simund freud ve DSM manualiyle çok dalga geçtim. Ve bunda çok haklıydım. şizotipal diye bir şey olmaz, çünkü mantığını anlamadığın için tuhaf sanıyorsun, şizofren diye birşey olmaz, çünkü o sesler ve görüntülerin gaypla ilgili olduğunun farkında değilsin, şizoid diye birşey olmaz, çünkü arkadaş edinmek istememek salaklık değil aslında onlara ihtiyaç duymadığın için bir güçlülük göstergesidir. Paranoya bir şey de her zaman geçerli değildir. "Just because you are paranoid doesn't mean they aren't after you!" (paranoyak olmak takip edilmedilmediğiniz anlamına gelmez.) OCD(Obsessif Kompulsif Bozukluklul diye birşey olmaz), çünkü tek sebebi enflamasyon değildir, cinler de adama vesvese verebilir. Anksiyete(Kaygı bozukluğu) diye bir şey olmaz. Eğer gerçekten kafana takarsan, anti depresan alsan bile işe yaramaz. Seratonin gıdıklayıp beynini canlandırsanız adamın, birazcık canlanıp enerji kazanan beyniyle, o beyinle hiç erişemeyeceğini anladığı şeye ulaşamadığı için intihar edece gücü bulur ve eder. Ruh bilinçtir. Bir robot ruhsuz olduğu için kendisinin farkında değildir. insanı ne kadar iyi taklit ederse etsin matematiksel algoritmalara göre çalışır. Kendi benliği yoktur. Onun bilinci yapay bir bilinçtir, dolayısıyla bilinçli sayılmaz. Ne yüklersen onu yapar. Kafaya takan beyin değil senin bilincin, ruhun... Bipolar diye bir şey yoktur. Her bipoların sebebi kapalı havalar, seratonin circadian ritmi değildir. Aralıklı mastürbasyon yapan insanların beni bir hızlı bir yavaş çalışır. Menideki folik asik, vitamin ve mineraller beyni beslemek için vardır. Kundalini yoga ile yukarı yükseltilmesi gerekirken, salak gibi düzensiz aralıklarla porno izlersen enerji dengesizliğine sebep olur, DSM sadece DSM menüeli ve neurotransmitterleri ezberleye, tek konuda uzlanmanlaşmış gerizekalı bir psikiyatri doktoru da seni bipolar zanneder. Çok güzel psikiyatri ilacı veren doktorlarda var, hepsini genellemiyorum. Ama psikiyatrinin %75'i pseudo science'dır.(Sözde bilim.) Hiç bir zihinsel hastalığın genetikle ilgisi yoktur. beslenme, çevre şartlarıyla ilgilidir. hastalanan insanlara dikkat ederseniz çocuken sapasağlamdır, sonradan delirtilmişlerdir. şizofreni, bipolar hastalığı hiç düzelmez diye bir şey yoktur. ilaca bile gerek yoktur, doğal yollarla da düzeltilebilir. Bir kaç ipucu verebilirim : sabahları ışık terapisi(uyku düzenini ayarlar, sabahları seratonini gıdıkladığı için zihni canlandırır), oruç(su orucu, visal orucu)(beyindeki enflamasyonu azalttığı içn nöronlar alası iletişimi hızlandırır), aerobik egzersiz ve ağırlık çalışması (dopamin ve endorphin ihtiyacını karşılar, beyni rahatlatır. akineton etkisi yapar). farklı meditasyon çeşitleri, dikkati toparlar, semen retention(sexin sebep olduğu beyin amcıklamasına engel olur, kapasitenizi sonuna kadar kullandırır)... Epigenetiği de bir araştırabilirsiniz.
sanırım bilmeyeniniz yoktur freud'u, psikanalizin kurucusu ve bir o kadar da değerli bir isim.
çok beğendiğim sözlerinden bir tanesi ise ''köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. insanlar ise tamamen farklıdır; saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler, kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.''
''insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. insanların "tecrübe" dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir.''
fişimi çekin de öleyim en iyisi. *
“mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.”
"sinirlenince ağlayan insanlar, daha içten ve güvenilirdir."
“erkekler sevdiklerinde arzulamazlar, arzuladıklarında ise sevmezler”
sözlükte bu durumla ilgili pek çok başlık bulabilirsiniz. *
