerek altın çökertilir ve toprağın altındaki borularla havuzlara taşınır. işte bu havuzlarda altın siyanürden ayrılır. peki tehlike nerede? tahlike bu kullanılan siyanürün alt toprağa geçip yeraltı sularına karışmasındadır. bunu önlemek için tedbirler alınabilir ama az da olsa bir tehdit her zaman mevcuttur.
dünya da altının üretilmesi için en çok kullanılan metod siyanürle altın çıkarmak tır. dünya nın başka bir yerinde de böyle tartışmalar yoktur. bu ülkenin kendi cevherini kullanmasını engellemye çalışanların oynadığı bir oundur bu. almanların tarih boyunca hedefidir bu altına sahip olmak.
avrupa da sık kullanılan bir söz vardır; anadolu madenleri türklere bırakılmayacak kadar değerlidir.
şirketin ismine gelince; bir müddet öncesine kadar yabancı bir şirket işletiyordu, doğrudur. şirketin sahibi siyanürün arıtıldığı havuza girip yüzmüştür ama çabaları sonuç vermemiştir. terk etmek zorunda kaldığı bu maden koza madencilik tarafından alınmıştır ve hala aynı yöntemle işlem yapılmaktadır. tabi bu şirketi araştırırsanız arkasındaki gücü görürsünüz. ayrıca bu şirket madeni devralmadan önce birçok köylüyü amerika ya götürmüş, birçoğunu da yüksek maaşla işe almıştır.
türkiye deki tek altın madeni bergama da değildir, uşak başta olmak üzere birçok ilimizde daha vardır ve hepsi aynı yöntemle üretim yapmaktadır. peki sorarım size niye artık haberlerde yoklar? neden, işletenlerin çoğunun amerika destekli olması olabilir mi acaba?
bunu yapanlar ve destekleyenler neoliberal politikaların üzerinden geçtiği eziklerdir. hiç bir konuda fikri olmadığını gösteren insanımsıdırlar. ülkenin en değerli yatağını yabancılara peşkeş çektiğimiz yetmiyormuş gibi halkıda para almakla suçlamak şerefsizliktir,namussuzluktur. ispatlanamaz şeyler üretmeye gerek yoktur. *
emperyalizmin kölesiyim, şimdi izninizle daha yazılanları okumadan eksi oy verenler için kısa bir özet geçeceğim;
bulunduğumuz bu topraklar tarihin ilk yıllarından itibaren var olmaktadır. yani jeolojisi eski tarihe dayandığı için birçok minerelin oluşması sağlanmıştır. bu toprakların üzerinde her türlü maden bulunmaktadır; altın, bakır, demir, çelik, titanyum, nükleer madenler, bakır, gümüş, bronz, kaya tuzu ve hatta petrol. bu kadar çeşidin olduğu bir toprak parçası daha yoktur dünya üzerinde. tıpkı sebzelerimiz gibi. dört mevsim meyve sebze üretimi yapılabilen nadir ülkelerdeniz.
işte böyle bir zenginliğe sahip bu toprakları bize bırakmamak için her türlü oyuna başvuruluyor. sivil toplum kuruluşları günümüzün ajanlık sistemi haline gelmiştir. bir ülke düşmanı olan bir ülkedeki sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirerek istediğini elde edebiliyor. halk rahatça kandırılabiliyor. bu örgütlerin dünya çapında olanları da vardır, mesela greenpeace. bu kurum hakkında fazla bilgisi olmayan biri safça destekleybilir bu örgütü. yalnız yaptıkları birçok eylemde belli ülkelere zarar verme hedefi vardır. arada sırada karetta karetta ları kullanarak imaj tazelerler.
bir maden açmaya kalktığınızda hemen çevrecilerin tepkisi gelir. halk ta inanır maalesef. "güzelim ormanlarımızı kesiyor bunlar." o toprak kalkmadan maden nasıl çıkarılabilir?
bilmeyenler için söyleyeyim bir maden işletmesi kesitiği ağaç kadar ağaç diker ve üretim bittiği zaman ocağın çevre düzenlemesini yapmakla mükelleftir.
tek taraflı düşünüp eleştirmeyin. sizi eleştirenleri de dinlemeden ahkam kesmeyin. asıl şerefsizlik namussuzluk bu milletin hakkı olan madenlerin bu ülkeye kullandırılmaması. üretim yapmazsanız parayı nereden bulacaksınız?
bu ülkede siyanürle altın çıkarılması prosedüre göre uygulanmamaktadır. prosedüre göre uygulansa bile zarar vermektedir. bu yüzden yabancı ülkeler bu işletmelerini çöle, kurak toprağa kurarlar * . yabancı altın firmaları yataklarımızın rezervini ve tenörünü * dahi doğru bildirmemektedirler.
siyanürle altın çıkarılması, toprağın siyanürle süzülmesi ve altının siyanüre karışması daha sonra laboratuvar ortamında siyanür ve altının ayrılması şeklinde işlemektedir ve toprağın yıkanması esnasında dev filitreler kullanılmaktadır. en iyisi bile sızıntıya sebep olur.