Crown center fiskiyeli havuzunu görmek için kansas city'e kadar zahmet edip gitmiş insan.
havuzda yüzüp yüzmediği hakkında kayda değer bir bilgiye sahib değiliz.
tek bildiğimiz fıskiyelere olan merakı.
bu merakı, akıllara melih gökçek'in çalınan fıskiyesini getirmiyor değil.
nickini ilk gördüğüm zamanlarda bir şeyin yanlış yazılmışı ya da esprisi olarak kabul ettiğim, sonradan anime ses sanatçılarına yapan kişilere seiyuu dendiğini öğrenmemle birlikte "herhalde bunun üzerinden espri yapıyor." diye düşündüğüm yazar. sonra nickaltına girdim tabi, kendi anlatmış hikayesini.
iyi bir mizah anlayışı var.
sözlükte nickaltının bu kadar hareketsiz olmasına şaşırdığım insanlardan. çünkü zekice açılmış, duygusal, komik...entryleri var. ayrıca kendisi bana herdaim hatırlatmalarda bulunan, bazı şeyleri çözmüş üstadım olur.
kendi kendine şarkı armağan eden denyo. ahanda link dinle ulen oğlan çocuu.
--spoiler--
Bu, bir hikayenin bitişi midir; bu, kanlı bir veda mıdır?
Bu, son savaşçının yediği kurşun; bu, son kalenin de düşüşü müdür?
Dalgaların çekilişi, bayrakların yıkılışı; bu, şarkıların susuşu mudur?
Ömrüm kanıyor ömrüm! Bildiğin gibi değil...
Ben bu hayata asiydim; öyle değil mi?
Bir yıldız kaydı ömrümden; ben de yenik düştüm...
işte her şeye sırtımı dönüp koşuyorum...
Sarı güller kahrolsun; ıslak gözler, beyaz mendil kahrolsun!..
Kahrolsun bu kaldırım; bu nezaket, mutluluk dilekleri!..
Canım yanıyor canım!
Bildiğin gibi değil...
--spoiler--