bugün

ilki çok tutmuş demek ki ikincisini de çekme ihtiyacı gütmüşler.
sarah jessica parker seyredilesi bir insan evladı gerçi ama ilk sinema filminin diziyle alakası yoktu, çok kötüydü.
belki bu sefer toparlarlar.

altyazılı fragman:
http://hdfragman.com/turk...x-and-the-city-2-fragman/
4 haziran 2010 da vizyona girecek olan sex and the city filminin 2 nci serisi.
onun şöyle deniyor; patavatsız ve müslüman karşıtı.
oyunculari artik iyice yaslandigi icin muhtesem profesyonel bir makyaj calismasi yapildigi belli. daha genc bile gorunuyorlar diyebilirim. o degil de 3 gun sonra vizyondadir. fragmanlardan gorundugu kadariyla oldukca basarili, bide sinema da gorelim bakalim...
gördüğüm kadarıyla heyecanla beklenen film.en çok teyzem
"aa adam" diye bir şeyler söylüyordu. *
2 saat önce izlediğim ve parasıyla kendine eziyet edenler listesine bir numaradan giriş yapmamı sağlamış filmdir. dizinin ilk sezondan 5-6 bölümünü, ve ilk filmini izlemiş biri olarak 2. filmin korkunç ötesi olduğunu üzülerek bildiriyorum. zaten genel olarak dizinin paçalarından akan üst sınıf kadınların dramını yadırgıyordum ama ilişkiler üzerine tespitleri, cinselliğin* işleniş şekli vs sebebiyle yine de "eh işte izlenebilir" diyordum. ama 2. film bu kadarcık övgüyü bile hak etmiyor kanımca.
--spoiler--
film tam bir oryantalizm örneği. orta yaş üstü kadınlarımız Abu Dabi*ye tatile gidiyor bir şekilde. uçağa binmeleriyle birlikte korkunç batı algılarını saçıyorlar üstümüze. homojen bir ortadoğu olduğunu varsayıyorlar ve o homojenliğin içini gizemle, aşırı lüksle, sekse karşı aşırı tutucu algıyla dolduruyorlar. mesela kadınlarımızın her birinin özel uşağı, bir nevi kölesi var kaldıkları otelde. "artık çekilebilirsin" demeden kıpırdamayan cinsinden.. otelin havuzu bir yandan slipleriyle yüzen esmer tenli seksiliğin doruk noktasındaki arap erkekleriyle dolu, bir yandan da tesettür mayolu kadınlarla. yani bir yavaş demek istiyorsun. tesettür mayo giyen kadının o erkeklerin yanında havuza girmeyeceğini hiç mi düşünemedin? sonra kadınlarımız sivri topuk terlikleriyle başlıyorlar çölde yürümeye. tabii etraflarında onlara hizmet eden koca bir seksi arap erkek ordusuyla.. akşam oluyor, gizemli gizemli nargileler tüttürülüyor. samantha ablamız tabii ki bahçemsi bir yerde sevişmek istiyor erkeğiyle ama yan masada tesettürlü eşiyle akşam yemeği yiyen bağnaz(!) bir arap polise şikayet ediyor "vayyyy bunlar toplum içinde bla bla " diye. pis cahil araplar oluyor hepsi böylece. bir başka sahnede kadınlarımız yine bu korkunç cahil arap erkeklerden kaçarken (çünkü samantha yolda çantasını düşürür ve yerlere prezervatifleri saçılır o da başlar "yeahhh, i am fucking, var mı diycenizz??" nidalarına, sonra da erkekler bunları kovalar!!) peçeli kadınlar bunları içeri alır. aaa ne çıksa beğenirsiniz o peçelerin içinden? tabii ki chanel, dior elbiseler! arap kadınların mesajı şu "arabız ama bizde de moda var, e biz de kadınız. zaten kadının modadan gayrı ne derdi var ki?" bizim çığlıklar eşliğinde olaya tepki veren amerikalılarımızın çığlıklarının altındaki mesaj da "inanmıyorummm, sizde de varmış modaa!!"
--spoiler--
bunlar bir çırpıda aklıma gelen filmdeki oryantalist sahnelere örnekler. başka bir sürü steriotype daha var filmde. mesela filmdeki eşcinsel erkek algısı da akıllara zarar. nasıl eşcinsel erkeklerin elinden çıkmış o senaryo şaşıyor insan. özetle gitmeyin efendim, gerçekten korkunç!!
son gelişmelerden sonra vizyona giriş tarihi türkiyede ertelenmiştir.
izleyicisine hayal kirikligi yasatmis olan filmdir. cok iyi yapalim derken bkonu cikarmislar. cok fazla abartilmis, bir yanda hanim ablalarimizin icinde buludugu lux ote yanda arabistanin bir koyunde(abu dabi) yani koy dedigime bakmayin burasi aslinda baskent ama newyorkla kiyaslayinca ole bi sonuc cikarmislar ortaya o sebeple. itiraf ediyorum izlerken guldugum zamanlar oldu ama oha resmen bizimle ... geciyorlar dedigim zamanlar daha fazlaydi sanirim. ayrica o yasli hanim ablalara yapilan tonla makyajda hic bir ise yaramamis soyliyim. ozellikle samantha ve carrie nin yuzleri cok fenaydi azizim.
kadrosunda penelope cruz'u da bulunduran film.
devamlı takip edilen , U.S.A Da popüler olarak izlenen bir dizi

(bkz: bune ya yitir ya)
bir sex and the city dizisi fanı olarak vizyona girer girmez izlediğim eğlenceli film. romantik komedi gibi çakma değil hiç değilse, orijinal.
dizisinin bütün bölümlerini ve ilk filmini izlediğim ve oyuncularını sadece kendilerini eğlendirmek için çektiklerini düşündüğüm film. üçüncüsü çekilmez umarım zira hepsi çok yaşlanmış. Mr. Big fanı olarak çok saçma buldum carrie'ye olan tutumunu ve carrie ile Mr. Big'in yaşlarına başlarına bakamdan romantizm yaşama çabaları çok komik olmuş.
tamamen bir hayalkırıklığı bu film. dizinin fanalrına izlememelerini tavsiye ederim.
samantha'nın orta doğu falan tanımayarak yine samanthalığını yaptığı filmdir.
an itibariyle izlediğim ve sıkıldığım filmdir. keşke ortadoğuyu daha iyi tanıyan birileriyle çalışsalardı. eksik olmuş konular.mekanlar.
hayatı boyunca sex and the city dizisinden de filminden de tiksinmiş birini bile alice eve'le "lan, izlesem mi acep?" diye düşüncelere daldırmış filmdir.
çok komik izlenebilir bir film.
rahatlikla soyleyebilirim ki hangi yilda cekildiyse o yilin en rezil filmi. utanc verici oryantalist bakis acisindan falan bahsetmeyecegim ama diziyi izlerken sempati duydugum dort kadinin agzinin ortasina ucan tekme atmak istedim