siyah süt

entry66 galeri0
    66.
  1. Sen de bebe doğursaydin ya tanışma uygulamasi ile erkeklerle buluşacagina.
    0 ...
  2. 65.
  3. elif safak ın 2006 yılında cıkan kitabı.

    bir annenin ilk cocugu dogdugundaki depresyonu, yasadıkları, gel-gitleri..

    -romanlar hatırlanmak icin yazılır. bu roman unutulmak icin yazıldı.
    0 ...
  4. 64.
  5. okurken yazarına müthiş saygı duydugum kitap. bu kitabı herkes okusun.

    (bkz: Kitap zevkinize sokayim)
    0 ...
  6. 63.
  7. ilginc bir konuyu isliyor,severek okuyorum.
    1 ...
  8. 62.
  9. çikolata yemiş inek memesi tepiği.*
    1 ...
  10. 61.
  11. 60.
  12. Zaman zaman sıkıldığım, zaman zaman tat aldığım bir kitap oldu. Bana göre ortalama seviyedeydi.

    Ayrıca kadın dergilerinde çıkan testlere benzer bir testin romanda ne işi vardı merak ettim.

    vesselam...
    0 ...
  13. 59.
  14. nev-i şahsına münhasır roman tekniğiyle gönüllerimizde taht kuran ve vakti zamanında zaman gazetesinde yazdığından mütevelli kin uğruna belirli bir ideolojinin tepkisini çeken müstesna yazarımızın bir kuple anlatımı bize...
    0 ...
  15. 58.
  16. bir kadının sıkıntılarını tanımada yol gösterici kendi içindeki iç çatışmalarına işık tutan şahsi beğenimi fuzulinin bacısı detayıyla kazanan elif şafak kitabıdır.
    0 ...
  17. 57.
  18. elif şafak'ın çocuğunu dünyaya getirdikten sonra kaleme aldığı kitap.*
    0 ...
  19. 56.
  20. Hayattan soğutur, ruhunuzu emer. bunun yanında erkeklerin kadınları anlamıyorum'una da bir cevaptır.
    0 ...
  21. 55.
  22. adalet ağaoğlu ile elif şafagı birbirine düşüren romanın adı.
    1 ...
  23. 54.
  24. ''...bu şehrin küstüklerinin sırdaşıdır haydarpaşa garı. ve en iyi o bilir hakikati: istanbul'da bir sevdiğin varsa, üstüne üslük bir de istanbul'u seviyorsan eğer, ne kadar uzağa gidersen git ve nasıl bir hızla, gene de kurtulamazsın bu şehirle cebelleşmekten rüyalarında.''
    1 ...
  25. 53.
  26. Kitabın ilk sayfalarında açıkladığı iki başat söylem sayesinde ilerleyen sayfaların ne hakkında olacağını önceden bilebileceğiniz ve bu açıklamaya göre içerik ilginizi çeker ise bayıla bayıla okuyacağınız bir elif şafak otobiyografisidir. işte buyrun bu iki başat söyleme:

    "1. Analığın bir kadının temel vazifesi olduğunu ve her işten yüce olduğunu vurgulayan, bu uğurda kadınların türlü fedakarlığı yapmaları gerektiğini ve mümkün mertebe evlerinde kalmalarını salık veren geleneksel söylem.

    2. 'Çocuk da yaparım, kariyer de' sloganıyla her işi eksiksiz pürüzsüz kotaran, süpermarketlerde jet hızıyla alışverişini tamamlayıp, evde ve iş yerinde herkesin ihtiyacına koşan, en güzel mamaları iki saniyede mikserden geçiren 'süperdişi' imajı ve bu imajı pompalayan renkli-kadın-dergisi-söylemi.

    Bu iki söylem ilk bakışta çok farklı görünmekle beraber, benzer bir özelliğe sahip: ikisi de ayın karanlık yüzünü görmezden geliyor. Geleneksel söyleme bakarsanız, annelik zaten o kadar mutlak ve kutsal bir şey ki, haşa hakkında en ufak bir olumsuz laf söylemek kimin haddine. Modern söyleme bakarsanız, çağdaş kadın zaten o kadar maharetli ve mükemmel ki, şanına kimse leke düşüremez. Bu iki dayatmacı katman arasında sandviç gibi sıkışmışken nasıl konuşabiliriz hakikatleri? Nasıl dürüstçe anlayabilir ve anlatabiliriz anneliğin çelişkilerini?"
    0 ...
  27. 52.
  28. bozuk süttür.

    hemen tarifini vereyim:

    bir litrelik x marka süt alınır. ağzı açıldıktan sonra sıcak bir yere konulup orada unutulur ve birkaç gün sonra sütün kolu bacağı oluşmuştur zaten. unuttuğunuz yerde bulmanıza gerek yok. o kendisi saklandığı yerden ortaya çıkar. işte bu sütün içine bakarsanız küften falan simsiyah olmuştur.
    0 ...
  29. 51.
  30. bir kadının erkek egemen dünyada sırf kadın olduğu için dışlanışının etkisiyle cinsiyetsizleşmeye ve kariyerle bu modern dünyada kendine yer edinmeye çalışan kadının doğası gereği bu konumundan uzaklaşmasını anlatır. ardından doğum sonrası depresyon ile hamilelik dönemindeki gerek fiziksel gerekse hormonsal değişimin sonucunda birçok kadının düştüğü fakat utanarak daha da derinlerine çekildiği depresyondur konusu biraz da. kadınlığından, anneliğinden sıyrılıp yazar olmayı seçen kadınlar da anlatılmaktadır.
    1 ...
  31. 50.
  32. --spoiler--
    içinin kadınlar korosuna soruyor, 'annelik mi, yazarlık mı? annelik ve yazarlık birbirine zarar mı?' içinin kadınları konuşuyor, 'onu seç.', 'hayır sen o değilsin, bunu seç.', 'aa, olur mu canım öyle şey, şunu seç.' sonra içinin akıllı bir kadını diyor ki, fark etmez, neyi seçersen seç, aklın diğerinde kalacak. ne zaman aksasa bir yerinden hayat, 'acaba diğerini seçseydim böyle olmaz mıydı' diye soracaksın kendine ve ne zaman hiçbir yerinden aksamasa hayat, 'acaba öbürünü seçseydim nasıl olurdu' diye... yani en nihayetinde, fark etmez.
    --spoiler--
    0 ...
  33. 49.
  34. orhan pamuk'un kara kitap'ı varken seçilebilecek en kötü roman adıdır.

    edit: (bkz: Black Milk - Massive Attack)
    0 ...
  35. 48.
  36. şehrin aynaları, araf, baba ve piç, mahrem kitaplarını okuyup sevdiğim elif şafak tan beni biraz soğutan kitap.

    bir süredir onunla ilgili eleştiriler vardı, özellikle kocası ve belli bir bakış açısı ile ilgili. aldırış etmedim, kelimelerle oynamasını seviyordum, televizyonda da hanımefendi duruşu hoşuma gidiyordu.

    siyah süt e başladığımda belli bir rahatsızlık hissettim. hayır kitabın tarzı ile ilgili değildi bu, fikirsel düzeyde bir sorundu. okudukça somut bir delil aradım. enteresan bir nokta denk geldi.

    kitapta eskiden doğum yapan kadınların başına üç harflilerden korumak için birşeyler asıldığını ama (buraya dikkat) cumhuriyet döneminde bu geleneği yitirdiğimizi (diğer başka gelenekler gibi) anlatıyordu elif şafak.

    bunun üzerine düşündüm, cumhuriyeti bu konuya indirgemek saçma geldi. sanırım rahatsızlık verici biçemi yakalamıştım. hala da rahatsızlık vermekte bu düşünce.

    takdiri şayan bir yaklaşım. tehlikeli gibi görünmese de cumhuriyetle birlikte öz değerlerin yitirildiğini savunmak (böyle bir örnekten yola çıkarak) enteresan hakikaten. bu kısım bana biraz dışarıdan dikte gibi geldi.

    gelenekler yöreseldir elif şafak, senin gelenek dediğin şey her yerde olmayabilir ve devletler bu geleneklerle değil yönetim biçimleri ile uğraşılar.

    halkın yaşayışı da devletin ilgi alanına girer ama bu kadar mikro bir konu girmez ilgi alanına deletin. zaten bu kadarına müdahale ederse iş totaliterliğe varır. (bkz: 1984)
    ama senin isyanın buna değil modernizme olabilir. modernizm eleştirisi mi yapıyorsun osmanlı övgüsü mü?
    2 ...
  37. 47.
  38. çizimlerle eğlenceli bir hale gelen, çabucak okunacak "abur cubur" kitap.
    0 ...
  39. 46.
  40. ömür törpüsü kitap. bir heves almıştım ama gayet sıkıcı ve ruh daraltıcı.. beklemez idim kendisinden..
    0 ...
  41. 45.
  42. ''Ne kadar grift olursa olsun her dehlizin bi çıkışı var... ummadığın kadar yakında bir yerde seni bekleyen....
    Oraya doğru yürümek tek yapman gereken...''
    2 ...
  43. 44.
  44. kadınlığa toplumun bakış açısı, edebiyatta kadınların yeri ve hayatta zaman zaman söz konusu olan karışıklıklar üzerinde duran elif şafak eseri.
    1 ...
  45. 43.
  46. elif şafak'ın annelik sonrasında yaşanılanlar adına yazdığı içindeki farklı ben'leri konuşturduğu kitap.
    0 ...
  47. 42.
  48. kısa bir alıntı;

    ''bizler ana karnında bebekleriz. vakti gelince bu rahmi terk etmemiz lazım. ilelebet burada kalamayız. ama biz buradan çıkmak istemiyoruz. zannediyoruz ki dünyayı terk edersek öleceğiz. ölüncede yok olacağız. oysa ölüm dediğin başlı başına bir doğumdur aslında. ölünce bu rahimden çıkacağız.. doğacağız sonsuzlukta.. bunu bir idrak edebilsek korkmazdık ölümden idrak edemediğimiz için korkuyoruz. doğar doğmaz ağlayan bebekler gibi biz de bu dünyadan ayrılmayalım diye ağlıyoruz..''
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük