ya itü sözlük ya da ekşi sözlük zirvesinden çıkmış istiklal'de alkhollü bir şekilde yerlerde sürünerek ilerlemeye çalışırken kenarda kıyıda bir dükkanının önüne domalmış pardon çömelmiş bir şekilde şarkı söyleyp çılgınlar gibi eğlenen bir grup görmüştüm, yanlarına doğru süzülüp "abi siz siya siyabend misiniz? " diye sormuştum, " siya siyabend, arkadaşlarımız ahah" cevabını aldıktan sonra göt olup geri dönmüştüm, o günden sonra siya siyabend e karşı temkinli yaklaşırım, bir ortamda adı geçti mi önce bir dururum vesselam.
illa da tanım isteyenler için jelibonur dan geliyor:
son zamanlarda yenı bir yapılanma içine giriş olan ve yenı bestelerini yeni bir belgesel filmi ile halka duyurmayı planlayan kişiler toplulugu.
şu an kendi sitelerinden şarkılarını ücretsiz indirebilirsiniz...
--alıntıdır--
repertuarlarının geniş bir bölümünü doğaçlama müzik,semahlar,deyişler,farklı tekniklerle ve pir sultan abdal,hayyam,aşık veysel,neşet ertaş,j. coltrain,r&blues,r.shankar,tanburi cemil bey,ali ufku bey gibi ünlü isimlerin dizeleri oluşturmaktadır.bu parçaları kendilerine özgün tarzlarıyla yorumlayıp dinleyicilerinin beğenisine sunmaktadırlar.
siya siyabend grubu bugün hakan özboz,memduh özdemir,murat toktaş,erdem,li kadrosuyla yoluna devam etmektedir,albüm çıkarmamıştır,pek çok demosu vardır. doğaçlama öykü anlatan muratın vokali doğaçlama çalınan müzikle ssb sezgisel düşgörücü bir öykübilimcilik eylemidir.belli bir türe bağlı kalmayarak ekin vermeye devam etmektedir. siyasiyabend.com grubun resmi web sitesidir.
--siyasiyabend com--
yukarıda belirtilmeyen frank zappa ve bob marley gibi insanlardan da etkilendikleri kesin...
hayat felsefelerine saygı duymaktayım; müzik anlayışlarını takdir etmekteyim... hayranlıkla dinliyoruz; yeni çalışmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz...
--alıntıdır--
şimdiye kadar sesimizin çıkmaması normal.çünkü bu siteyi baştan itibaren biz hazırlamış değildik ve siteye erişimimiz yoktu.demolar ve anketler de bizim koyduğumuz şeyler değildi. fakat evet bi albüm, yani piyasa denilen ucube alanla da bi temas anlamında bi albüm yapmayı düşünüyoruz. şunu bilin ki bi albüm gerçek müzik değildir. gerçek müzik çalma-dinleme anında ortaya çıkan ve o anın gerçek [ çalan ve dinleyen arasındaki] etkileşimini taşıyan müziktir. bi albüm olsa olsa grup ile dinleyici arasında bir iletişim aracıdır. ve bizim bu iletişime ihtiyacımız herkesten çok var. şimdiye kadar adeta içgüdüsel olarak piyasa denilen şeyden uzak durduk. ama şimdi görülüyor ki piyasa denilen ucube alandan uzak ta tutuluyoruz. bunun bizi fiili olarak getirdiği nokta ; ekonomik olarak neredeyse açlık sınırının altında bi hayat[ki bu durum bizi sadece rahatsız ediyor ama mutsuz etmiyor] ve dinleyici ile buluşmanın iki tarafa da getirdiği coşkulu enerjiden mahrumiyettir.tüm bu durumların hepsini çözme problemi ile karşı karşıyayız. isterdik ki para-piyasa ilkelliği olmadan diyar diyar dolaşıp , samimiyet taşıyan etkileşimler kuralım,müziğimizle akılları ve kalpleri yıkayalım, hepberaber pür-i pak olalım. fakat kanser[para- ticaret-mülkiyet putlarının sebep olduğu] insan türünün tüm bünyesine sızmış görünüyor. heryerde, yeryüzü üzerinde her yerde çalmak isteriz. ama ne bu işleri kovalayan bi menejer'imiz oldu şimdiye kadar, ne de biz organize edebildik. ve ne de 'şehrimize gelin çalın' diyenler bi konser düzenleyebilme becerisi gösterebildi bugüne kadar. yani herşey bizi ya müziği bırakmaya yada piyasaya teslim olmaya zorlamış adeta ama biz ısrarla ve dirayetle somon balığının iradesi misali akıntıya karşı durmakla kalmamış bide yüzmüş ve yol almışız...
--siyasiyabend com--
albüm yapmaya karar vermişler sonunda; sistemin onları "açlık sınırının altında" bir yaşantıya sürüklemesi nedeniyle...
fakat vizyonlarından hiç birşey kaybetmedikleri kesin; çok daha güzel işler çıkaracaklarından eminim...
ayrıca kendi internet sitelerinden* açık çağrı yapıyorlar;
--spoiler--
şehrinizde, okulunuzda, festivalinizde konser organize edin; gelelim, çalalım.
...
sevgili siya siyabend severler. bizim ne bir menecerimiz , ne de şehir şehir dolaşıp konser organizasyonu yapabilme imkanımız yok. yaşadığınız yerde bizi görmek ,dinlemek , muhabbet etmek istiyorsanız ( ki bizler kesinlikle isteriz ) sizlere görev düşmektedir.
hem bizi dinlemek istiyeceksiniz ,hem sistem dışı konumumuzu beğeneceksiniz , hem de basireti bağlanmış bi haleti ruhiye ile sadece global kar manyaklarının yapacağı organizasyonlara katılarak ve hem sizi hem de kendimizi sağdırarak size ulaşmamıza göz yumacaksınız . yok öyle ...
peki ne yapacaksınız ? yaşadığınız yerin imkanlarını ve engellerini gözönünde bulundurarak kendi özgün organizasyon yolunuzu araştıracak ve keşfedeceksiniz . yeterli sayıda biraraya gelip durumun finansal çözümünü sağlayacaksınız .
veya yerel gruplar bize demolarını göndersinler ve ortak konser organizasyonları yapsınlar.
düşünüldükçe akıllara pekçok yol gelecektir. haydi size kavuşmamızı ve bize
kavuşmanızı sağlayacak yollar bulun ve uygulayın.
sonrası malum ...
kainata sevgi ve birlik
kainata sevgi ve birlik
kainata sevgi ve birlik
...
--spoiler--
bu insanlar gerçekten kaliteli müzik yapıyorlar ve tek istedikleri bu işi "oyuncak" olmadan yapmak...
ben de sozluk yazarlarına sesleniyorum; bu müzik insanlarına organizasyon ayarlayın, ben yarın girişimlerime başlayacağım...
istanbul'da istiklal caddesini güzel sesleriyle, kendine has müzik usluplarıyla kuşatan ve yakında (yeteri kadar para bulurlarsa)albümleriyle seslerini iyice duyuracak olan grup.
demolarını:http://www.siyasiyabend.com/ sitesinden dinleyebilirsiniz. hatta grup hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
hiçbir ticari kaygı gütmeden, piyasanın köpeği olmadan, kendi imkanlarıyla müzik icra etmeye çalışan, saygıyı fazlasıyla hakeden bir gruptur. çalışmalarının tamamına ulaşmak pek kolay değildir ama onların gösterdiği özveriyi göstermek yeterli oluyor, o mükemmel parçalarını dinlemek için. kendi sitelerinde şöyle bir açıklamaları vardır;
"sokak müziği yoktur, müzik sokakta da olmalıdır
sokak oyunu yoktur, oyun sokakta da olmalıdır
sokak sergisi yoktur, sergi sokakta da olmalıdır
sokak sanatı yoktur, sanat sokakta da olmalıdır
ve esasen;
sokak hayatı yoktur,hayat sokakta akmalıdır.
ama maaleef günümüzde hayat sokaktan dışlanmakta ve sokaklar tamamen
ticari faaliyetlere peşkeş çekilmekteler"
istanbul hatırası-crossing the bridge-the sound of istanbul' da çoğu kez istiklal' de gördüğümüz adamların konuşmalarını duyuyoruz;
ben müziğin birşeyleri değiştirebileceğine inananlardanım. müzik dünyayı değiştirmek için elimizdeki oyuncaklarımızdan bir tanesi.
sokak, hemzemin oluşundan dolayı, taam mı... insanı birleştirir, taam mı... hangi sınıfsal temelden olursan ol, bütün insanları aynı hizaya getirebilir. böyle bir özelliği vardır sokağın bir.
tinercisi de gelip yanımıza oturuyo. oradan geçen elinde böyle laptopuyla falan giden insanı da yüreğinden yakalıyoruz. onları bir arada buluşturabiliyoruz hatta biz aradan çekilip onları başbaşa bırakabiliyoruz bazen, onlar kendileriyle bir hesapları var... görüyorlar onlar.
ama diğer taraftan da sokak çok... aslında... ağır bir yozlaşmadır, yani... taam mı.. buna karşı koymak... sokağın belleğinden bahsedemeyiz yani, taşın belleğinden... erkin koray işte... ankaranın sokaklarından bahsederken, kaldırımlarından falan filan bahsederken... bu bir... çok romantik birşey yani...taam mı... bunu yaşayan adam bilir yani,taam mı... taşın abi...off... taş taştır yani...
istiklal caddesinin ünlü müzik gurubu. ara sıra müzik yaparken denk geliriz bazende ''siya siyabend cd leri '' diye bağıran bir adam duyarız , anlarız ki solist çıkmış cd sini satıyordur. alınasıdır. onlar birtanedir.
Repertuarlarının geniş bir bölümünü doğaçlama müzik, semah ,deyiş ,farklı teknikler ve Pir Sultan, Hayyam, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi daha bir çok ismin dizelerini oluşturmaktadır sözleri.
hele bir seher vakti vardır ki, dinlenmesi tavsiye edilir.
