renklerin en asili olan siyahın her insana olmasa da karamsar bünyelere huzur vermesidir...
misyonu kötülükleri, pislikleri örmetsi olarak algılansa da, bazı insanlar çok severler bu rengi... mavı, yeşil ya da beyaz da bulunamayan huzuru bulurlar onda... odalarını siyaha boyarlar, kiyafetlerini siyah giyerler... aydınlıktan mümkün oldukça çok kaçarlar... siyah onların gözlerini kapamadan dinlendirdikleri, tüm karamsarlıklarını kendileri yüzleştirdikleri renk olur...
başkaları için korkunun rengini oluştursa da, siyah bir odada karanlıklar içinde sadece sıgaranın ateşiyle yüzleştirirler kendilerini ve siyah onların zindanı değil cenneti olur...
huzurun adi siyah olmus ruhu karisik bunyede,
ruhum, ruhum seninki nerede?
in asagiya bosuna dolasiyorsun tibet'te,
senin huzurun cingene pembesinde.
bir hint dortlugu
geceleri daha anlamlı gündüzleri daha karamsardır. karamsarlık çöktüğünde karanlık ve iç huzur devreye girer ve siyah açılan bir kapının pırıltısıdır. siyah görmek sonsuzluk ve başlangıçtır. siyahı göstermek yorucu ve yalnızlıktır. ince çizginin oyucusu ve oyunudur.
kişinin ruh hali, yetişme şekli, algıları gibi bir çok nedene bağlı olarak değişiklik göstermesi muhtemel genelleme.
bana komik geliyor esasen, içimi ürperten ve soluk alıp verişi yıllar önce tutmaya başladığım matemin çok sesliliği...
ve sonra ihanet edip tüm değerlere, hayatıma bütün renkleri sokmaya başladığım andı. ardından gelen bütün tonlar aslında kendi yörüngesinde o'na secde eder misali...
evet belki sizi rahatsız edecek ama siyah o'nun rengi. ve tüm iklimler buğu gibi gözlere, döndükçe evren hayalinin acısı ile kıvranmaya mahkum kalacak...
lanetli bir dinin ucube peygamberi;
ela ela nehavivent shur, elena hasnik morivent shur...
siyah girince huzura, tüm yaşam secdeye varır ve evren tersine dönmeye başlar...
huzur farklı şekillerde yansır insana...
bazen tek bir rengin üstünde kalır, siyah. diğer renklerin aksine, belki de huzuru en fazla barındırandır siyah.
ışığın kirini boğar içinde.