içerde yavuz turgul, zeki alasya, ilyas salman ile huzur içinde film izlemiş olduğunu sandığımız insan. ancak keşke içerde yavuz turgul, nuri bilge ceylan, derviş zaimoğlu, çağan ırmak ile film izlediğini sansaymışız *
ilk entryde bahsi geçen durumdan çok şikayetçiysek otellerin, motellerin, pansiyonların evlilik cüzdanı sormaları uygulamasını kaldırtmayi deneyelim. di mi di mi? ya da ver senin evin anahtarını çocuklar rahat etsinler. *
filmin sinema salonunda gösterilmek için hazırlandığını ve tadının sinemada çıkacağını bilen insandır. tuhaf falanda değildir. sinemaya sevişmeye gelen tuhaftır, önüne gelen filmi divx olarak izleyen tuhaftır. sorarım bir transformers, bir spider man'in tadı evde çıkar mı? ayrıca evde, dakika başı telefon gelme ihtimali; komşunun, sütçünün kapıyı çalması; annenin, babanın ya da kardeşin her boku sorması; filmin ortasında açılan gerzek muhabbetler. klima olmamasından mütevelit cehennem gibi sıcak hiçmi etkilemez film keyfini. sinema salonunda film izleyen insan, sinema keyfi olan insandır. divx'i arşiv ya da eski filmleri bulmak amacıyla kullanalım diyor, mezuyu sonlandırıyoruz.
bir adet sevgili edinilir, sabaha kadar sadece öpüşmek dönemlerinden. hatunun göğsüne yanlışlıkla elin çarpsa 3 gün uyuyamıyorsun sevinçten, arkadan sütyen lastiğini çekip bırakıyorsun ''çatt'' diye ses çıkınca tahrik oluyorsun. düşün hocam, öyle dönemlerden bir sevgili.
onu bir şekilde eve götürmen gerek, ancak temizlik yapan anne katiyen evi boş bırakmıyor. mecburen gidiyorsun en dandik, kimsenin gelmeyeceğini tahmin ettiğin bir filme, kıza yanaşıp, sadece dudaklarını öne çıkartıp ''mucuk'' şeklinde öpüşmeye ve kızın sütyenini arkadan ''çatt''latmaya.
ama... bu halleri anlamayan bir entellektüel gelip sana ''düzgün durun len'' diye sitem ediyor. o an yapılması gereken nedir? ''o zaman evin anahtarını ver len pezevenk'' demek. ama demeyin, döverler sizi.
liseli kardeşlerim, her zaman arkanızdayım!! umarım, gideceğiniz filme hıncal uluçlar gelmemiş olur ve rahat rahat blue balls yaşarsınız!
yaptığı şeyi kutsal zannediyorsa (ki zannediyor) tuhaftır hakikaten.
sus
konuşma
öksürme
nefes alma
çıtırdama
sağa bakma
hapşurma amınakoyim
bişey yeme
kafanı indir
vb. emir ve yasakların olmasından sonra aklıma hep şey gelir. namaz mı kılıyoruz amınakoyim bu ne lan. altı üstü film seyrediyorsun. ne o transa mı geçtin? ayinde misin zıpçıktı seni! altıüstü ışıkları kapadılar, ortam karanlık ve herkes perdeye odaklı. iyi güzel seyret de bunu ayin gibi algılarsan sana kafa göz girerim, bilmiş ol. sanki ibadethane yahut müze gibi. allah allah!
dün akşam saatlerinde antalya'nın özel bir işletmesine ait sinemasında birden çoğuna denk geldiğim insanlardır.
efenim yaklaşık 6-7 yedi adet hafif yanık tenli* insan ile aynı sinemada bulundum. Film boyunca en ufak şeyde abartılı kahkahaları, filmden sıkıldıkları anda kendi aralarındaki alakasız eve gürültülü sohbetleri, sinemanın ortasında ayağa kalkıp "merve gel hadisene kızım" şeklinde bağırmaları her insana garip gelebilir ki ben de aynen dün bu insanlara görmeme rağmen gördüğüm başka bir şeyden ötürü bunlar bana artık absürd gelmemektedir. o da ne mi? bahsettiğim bu insanlar sinemanın ortasında ayıptır söylemesi şişeye işemiş ve sağ taraflarında bulunan koltuğa kusmuşlardır! Aralarında geçen ve tanık olduğum bir diyalog ise beni iyice güzel şehrimden soğutmuştur;
+Kızım yine mi yaptın ya?!
-Yoh lan yapmadımm.
+Koktu kızımmm
-Sus.
..
Akabinde arkamda oturan 4 adet şeklini şemalini göremediğim insan ayakkabılarını çıkararak pis çoraplı ayaklarını koltuğuma* uzatmışlardır. Neyse ki görevli tarafından çok geçmeden uyarılmışlardır.
Evet malesef gördüklerim duyduklarım tamamen gerçektir..
Evet efendim bana göre bu insanlar artık sinemada gülen, hapşıran, tıksıran, konuşan, ayağa kalkan değil;
küçük abdestini yapan, gaz çıkaran, kokulu ayaklarını milletin beynine sokan, kusan insanlardır..
sen bu kadar paragrafı yazdın ya, esaslı kalemin varmış azizim. o gözlemler, tepkiler, varoş eleştirisi falan bayıldık tam manasıyla. üstüne tek kelime edemiyoruz artık. bir de o kadar emir kipli cümle kurdun ya, "sus" desek kabalık etmeyiz sanırım mon cher?
sinema salonlarinin dus almak icin oldugunu bilmeyen (bkz: varos) insandir. Daha bunlarin lokantada yemek yiyenleri de vardir ki evlere senlik insanlardir.
(bkz: ne izleyim mahmut mu izleyim)