ikisi de değil, sevileni olduğu gibi kabul etmek elbette. düzgün olanı sevmek hiç çalışmadan para kazanmak istemek gibi bir şey. emek yok, istek yok. bu durumda düzgün olanı sevmek de bir süre sonra katlanılamaz hale gelecek. düzgün olandan sıkılıp, yerine yenisini getirmeye çalışacaksın. ama sevileni düzeltmeye çalışırsan da bir süre sonra hissettiğinin sevgi değil de çaba olduğunu göreceksin. bir süre sonra sevdiğin için değil de inat ettiğin için, onun değiştiğini görmek istediğin için çabaladığını fark edeceksin. bu da hisleri heba etmektir. en iyisi, sevileni olduğu gibi kabul edip, anlayışla yaklaşmaktır. ha kabul edemiyorsan da gitmekten başka çaren yok. eğer karşındaki de seni seviyor ve kaybetmek istemiyorsa senin çabalamana gerek duymadan kendini düzeltecektir zaten.
Düzgün olanı sevmek. Sevileni düzelticem derken ömrünüzden ömür gidiyor. Sonunda bir bakmışsınız yine aynı. insanların karakterleri kolay değişmiyor maalesef.
buram buram çelişki kokan ikilem. sevileni düzeltmek nedir ya. sevilen, ya gerçekten sevildiği için , ya da olduğu gibi kabul edilerek sevildiği için sevilen olur. şu mu yani; seviyorum da , şu özelliğini sevmiyorum , düzeltmeyi amaçlıyorum, düzeltmeyi amaçlarken seveceğim. bu mu yani.
düzgün olanını sevmek apayrı bir mevzu zaten. yani, bunun nesini sevdin dedirtecek birini sevmeyin de, sevmek için dört dörtlük birini aramayı da beklemeyin mevzusudur bana göre düzgün birini sevmek.
sevilen kimse sana yamuk geliyorsa bence kendini düzeltmek. hoşuna gitmiyorsa neden sevdin ki, neyini sevdin? kaşını gözünü mü? kaşını gözünü sevdin karakterine de bi ayar veririz artık mı dedin? geç bunları geeçç.
Birini Değiştirmek için yapılan her eylem karşı tarafta dirençle karşılanır ve işleri kızıştırıp içinden çıkılmaz bir duruma sokar.
kişi ancak kendisi istediğinde değişebilir.
Onun mevcut durumuyla kabul ediyorsanız edin yoksa boşuna uğraşmış olursunuz.