bugün

gerçekliğin "öz"e ait bir simülasyondan ibaret olduğunu ve bu gerçeklikte yaşayanların da durumun farkında olmadığını ortaya atan görüştür. bu skeptik hipotezin kökeni antik yunana kadar uzanır. geçmişten günümüze bazı düşünürler ve bilim insanları bu varsayımsal simülasyonu yaratan "kişi" ya da "şey" hakkında bir takım hipotezler geliştirmişlerdir. bunun yanında bazı hipotezler bilim insanları tarafından süper bilgisayarlar vasıtasıyla evreni simüle etmek üzere deneyimlenmeye de çalışılmaktadır. varsayımsal argümana deterministik bir yaklaşımda bulunduğumuzda ve bir simülasyon yaratıcısınının varlığını kabul ettiğimizde hemen ardından gelen "peki onu kim ya da ne yarattı" sorusunun cevabı verilemiyor ki bu durum deterministik düşüncenin işi bir çok alanda olduğu gibi burada da çözümsüzlüğe sürdüğü en temel sorunlardan biridir. bu sebepten ötürü argümanın bilimselliği henüz (belki de bilgi eksikliklerinden ötürü) belirsizliğini büyük oranda korusa bile bu fütüristik fikrin gelecekte bilimsel olarak deneylerle kanıtlanma ya da çürütülme ihtimali, olasılıklar kütüphanesinin üst raflarında bir yerde evrenin oluşumunu konu edinen diğer argümanların yer aldığı sıranın hemen yanında bir yerde yerini korumaktadır.
bu argümana göre, şu anda yaşadığımız evren gelecekteki bizler tarafından ya da tanrı tarafından oluşturulmuş olabilir.

(bkz: the matrix)

görsel
Yine bu duruma göre birşeyi duyu organları ile algılıyor olmamız onların gerçek olduğunu kanıtlamaz.
2-3 ay önce sitesindeki pdfyi basıp tekrar tekrar okuduğum ve uzun uzun düşündüğüm argüman, teori.
hayatım boyunca (argümanı daha yeni tanımış olmama rağmen) ihtimalini varsaydığım, simülasyonvari bir hayatı yaşadığımız endişesi gezerdi aklımın köşelerinde.
biraz kafa yoralım;
belki bir versiyonda hitler, 2.dünya savaşını kazanmış ve bunun sonucunda dünyamız, günümüzden farklı bir gidişata yönelmiştir.

belki, bu artificial hayat daha sonlanmamıştır ve sistem devam ediyordur, hastalıklı bir eğlence için.
örneğin, oralarda birileri hesaplamalar yapıp senin otobüsü kaçırmanı ayarlıyordur.
veya senin torununun büyük büyük torunu, kendi geçmişini merak edip sen olmuştur.
kendi varyasyonlarımın sadece ikisi bu şekilde sözlük...
normalinden biraz daha sinematik ama olsun.

kendimce, bu argümanın sadece insan-üstü ırk döneminde olabileceğini düşünüyorum. aksi takdirde insanoğlu her şeyi yok ettiği gibi bilinmezi de yok edecektir.
bunun sonucunda hayatı, evreni, hiçbişeyi ve her şeyi kapsayan x
shut-down olacaktır.

düşündürtüyor epeyce lan. fazla kaptırmayın kendinizi, kanıt aramaya başlarsınız
not: simülasyon argümanının tanımı değildir, yorumudur.
uzay-zamanın iki ayrı ucuna yerleştirilmiş iki elektron eşlerinden birinin yönünü değiştirince, ötekinin de aradaki mesafeden ve ışık hızından bağımsız bir şekilde anında bu yön değişimine tepki verecek olması bu argüman üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. sınırlandırılmış bir maksimum hız ve sınırlandırılmış bir minimum sıcaklık da bu argümanı kuvvetlendirmektedir. sonra bir de karanlık enerji ve vakum etkisi var. hep bir illüzyon, hep bir kandırmaca. sanki birilerinin avatarıymışçasına yaşamak da cabası...
modern zamanın çağ açan yaklaşımı.
(bkz: Jean baudrillard)
düşündüren bir kuramdır. gerçeklik dediğimiz şeyi sorgulatır insana. Eğer bir simülasyonun parçasıysak simülasyonun amacı ne? simülasyon dediğimiz şey yaşayacağımız ortamı canlandırmaktır. bizim bu ortamımızın canlandırılmak istendiği bir üst akıllı varlık topluluğu varsa işte orası cehennemdir.
görsel
Hatırlar mısınız fifa serilerinin önceki oyunlarında tüm oyuncular birbirleri ile aynıydı. Gerçek hayat npclerinden bir görüntü sizlerle.
evrim ağacı youtube kanalında bilgilendirici bir videosu bulunan argüman.

https://m.youtube.com/watch?v=1uPr9a-Dnt0&t=6s
Artık kesinlikle içinde yaşadığımızdan emin olduğum argumandir.

Simülasyonu yaratanlar 2020 yılını felaket yılı olarak ayarlamışlar. Tarih boyunca periyodik olarak felaket zamanları belirliyorlar. Zamanı gelince de boom.

2020 yılı bitmeden bir iki deprem daha bekliyorum. ve kapanisi göktaşı ile yapacağız.

Edit: entry elbette troll. Ama simülasyon argümanı ciddi bir argüman o ayrı.
3 yıl kadar önce, en azından bilinen fizik kurallarına göre geçersizliği ispatlanan argüman.

oxford universitesi'nden bir grup araştırmacı evrenin bir simülasyon olup olmadığına ilişkin bazı hesaplamalar yaptı. bu boyutta, kapsamlı bir simülasyon yapabilmek için gereken parçacık sayısı arttıkça karmaşıklık da katlanarak artıyor. yani simülasyonun büyüklüğü ile orantılı bir bilgi işlem gücüne ihtiyaç var.

gözleyebildiğimiz evrenin küçük bir kısmını bile bu şekilde modellemeye kalkışmak, içinden çıkılmaz bir hal almış. hesaplamalar göstermiş ki, değil evrenin tamamı, sadece birkaç yüz elektron hakkındaki bilgiyi depolamak için gereken işlem gücünü sağlayabilmek için bile, evrende var olan tüm atomlardan daha fazla sayıda parçacığa ihtiyaç var.

çok sağlam bir çürütme yolu bulunmadığı sürece simülasyon argümanının gerçekliği şimdilik imkânsız görünüyor.
Allah var ulan allah.
Oxford' lu bilim insanlarının çalışmasından haberim vardı.

Yapilan hesaplamaların matematiksel boyutu, evrenin simule edilmesinin neredeyse "imkansız olduğunu gösteriyor" iddiasında. fakat buna ispat demek pek makul gelmiyor. Iskat çok kesin bir anlam ifade ediyor.

Eğer evren; uzay- zaman ötesi varlıklar tarafından simule edildiyse, mevcut bilgi ve teknolojiyle bunu anlamak pek olası gelmiyor.

Evrendeki tüm bilgiyi simule edebilecek kadar parçacığı yahut teknolojiyi bulmak, mevcut fizik ve matematik bilgimizle imkansız görünüyor ama uzay- zamanı aşkın varlıklar varsa, bu teknolojiye sahip olmak onlar için iphone'a sahip olmak gibi olabilir. Bizim tarafımızdan anlaşılması en zor doğa kanunları ( kuantum mekagini, tekillik) onlar için ilkokulda öğretilen dört işlem kadar kolay olabilir. Bu sebeple ; evrenin doğasına ilişkin konularda ispat kelimesini dikkatli kullanmak gerekiyor. Mevcut bilgimize bakacak olursak, evrenin doğasına ilişkin konularda kullabilan ispat kelimesi, fazla cesur bir kelime diye dusunuyorum.

Tüm bunlar spekülasyon elbette.