şarkı yaptım beste yazdım diye bir yerleri kalkan kendini bilmez bir insanın sarfettiği sözlerdir. kaldırdığımız gibi indirmesini de biliriz. (bkz: besle kargayı oysun gözünü)
demokratik bir insan olduğunun göstergesidir. tebrik edilesidir. yalnız niye bu kadar bazılarını acıtıyor anlamak zor.-40 derecede donan askeri evlat acısı çeken anayı düşünüpte atılan adımlara bu denli karşı gelmek vatanseverlik olamaz kimse bize gazel okumasın öyle buyıkları yandan uzatmayla şehit cenazelerini showa dönüştürmekle kürtleri görmezden gelmekle kürt yoktur hepimiz türküz demekle olmuyor beyler bayanlar. bu iğrenç ırkçılıktan vazgeçin artık.
demokratikleşme isteği olan her insanın durup kaç kez düşünmesi gerektiğini bilemem;lakin sezen aksunun kürt flörtü bir kaç yıl öncesine dayanan,uzman tavsiyeliymiş gibi duran ufak tefek güzellemelerine dayanıyor.diyarbakır konseri sonrası ,güneydoğudaki albüm satışlarını dörde katlayan sezen aksu, aynı niyetle açılım destekçiliğine terfi etmiştir dersem günahına girmiş olabilirim.
emme gel gör ki, herkes kendi işini yapsıncılıktan tut da, ona yakışmadıcılığa kadar,neyle beslendiği hakkında fikir yürütmenin zor olacağı zihinlerden üreyen çok amaçlı eleştirilerin ifade etmek istedikleri, kürt açılımı kıçınıza girsin rahatsızlıklarının açılımdan ne anladıklarıyla sezen aksu'nun ne olduğu konusundaki belirsizlik, dengeli bir açmazın içinde hareket etmektedir.sen şarkını söyle git yat sabah gel tekrar söyle tavsiyesinin ucuna takılan efendi sanatçı gözlemi,tüketim amacının, üreticinin salt vasfına bağlı olarak hareket ettiği gerçeğini gözler önüne sermektedir. sanatı icra eden kişinin sözkonusu sanatın sınırları dışına çıkan icraatlarıyla çelişkiye düştüğü zannedilen sanat kavramı çerçevesinde sanatçı betimlenmeye kalkılırsa , sanatçıyı sanatın kalıpları içinde boğma zorunluluğu, asıl sanat üretimi sağlar dangozluğuna götürür bizi..hal böyleyken bedri baykam sanatçısının sanattan çok siyaset ve kemalizm propagandistliği yapmasını sanatçının aydın olması gerekliliğine bağlayan insanların, sezen aksunun kürt açılımına destek vermesi konusundaki beyanları noktasında riyakarca davrandıkları gerçekğine de götürür.bu traşsal döngüler bir çok yere giden kapıları açar ;fakat bu açık kapıların sebep olduğu cereyan (eski dilde sirkülasyon len) adamlığa giden kapıları da kapatma kudretindedir. öyle döte bööle tarrak dengesi, böyle sanatseviciliğe böyle sanatçı, gerçeğini dikte ederse eğer;ne sanatın, ne de sanatçının suçu vardır.suç; sanatı, icra edenin, kurum çalışanının kurum amirine olan sistematik bağlılığı benzerliğinde biat ettiği, kalıbı keskin hatlarla belirlenmiş olan,oradan çıkınca bölücülüğe varacak kusurlu hareketlerde bulunulabilen bir hipokrat yemini misillü bağlılık gerektiren saçmalık zanneden insanlarda..
son dönemlerde moda olmuş hareketlerdendir. genelde başbakan ya da cumhurbaşkanının olduğu ortamlarda onları pohpohlamaya bayılırlar zira gelenek böyledir. eğer aksini yaparsa belli organlar onu silecektir, gözden düşürecektir. bu ülkede kimse egemen ideolojiye karşı çıkamaz, çıkarsa sonuçlarına katlanmak durumundadır. e malesef bu göze alınamaz ülkemizde. özellikle akp hükümeti gerek sanat alanında gerekse toplumsal anlamda insanları menfaatlerine göre köşeye sıkıştırmayı oldukça iyi başarmıştır. eğer sezen aksu bu gün çıkıp '' ben desteklemiyorum kardeşim, yanlış yapıyorsunuz '' deseydi yarın adı yandaş ve yalaka medya tarafından hapçı, esrarkeş, uyuşturucu müptelasına çıkacaktı. hadi çıksın konuşsun bakalım. o yüzden bu insanlarında psikolojisini düşünmek lazım hegemonya onları da içine almış durumda. hepimizi olduğu gibi. yoksa bu ergenekon denen safsata neden var '' hala ''.
hiç açılımmış bilmemneymiş abidik gubidik bahanelerin arkasına saklanmaması gereken kişidir.
kendisi resmen pkk sempatizanıdır, munzur şenliklerinde bunu apaçık, alenen ortaya koymuştur.
fatma sezen yıldırım saat on civarı uyandığında başında hafif bir ağrı vardı. gece dostlarıyla eğlenirken viskiyi fazla kaçırmıştı. pahalı içkiler en iyisinden mezeler çok güzel bir akşam geçirmişti... hizmetçileri kahvaltısını hazırlarken duşunu aldı ve boğaz manzaralı yalısından manzarayı izlerken kahvaltısını yaptı. bergamut aromalı çayını yudumlarken gazetesini açtı, gazete açılım haberleriyle doluydu. şöyle başlıklara bir göz attıktan sonra bir fikir sahibi olmuştu artık konu hakkında. bir şeyler yapmalıyım dedi ve başbakanı aramaya karar verdi. sonra gözüne küçücük bir haber ilişti, şehit diyordu, aile diyordu, ocağına ateş düştü diyordu... görmezden geldi, şimdi hiç de popüler değilsiniz dedi ve moldovyalı hizmetçisinden telefonu getirmesini istedi.güzel bir gün daha başlıyordu minik serçe için...
gayet insani ve mantıklı olanı yapmıştır. hani "sanatçı topluma örnek olmalı" diyen sanatçı minyatürleri neden bir görüş beyan etmiyor? çünkü konserlerinde boş yer kalmasından korkuyorlar.sezen aksu yakışanı yapmıştır ve söylediği cümlede haklıdır. binlerce gencin ölmesinin devamını isteyenlerin yürekleri ve insani duyguları lekeli değildir de nedir?
kıs kıs güldüğüm destektir. bunca zamandır neredeydin demezler mi. bu halk eğer eziliyorsa bir takım haklara ihtiyacı varsa neden konuşmadın. aydınlık görevini yapmadın. şimdi bir yerlerden desteği görünce konuşmak kolay. bu uğurda ölenler varken sezen aksu nun devlet desteğiyle konuşması hoş değil. yazık.