Zaruri olmadigi halde yapan doktorlara "Allah onlarin evlerine atseler salsin" isimli beddua kombolari F. Gulen imzasiyla UPS Next Day Air ile gonderilmelidir...
ibne hastane ve doktorlarin "bu duygusallaktan dolayi iq larininin toplami bir elinin parmak sayisini gecemeyen ebeveynlerin nasil daha fazla parasini aliriz lan!" dusuncelerinden dolayi gerceklestirdikleri operasyondur.
Illa gerekirse tabiki yapilsin. ancak ota boka yapilmasi sagliksizdir.
Kısıtlanmıştır. Anayasa Mahkemesi sezaryenle doğumu "tıbbi zorunluluk" şartına bağlayan "Gebe veya ana rahmindeki" bebek için tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğum, sezaren ameliyatı ile yaptırılabilir" düzenlemesinin iptali istemini önceki gün reddetti. Muhalefet partilerinin "yaşam hakkı ihlali" itirazını yerinde görmedi. Ret kararı 4'e karşı 11 oyla alındı. 17 üyeli mahkemenin sadece tek bir tanecik kadın üyesi vardı. O da ret oyu veren 4 üyeden biri olan Zehra Ayla Parktaş'tı. Anlaşılacağı üzere Sezaryen bundan sonra tıbbi zorunluluk olmadığı takdirde devlet hastanelerinde yapılmayacak.
Diyecek bir şey yok. Böyle bir ülkeyiz işte. Kadınlar hakkındaki bu önemli karar verilirken dahi tek bir kadına fikir soruluyor. O da muhalefet partisinden. Benim iki çocuğum var ve ikisi de sezaryenle dünyaya geldileri. Herhangi bir tıbbi zorunluluk olmadı. Ama eşim normal doğum yapan bir arkadaşımızın halinden sonra ciddi şekilde endişe duymaya başlamıştı. O arkadaşımızın da bebeği rahimden çıkarmak için cinsel organını her iki yönden de kesmeleri gerekmişti. Çünkü günümüz şartlarında iyi hatta gereğinden fazla beslenen bebekler rahimden çıkamıyorlardı. Bu gibi durumlarda ne yazık ki bebek hatta anne kayıplarını da duymuştuk. Arkadaşımızın doğan çocuğu da rahimden çıkarken kafasına aldığı baskı sonucu tek bir şaşı olarak kaldı. Neticesinde sezaryen ile doğum kararı aldık ve hiç de pişman değiliz. Gönül isterki normal doğum olsun ama annenin yaşadığı gerginlik ve endişe de uzmanlar için tıbbi bir zorunluluk olarak tanımlanıyor. Anayasa mahkemesi ise tıbbi zorunluluğu ancak bebeğin ters dönmesi durumu olarak görüyor.
Şimdi hükümet ne yapıyor. Hem annenin hem de doktorların alması gereken bir karara hükmediyor. Üstelik bunu yaparken tek bir kadın üyeye bile görev vermiyor. Sezaryen ile kürtajı karıştıranlar var. Bu insanlara neyin ne olduğu nasıl anlatılabilir bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki tıp yasayla gerçekleşmez. Tıbbi endikasyonlar yasayla belirlenemez. Sezaryenin ne zaman yapılıp ne zaman yapılmayacağına doktorlar zaten karar verebilir. Aklı başında hangi doktor hastasının sağlığı ile oynar. Hepimizin bildiği üzere bu kararın alınmasında Başbakanın "sezaryen ile doğum yaptıran doktoru cinayet ile suçlaması" yatıyor. Evet, sezaryen ile doğum yapan kadınların 4-5 çocuk sahibi olmaları çok zor. Ama bunun kararını vermek ya da bu kararın alınmasında ciddi derecede yönlendirme yapmak seçimle işbaşına gelmiş, tıp mesleğiyle hiçbir alakası olmayan birine düşmez. Başbakanın bu konuşmasının ardından sezaryen yapılmasından çekinildiği için yaşanan anne ve bebek kayıpları oldu. Bunların hesabı nasıl verilecek?
Normal doğum doğamızın gereği yapmamız gereken doğum. Ama herşeyi doğamızın gereği yapacaksan neden sünnet oluyoruz o zaman. Sünnetli doğmadığımıza göre yine doğamızın dışında davranıyoruz. Tıpkı bunun gibi hasta ile doktor arasına girilmekten vazgeçilmeli. istatistiki verilere dayanarak rakamlar koysunlar önümüze: Son 20 yılda normal doğumda yaşanan sorunları, ölümleri raporlasınlar. Sezaryen ile olanları da buna dahil etsinler. Sonra bir karar alınır. Kendini hazır hissettiği süre içinde her kadın normal doğum ister zaten.
pek te tavsiye edilmeyen, zorunlu olmadkça başvurulmaması gereken doğum yöntemidir. ama acı çekmekten korkan biz hanımlar için ideal olsa gerek. anam siz yine de bağıra bağıra doğurun, bir şey olmaz. en azından sezaryan göbeğimiz olmaz ileride.
ameliyat şeklinde yapılan acısız doğum şeklidir.
vücuda zararlı olduğundan dolayı gündem olmuştur.
zararı varsa da bu yapanı ilgilendirir diyerekten gündem olması saçmadır.
isveç karolinska enstitüsü'nde yapılan bir araştırmaya göre sezaryenle doğan çocukların dna'ları değişime uğruyor. genetik yapıdaki bu değişim ileride diyabet, kanser ve astım riskini arttırıyor.
Bazı Tıbbi durumlarda bir gereklilik ama Türkiye'de sezaryen artışının birkaç nedeni var :
* Doğum yapacak kadınların normal doğumdan korkmaları. Bunda başka kadınlardan dinledikleri normal doğum hikayeleri etkili oluyor.
* Doğum yaptıracak doktorun kolayına gelmesi. Sezaryen ile hastayla 10-15 saat uğraşmak yerine, birkaç saat içinde ameliyatla alıyor. Doktor açısından daha risksiz bir operasyon + Bir günde 3-4 kadın doğurtmak yerine bu sayı artabiliyor.
* Hastane daha çok para alıyor.
Ancak sezaryen = ameliyat demek. Kadın sezaryenle belki doğum sırasında acı çekmiyor ama sonrasında kat be kat bu acı çıkıyor. Normal doğumla bir günde ayağa kalkan kadın, sezaryenle bir haftada zor toparlıyor.
karşı çıkan sayın başbakanımızın bir kez normal doğum yaptıktan sonra hakkında konuşmasını temenni ettiğim doğum şekli.
evet normal doğum annelik duygusu için önemlidir.
normal doğuma karşı değilim. ama sezeryan doğuma karşı olana karşıyım. yapabilen, dayanabilen, cesaret edebilen normal doğum yapar.
yakında anne karnındaki çocuğa tahlil yapıyoruz ayağına, ailesinde muhalefet fikre sahip olan çocukları ana karnında öldürecekler.
recep bey'in bilip bilmeden karşı çıktığı ve komik duruma düştüğü girişimdir. insanların çoğu mecburiyetten yapmaktadırlar bu operasyonu. olayı islami açıdan ele almak isteyenler ise imam-ı Azam'ı okusunlar bir zahmet.
başbakan'ımızın ağzına düşmüş kelimedir. bir de ardından kürtaj mevzunu eklemiştir. bunlar çok peygamber vari sözlerdir. yapmayın başbakan'ım kendinizi bir anda peygamber ilan ediveriyor bulursunuz!
sadece kadinlari ilgilendiren ve fakat erkeklerin her zaman oldugu gibi kadinlardan daha fazla ahkam kestikleri bir olay. Bir kadinin dogumunu nasil yapacagi kendisinden baska kimseyi il-gi-len-dir-mez. Hatta buna tibbi bir sakinca yoksa doktoru da dahildir. HPV virusu tasiyicisi bir kadin normal doguracagim diye tutturursa doktoru mudahale edip sezaryene yonlendirsin; catisi dogum eylemine musait olmayan, bebeginin dogum stresine katlanamamasina sebep olabilecek bir durumu olan, hayati gostergelerinde bozulma olan ya da ciddi bir saglik sorunu olmayan kadinlari da doktorlar sezaryene yonlendirsin ve hatta kadinin gorusunu dikkate bile almasin. bebeginde ve kendisinde hicbir komplikasyon bulunmayan kadinlari doktorlari normal dogum yapabilecekleri konusunda bilgilendirsin ve hatta cesaretlendirsin. Ama kesinlikle normal doguma kendini hazir hissetmeyen bir kadina normal dogumu kimse dikte edemesin bu devirde. Kime ne kardesim benim vajinamin rahmimin ve de karin dokumun keyfinden? Kim benim bedenim hakkinda fikir yurutme hakkina sahip olabilir? Kim karisabilir, istemiyorum kardesim ne olacagi belirsiz bir normal dogum sureci ve tarifsiz acilar yasamayi. Dogumdan sonra yasadigim aciyla derin bir postpartum yasamayi istemiyorum, kime ne? Sosyetiklikmis de bilmemneymis, ne alakasi var sosyetiklikle. Aksine cok bilmis gerizekali kadinlar sosyetiklik olsun diye normal dogurmaya calisiyorlar; neymis, amerika'da boyle degilmis, herkes orada normal doguruyormus, koskoca amerika'dan daha mi iyi bilecekmisiz, hem zaten sezaryende hamilelikten kalinti gobek gitmiyormus, dikis ne kadar ozenli olsa da cillop gibi olunmuyormus... Eskisi gibi seksi bir karnim olmayacak diye 42. haftasinda normal doguracagim diye tutturan gerizekali bir tanidigima saglik bakanligi korkusuyla normal dogum icin suni sanci verildi ve kiz az kalsin masada kaliyordu, 7 unite kan verildi, aylarca kendine gelemedi ve sezaryenden daha fazla dikis vajinasina atildi, Kiz resmen dagildi, aylarca bebegine bakamadi, bebegin kolundaki sinirlerin ezilmis olmasi da cabasi. bir baska gerizekali tanidigim 34 bedenini muhafaza edemez de maazallah zengin kocasini elinde tutamaz diye hamileligi boyunca 8 kg alip normal doguma girdi ve dogumda bebek takildi. Evet bildiginiz takildi, epidural anestezi aldigi icin de doguma yardimci olamadi, doktor en sonunda forseps denilen igrenc aletle cocugu kafasindan sikistirip cekti. hala Bebegin gozunun icine bakiyorlar acaba anormal bir sinyal gorur muyuz diye.
Tibbin ve cerrahinin bu kadar ilerledigi gunumuzde anestezi ve kesiden korkmak, modern dunyayla tanismamis afrikalinin cakmaktan korkmasi gibi birsey. en ciddisi preeklampsi ihtimali, en hafifi de seyimin keyfi gibi bir dizi sebebiyle sezaryen dogum yaptim. cok kilolusun, dikislerin iyilesmez dediler, sutun gelmez dediler, cocuk alerjik nanemolla uyuz vb. olur dediler, cocuguna bakamazsin aylarca kendine gelemezsin, tarifsiz acilar cekersin, anestezi saftini kaydirir, gobegin erimez dediler, dediler de dediler. Sabirla bekleyip son dakikada doguma agrisiz girdim, anesteziden uykudan uyanir gibi uyandim, dogumdan hemen sonra bebegimi emzirebildim, dogumdan 6 saat sonra ayaga kalkip kendim tuvaletime gidebildim ki oyle zannediyorum bunu daha erken de yapabilirdim, dogumun ertesi gununden itibaren hic yatakta yatmadim, gecelikle dolasmadim, bebegime gece gunduz kendim baktim, yasadigim herhangi bir adet sancisindan daha fazla bir aci cekmedim, ikinci gunden itibaren bebegimi kucagimda tasiyabildim banyo yapabildim, ev islerimi bile yapabilecek durumdaydim, 4. gunumde disari alisverise ciktim, kanamam biter bitmez (15. gunden sonra) cinsel hayatima geri donmek istedim ancak cesaret edemedim ve kirkimizin cikmasini bekledim, kirkimizi zevk ile cikarirken tek bir aci sizi hissetmedim, dogum surecinde fiziksel olarak zorlanmadigim icin psikolojik olarak da cokmedim, esim dogum oncesi ve sonrasi halimde kendisinin anlayabilecegi en ufak bir farkliligin olmadigini soyluyor, hislerim bunu sadece beni kirmamak maksadiyla soylemedigini soyluyor. Dogumdan 3-4 ay sonra dikis yeri cilt ile hemzemin pembe bir cizgi haline geldi, eger zayif bir kadin olsaydim camasir izi sanilabilirdi bile. Bu bana has bir sey de degil, benimle ayni gunlerde dogum yapan 25 sanal arkadasim da benden fazlaca farki olmayan surecler yasadilar, yani bunlar benim uber bir kadin olmam dolayisiyla olmus seyler degil. Kendimi gectim, zamanindan erken davranilmadigi icin minik kuzum da en ufak bir zorluk cekmedi, zaten cekmesi icin hicbir neden yoktu.
Ne jinekologum, ne ozel hastanem var, ne de sezaryen arac gerecleri satiyorum, kimin neresinden ne cikardigi beni pek ilgilendirmiyor ama butun bunlari anlatmakta tek bir amacim var; insanlarin bedenleri hakkindaki her turlu karara saygi gosterilmesi gerekliliginin altini cizmek. Ozellikle kadin sagligi ve bebek bakimi ile ilgili donem donem bazi modalar cikiyor; kendini bilgiye ulasmadaki sansi nedeniyle imtiyazli sanan fakat aslinda bu modalari ortaya atanlarin oyuncagi olan bir takim "bilincli" insanlar kendi ikna olduklarina baskalari olmuyor diye o insanlari cahil, bilgisiz, gorgusuz, Sosyete(!), bencil, tembel, korkak ve daha neler neler ilan ediyorlar. Bunun bir benzeri de anne sutu/bebek sutu/ devam sutu/ inek sutu geyiginde mevcut. Onu da ayri bir entry konusu yapmak lazim. Sezaryenin riskleri kotu giden bir normal dogumun riskleri ile kiyas bile kabul edemezken cicek cocukluk pesindeler. Enteliz ya, herseyi doga ile uyumlu ve geleneksel yapacagiz. O zaman bilgileri de ninenden al, internet yerine inekleri izle gozle demek lazim bu zevata...
Tanim: anne ve yeni dogan olumlerini son 30 yilda onlarca kat dusuren cerrahi dogum teknigi. Zorunlu haller disinda kadinin tercihi dogrultusunda yonelinmesi gereken cozum.
Resmen doğaya aykırı bir olay. Eğer normal doğuma elverişli bir durum yok ise başvurulur elbette. Çocuğu ölüme terkedecek değiller ancak sezaryen mi yoksa normal doğum mu tercih edersiniz diye soramaz bir doktor. Bu tür durumlara doktor karar verir. Ameliyata doktor karar verir, hasta değil.
Ancak bilmiyorum diğer ülkeleri ama bizim ülkemizde özellikle son yıllarda sezaryen çılgınlığı var. Doğum sancılarından kaçmak için bu yöntem kullanılıyor. Önce şunu bir izleyin. Bir Sezaryenle doğum videosu:
o kesilenler de iplik zaten. Yok be kızım, o kesilenler senin vücudunun parçaları. Onlar yara olacak. onlar ağrıyacak, sızlayacak. iyileşme sürecinde senin burnundan fitil fitil getirecek. sen doğum sancısından kaçarken daha kötü sancılara daha uzun süre katlanmak zorunda kalacaksın. tabi dediğim gibi başka çaresi olmayanların yapacak bir şeyleri yok.
gaz çıkarmak bile senin için dert olacak. şimdi söylenince gülümsenir belki ama düşününce gaz çıkarmak hayati bir şeydir ve öyle zart diye çıkmıyor, kasların hareketiyle çıkıyor. şimdi hepimiz deniyoruz nasıl gaz çıkarıyoruz beyler? kasıyoruz kendimizi, evet işte böyle. yukarıdaki videoyu izlediyseniz tam sizin kastığınız yerde bir yara oluyor. Düşünün ağrıyı şimdi.
Oturmak, kalkmak, işemek, sıçmak, yatmak gibi her şey ızdırap olacak 1-2 ay boyunca. çocuğu kucağına almak bile ızdırap olacak. hala normal doğum yapmamayı mı düşünüyorsun?
türkiye'de annenin tercihine birakilmis olan ameliyattir.
insan durduk yere "ben bi bademcik ameliyati olayim" diyemiyorsa "ben sezaryen olmak istiyorum" da diyememelidir. guvenilir bir doktor bulup, ona guvenmelidir. dogum yapamayacaksa ameliyatla bebegi gün yüzune cikarilir.
budur. normal dogum adı üstünde; "normal" dogumdur.