Eski Atina'da, Roma'da ve papaların ve Kutsal Roma imparatorlarının seçiminde rey yapılmasına rağmen, çağdaş dünyadaki seçimlerin kökenleri, 17.yüzyıldan başlayarak Avrupa ve Kuzey Amerika'da temsili hükümetin kademeli olarak ortaya çıkmasında yatıyor. O zaman, Orta Çağların bütünsel temsil özelliği kavramı daha çok Bireyci anlayış, bireyi kritik bir durumda değer kazanmasını sağlayan bir kavramdır. örneğin, Britanya Parlamentosu artık mülkleri, şirketleri ve çıkarları temsil etmek olarak görülmemekte, bireylerin reyi ile ayakta kaldığı bilinmektedir.
1832 tarihli reform yasası ile birlikte sadece azınlığın (soyluların) hakim olduğu bir siyasal ortam ortadan kaldırılarak, geniş bir halk topluluğunun oy kullanma hakkının ilk kıvılcımı atılmış oldu. bu reformu 19. yy boyunca 2 reform daha takip etti.
18. yüzyılda politik arenaya erişim büyük ölçüde aristokrasiye üyeliğe bağlıydı ve seçimlere katılım çoğunlukla yerel gelenekler ve düzenlemeler tarafından düzenlendi. Her ne kadar hem Amerikan hem de Fransız devrimleri her vatandaşın resmen birbirine eşit olduğunu ilan etseler de, oy kullanmak çok azının sahip olduğu bir politik iktidar aracı olarak kaldı.
Batı Avrupa ve Kuzey Amerika genelinde, 1. dünya savaşı sonrasında neredeyse her yerde yetişkin erkek oy hakkı sağlanmıştı, ancak kadına oy verme bir süre daha kurulmadı (örneğin, 1928'de ingiltere, 1944 Fransa, 1949 Belçika ve 1971'de isviçre).
demokrasinin 2. dünya savaşı sonrası zaferinin ardından, bugünkü anlamda modern seçimlerin ortamı sağlanmış oldu.
ülkemizde ise 1876 yılında meşrutiyetin ilanıyla birlikte meşruti monarşiye geçen ( her ne kadar kısa da olsa) osmanlı devleti, seçme ve seçilme hakkı olarak herkesin oy verememesi bakımından modern anlamda bir seçim kuşkusuz olmasa da parlamenter anlamda ilk seçim tecrübesi olmuştur.
2. meşrutiyet sonrası en demokratik parlamento olmuş olan 1908-1912 Meclis-i Mebusanı’nı Osmanlı toplumunun gerçek anlamda ilk defa millet egemenliği ile tanıştığı bir dönem olarak değerlendirilmektedir.
ülkemizde modern anlamda ilk seçimler ise, 1950 yılı seçimleri olmuştur. dünyada 2. dünya savaşı sonrası demokrasi rüzgarı bize de etki göstermiş ve siyasal kültürümüzün yerleşmesine de katkıda bulunmuştur.
not: seçimlerde size uymayan kişi ve adaylar olsa bile sandığa gidin! tepkinizi oy vererek-vermeyerek(boş bile olsa) gösterin. unutmayın, seçimler sizin elinizdeki tek koz...