televizyonun veya çağdaş medaynın, internetin olmadığı, daha doğrusu dünyanın bu denli küçülüp hızlı dönmediği bir dönemde, propaganda aracı olarak da kullanılan sanattır.
bir mucizedir sinema aslında. insanı çekip başka başka hayatlara götüren bir mücizedir. Bazen peşine takılıp öteki gezegenlere aya seyahat ederiz, bazen tek mekana sıkışıp öylece döneriz kendi eksenimizde. Bazen kılıcımız kuşanır cesurca cenk ederiz meydanlarda, bazen kendi köşemizde korkakça saklanırız.Bazan aşık oluruz,ayaklarımız yerden kesilir,bazan terkediliriz aşkımız için yemeden içeden kesiliriz. Bazen bir hastene odasında kanserle mücadele eden bir insan oluveririz, bazen ölüme meydan okuyan bir kahraman.
Bir mucizedir sinema, hayalini kurduğumuz, özlemini duyduğumuz hayatları getiriz koya önümüze çömertçe.Al işte düşlediğin şeyler diyerekten bir kaç saatte olsa onu yaşamamıza izin verir. Kah ağlarız, kah güleriz, kah isyan ederiz, kah duruluruz. Başka başka karekterler oluruz. Ve film biter gerçek hayata döneriz. Sonra bir vitrinde izlediğimiz filmin dvdsin görüp ben bunu izlemiştim der ve övünürüz. Hafiften tebessüm eder ne filmdi be deriz.
seyirciye başkalarının bedenlerini sesler ve görüntüler halinde teşhir ederek mükemmel bir dikizcilik olanağı sağlamaktadır, bu anlamda da sapkın bir doğası vardır...
yedinci sanat; sinema'dır. yedinci sanat'ın yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi olmakla beraber, 20 yüzyıla damgasını vurmuş, 21. yüzyılda da popülerliğini ve kitleler üzerindeki etkisini ve gücünü koruyarak sürdürmektedir. günümüz teknolojisini tüm olanaklarıyla kullanmakta ve bir sanat olarak, en çabuk şekilde ve en çok sayıda insana aynı anda ulaşabilen bir sanat dalıdır. bu anlamda günümüz sanatları arasında en etkin olması da kaçınılmazdır. bu anlamda çok önemlidir. kimi zaman sanatta yeni çığırlar açmakta, kimi zaman eğlendirici bir işlevi yerine getirmekte, kimi zaman politik bir silah ya da ideolojilerin sözcülüğünü yapmakta, kimi zaman ise insanlara gerçekleri tüm çıplaklığı ile göstermektedir. bu genç sanat dalı, daha oldukça uzun bir süre insanlar üzerindeki etkisini koruyarak, önemini sürdürecektir.
gercekten seveninin cok az oldugunu dusundugum sanat.tanidigim cogu kisi yuzuklerin efendisi ni de ayni kafayla izlemis,transformers i da.yani icerik konusunda,hissiyat konusunda yuzuklerin efendisi hic ilgisini cekmemis.sadece efektler icin izlemis.hostel i de ayni mantikla izlemis,day of the dead i de.yani bu tip izleyici kitlesi sinemayi sadece eglence araci olarak gorurler.film bittikten sonra filmle ilgili sozleri sadece filmi begenip begenmedikleriyle ilgilidir.filmleri gercekten hissederek izlemezler.eglencelik filmlerden sikildiklarini ve daha ciddi film izlemek istediklerini soylediklerinde inanirsiniz ama daha filmin yarisi bile gelmeden coktan bambaska bir konu acilmis ve sikilmalar baslamis olur.neyse,benim asil canimi sikan sey fazla populer olmus filmlerin bu kisiler yuzunden seyirci kaybetmesidir.ornegin,requiem for a dream sirf bu tip seyirci kitlesi yuzunden filmi seven insanlar tarafindan bile elestirilir olmustur.yani benim sevdigim bir filmi komsu kizi da sevmemeli anlayisina sahip cok insan vardir.yani benim demek istedigim,her sanat dalinda oldugu gibi bu da anlasilmasi kolay degildir ve sadece ilgi cekmek icin izleyen cok insan vardir.
15. yaşını kutlayan ve yayın hayatı kısa süren diğer** dergilerin aksine uzun yıllar bizimle beraber olmasını dilediğim dergi.
15. yılları dolayısıyla bu ay çıkardıkları ek sayı tam arşivlik.
beyazperde olarak türkçeye aktarılan yabancı bir kelime. insanların hayatını sosyalleştirmek ve bir çok duyguyu bütünlüğünü bir toplulukta oluşturabilmek ve mesaj iletebilmek amacıyla kurulan bir sektördür.
Lumiere kardeşler tarafından 1 şubat 1895'de sinema makinasının icatı ile başlayıp 114 yıldır gelişerek hergün biraz daha farklılaşarak yoluna devam en bilinir tabiri ile bir sanat dalı.