Her ne kadar bir öyle bir böyle gidip artik yuh dedirtse ve en sonunfa bırakacağım dedirtse de Pazar gunlerime enerji kaynağı olan dizi. Sırf karakterlere alışmanın eglencesiyle izliyorum. Komedisi doğal. Bir de şu tuna ne olacak ya. Hic kiyamıyorum ama adami hasta ettiler.
Edit: bence irem belasını tarık dan bulacak ve bu durumu ben dort gozle bekliyorum. Bir de o yeni secim aşamasında net olarak yigit demezse, tunadan uzak durmazsa gercekten artik izlemem sanırım diziyi.
Diziyi hiç izlemeyecekler için bir dipnot düşeyim: Dizi çok güzel başladı, çok güzel ivme kazandı, oyunculuklar iyiydi, güldürüyordu, oyuncular çok başarılıydı, komik rastlantılar, diyaloglar, çırpınmalar, verilen tepkiler güzeldi.
Ama ne zaman irem denen kız intihar olayı düzenledi (bu düzenbazlığı hangi doktor kabul eder allah aşkına akıl var mantık var koca bir hastanenin yoğun bakım ünitesi düzmece bir intihar vakasına ayrılıyor bunu hangi kuruluş kabul eder), sonra da kız intihar etmesin diye herkes Yiğit'in pezevengi olmaya başladı, sonra dediğim gibi iki jön bodur kızın üstünden birbirlerini dövmeye başladılar uçtu gitti dizi.
Galiba irem'in intiharına kadar kore dizisi senaryosu geçerliydi, sonrasında bizim türk senaristler kalemi eline alınca ortalık darmadağın oldu.
zeynep çamcıyı çok severim ama onun için bile olsa bu rezil,iğrenç türk eli değmiş kore uyarlaması boktan diziyi izlemem,izlemedim ve izlemeyeceğim. son kararım.
Bir tane çirkin mi çirkin kızın iki tane yakışıklı mı yakışıklı taş gibi delikanlıyı kendi peşinden koşturduğu dizi.
Her şeyden önce çıkış noktası olarak bile akla mantığa aykırı; sen zengin, boylu poslu, yakışıklı, kibar, her şeyden anlayan, sporcu, sanatkar ruhlu bir bekar olacaksın (hem yiğit hem tuna için geçerli bu yazılanlar), sonra kalkıp yerden bitme çilli bir kız için aynı senin gibi biriyle rekabete gireceksin.
Geçelim beyler geçelim, reel hayatta o çilli bodur, çaycıyla bile bir arada olamazdı onca manken gibi kızın ortasında, daha stajının dördüncü haftasında kapı önüne konurdu. Komedi dizisi diye absürdlüğe katlandık ama her iki jön de bu kızın üstüne ağlayıp bayılınca absürdlük de bir yere kadar diyor insan.
Ki reel hayatta o iki çocuk, bırakın çilli boduru, irem gibi bir kızı bile acaba yanımda taşımaya değer mi diye düşünür. Heyhat ama senaristler de bizi aptal yerine koyduğu için izliyoruz işte. Bunları hak ediyor muyuz? Bu kadar düşük seviyeleri hak etmiyoruz, alay ediyorlar bizimle.
Bir kac bölümdür saçmalariktan sonra tekrar tatlanan toparlanan dizi. Eskiden olsa tuna tunaam derdim ki halen sevilmeyi hakettigini dusunuyorum ama bu sefer yigit fena tosladı. Yiğiti haklı kılan tek ve en büyük etken herseyden habersiz ve en durust insan olması. Yok yerden üzülüyor. Ayrıca yeni bölüm fragmanıyla delirtti o nasil oyunculuk helal olsun sana.
iyice boka sarmış dizi. yiğiti iremin kimliğini alıyor ama bir kere bile ön yüzüne bakmaması, yiğitin arabasının freni patlak olduğu halde nikah dairesinden çıktığında geri geri park ettiği yerden çıkarken aracın durması, bölüm içinde eşkıya filmine gönderme yapıp klişenin dibi olan sahilde giderken geri dönüp sarılma sahnesi koyması berbattı son bölümde.
Ya valla denize hem kızıyorum hem acıyorum ama bu dizinin en zavallisi yiğit sonra tuna.
Eger ilerleyen bölümlerde irem kalkar da kaybeden aşığı kazık yemişi oynarsa deli olurum. Kız arkadaşım diye sevdigi adamdan vazgeçmiş bu hala yavuz hırsızı oynuyor ev sahibini bastırıyor.