nedense pek bir sevdiğim şehir. galiba ileride buraya taşınabilirim dahi..
ne küçük, ne büyük bir şehir. kendi halinde, tam olması gerektiği gibi. ne büyük şehrin kaosu, ne küçük şehrin sıkıcılığı var. aradığın herşey var, yetiyor sana ve üstelik mersin gibi bozulmamış.
o güzel sahili, denizi..
arkasında yemyeşil dağları, yaylaları..
içinden nil yeşili bir nehir geçen, şirin, sıcak bir mersin ilçesidir. benim ilçemdir.sarı sıcağı, poyrazı, kekliği, o güzelim sabahı, yoğurduyla özlenen yerdir. bu arada entrylerden anladığım kadarıyla silifkenin illikten ilçeliğe alınması hakkında yanlış bilgiler mevcut. Atatürk 1928 de silifkeyi ziyarete gelir. fakat silifke yapı itibariyle biraz muhafazakar bir yapıya sahiptir. yollar bakımsız, devlet memurları ise neredeyse görevlerinin bile başında değildir. Atatürk bu duruma sinirlenir ve taşucuna atlı jandarma ile haber gönderir ve geminin susanoğluna gelmesini ister. gazi çiftliğne uğramadan susanoğluna geçer. fakat zaman geçer gemi gelmez. hava soğuktur, ateş yakarlar ama atatürk iyice sinirlenmiştir. açlıkta baş gösterince çiftliğe gitmek isterler. çiftlik pek uzak değildir. fakat atatürk ün gittiğini düşünen çiftlik personeli sofrayı talan etmiş ve içkileride içmişlerdir. atatürk bunları görünce daha çok sinirlenir. 1932 yılına kadar il olarak kalan silifke, alınan bir kararla ilçe yapılır.
Yoğurtu meşhur memleketim ayrıca Susanoğlu plajı, incekum, Kum Mahallesi ya da Yapraklı koya mutlaka gidip yüzmelisiniz... Ayrıca gelmişken cennet cehennemi, silifke kalesini görmeden gitmeyin.
