son çare olarak başvurulması gereken, şiddet içermeyen ve yapan kişinin alacağı cezaları önceden kabullendiği bir eylemdir. gandhi,thoroue gibi isimler bu kavramla birlikte anılır.
vicdani retci olup "bazı" ülkelerde zulüm görenler
sivil itaatsizlik örneğidir.
edit: tekrar okudum ve yasalardan umut kesildiği yerde uygulanması teknik olarak doğrudur deme kararı verdim.
abd meksika savaşına finansman sağlamak için ekstra bir vergiyi yürürlüğe koymuştur ve thoreau bu durumu desteklemediği için vergiyi ödememektedir. bu yüzden de hapse girer. kendisini ziyarete gelen emerson ise sorar:
Ahimsa (şiddet dışılık) ve Satyagraha (şiddet dışı direniş); Mahatma Gandhi'nin Çağı aydınlatan direniş hikâyesi... fikirleri ile yaşadığı yüzyıla koca bir çentik atmış bir direniş ustası.
bir nevi, konuşmayı bile doğru düzgün bilmeyen; düşünmeye, bırakın gerekeni, sıfır değer veren, kelime dağarcığı "eyvallah, anam avradım olsun, inşallah maşallah'ı" geçemeyen, kendi düşüncelerine karşı çıkana küfretmekte bile beis görmeyen, zekası acınacak seviyelerdeyken bile milletle oynamaya çalışan, kurallarını dikte ettirmeyi hak sanan zevata ve bu zevatın başında bulunduğu kurumlara ve mekanizmalara(devlet, sağlık, adalet vs) itaat etmeme, onları tanımama. aslen herkesin, kağıt üzerindeki görevi seni koruma, kollama ve elinden geldiğince, optimum hayat standartlarını sağlama olan bir kurum bu vaadedilenleri yapmıyorsa, bu kuruma karşı yapabileceği, hatta ve hatta yapması gereken eylem çeşididir. ayrıca makul gördüğüm tek anarşik eylemdir. bir ileri basamağı aihm'e gitmek olabilir. onu da makul görmeye başladım desem yalan olmaz bu rezillikler arttıkça.
not: kuzey kore veya nazi almanyası veya eski bir doğu blok'u ülkesi değilsek bu entry burda kalır akadaş. itaat etmiyorum, ettirmek istiyorsa adam yerine koysun beni.
türkiye'nin altına imza attığı avrupa insan haklari sozlesmesi'ne göre düzenleme yapmayı kabul ettiği ama hâlâ yapmamak için direttiği "vicdanî ret" hakkının tezahürü olan "ölme öldürme askere gitme" gibi sloganlara imza atmış siyasî tavırdır.
ilgilenenler araştırabilir, türkiye vicdanî ret hakkını tanımadığı için vicdanî retçilere çektitdiği zulümden ötürü aihm'de görülen birçok davada tazminat ödemeye mahkûm olmaktadır. türkiye cumhuriyeti hükümeti ab sürecinde söz verdiği hâlde vicdanî ret hakkını henüz anayasaya almamıştır.
"
ülke: ailem taciz ediliyor, uluslararası kuruluşların haberi var
ülke, aihm kararının ardından ailesinin rahatsız edildiğini, bunun üzerine uluslararası af örgütü (uaö), insan hakları izleme örgütü (hrw) ve birçok başka kurumun bilgilendirildiğini, ayrıca birleşmiş milletler insan hakları özel raportörü'ne de başvurulduğunu açıkladı.
"aileleri gereksiz yere üzmektense çözüm sürecine odaklanılsın"diyen ülke, ailesinin nasıl rahatsız edildiğini de şöyle anlattı:
"7 mart 2006 tarihinde ailemin, yani annem ve babamın evine dört sivil şahıs geldi. bu "ziyaret" aihm kararı çıktıktan bir buçuk ay sonra gerçekleşti. o güne dek aileme dönük çok sayıda taciz yaşandı ve yetkililer orada yaşamadığımı zaten biliyorlardı. ancak aihm kararının çıkmasıyla, eskisi gibi yerel polis memuru göndermektense bu sefer kendilerini tanıtma gereği duymayan ve ancak sorulunca konya-ahırlı askerlik şubesi'nden olduklarını söyleyen dört kişi gönderildi.
"bir kere böyle bir olağan uygulama yok ve askerlik şubesi yetkilileri bir adrese gitmek için ülkenin yarısını kat etmezler. belli ki başka bir kurum devreye girmiş. burada basbayağı sindirmeye ve ailem üzerinden beni yıpratmaya dönük bir hareket var. zaten ziyaretle yetinilmemiş, izleyen günlerde de evin civarında dolanılarak ailemin can güvenliği için ciddi olarak endişe duymasına yol açılmıştır.
"bu uygulama yasal ya da değil, her şeyden önce hayasızca. bunlar maalesef tanıdık refleksler. yeni gerçekliklere uyum sağlamaktansa sağa sola sataşılıyor ve konu ile ilgisiz üçüncü kişilere zarar veriliyor."
"
Meksika savaşı yüzünden, ki henry david thoreauya göre bu savaş sadece köleliği geliştirmek içindi, ödemeyi reddettiği vergi sonucu hapiste geçirdiği bir gece, onun "Sivil itaatsizlik" isimli makalesini yazmasına neden olmuştur. Daha sonraları Gandhi'nin en büyük ilham kaynağı olacak bu makale Thoreau'nun belki de en ünlü eseridir. Gandhi'nin dışında Tolstoy ve Martin Luther King gibi önemli isimler de Thoreau'nun düşüncelerinden ve eserlerinden ilham almışlardır. *
Yasaların ya da hükümet politikasının değiştirilmesini hedefleyen kamuoyu önünde icra edilen, şiddete dayanmayan, vicdani, ancak yasal olmayan politik bir eylemdir. *
klasik bir (bkz: süleyman seyfi öğün), sosyoloji, vize sorusudur. olayı döndürüp dolaştırıp milliyetçiliğe bağlayın bunu sorduğunda, hatta cola turca yı falan da sıkıştırın araya, asgari 40 alırsınız. hadi kolay gelsin..
ilk kez 1848 yılında amerika'da henry david thoreau tarafından kullanılmıştır. daha sonra 1980'li yıllarda avrupa'da sıkça tartışma konusu olmuştur bu kavram.
"şu ya da bu ölçüde adil ilişkilerin hüküm sürdüğü demokratik bir sistemde ortaya çıkan haksızlıklara karşı, yasal imkanların tükendiği noktada son bir çare olarak başvurulan, kendisine anayasayı ya da toplumsal sözleşmede ifadesini bulan ortak adalet anlayışını temel alan, şiddeti reddeden, yasadışı politik bir edimdir." *