hayırlı tezkereler dilemeyi bile unutturan bir şehirde asker şimdi. affetsin.
gittiği yerin uzun bir sahili varmış diye duydum ama, adeta marsı andıran dağlarının hemen arkasında.
ve köpük partileri yapıyormuş piyadeler her gece kumsalda.
demem o ki;
tanklara iyi bak ve tırtıllı araçlara.
kendini de unutma.
"bir şehrin uzak semtleri gibi gözlerin
üzgün, kara, ayaklanmaya hazır .
ben yaralar kuşanıp katılırım onlara
onlara katılırım yedek mermi ve şarkılar alarak
seni alırım sonra her bir yanım çağıldar
bir oyuna kalkarız sıkılmış yumruklarla
yazarız duvarlara fırtınalı yazılar.
bir gün burda, bu kalktığımız yerde
kendini yaşamakla taşıran bir güneş kabarcığı
zonklayan bir atardamar olduğu anlaşılır
el tutuşmuş çocuklar ki o zaman
senin gözyaşlarını heyecanla kapışır. "
devletim yolumu şırnak silopi'ye düşürdü. peki dedik. ama git diyarbakıra ktmye teslim ol dedi. peki dedik. diyarbakır'a geldiğim gün dtp kapatıldı şansımı seveyim. olaylar olaylar. ona da tamam. öğrendik ki silopi'de dağıtım da yok çarşı izni de. kısmetimin gözünü seveyim. dedim bari son sivil günümde yazar olayım. ayar yemeden gidersem gözüm arkada kalır.
edit:niye eksiliyon lan ibne.
oh be gitmeden şunu da söyledim ya sırtım yere gelmez.
ne zaman bir yazısını okusam, bir ceylan su içmeye iniyor.
çayırları büyürken görüyorum sonra. sonra da yılanın bile dokunmadığı o su içen ceylanı birilerinin nasıl katlettiğini duyuyorum. sevi yordun beni cok anlatıyor, yazıyor. ben sadece okuyorum, öylece boş boş bakıyorum. hâlâ susuyorum. yemin etmişim bir kere...
bu kadar köpek teriminden sonra kendisini köpek çağrışımı ile hatırlayacağım.
iki ihtimal var:
1- köpek kelimesime şalterler atacak herkese ayar verecek
2- köpek sahibi olup hayansever(!) olacak.
kutuna mı gitmek istiyorsun yoksa?.. *
ihl sözlük te kız ihl önünde bekleyen çocuk gibi bir nick kullanan yazar. türbanlı kızlara asılmasıyla sözlükten atıldığı rivayet ediliyor. inşallah yanlış bilgidir. ah ah ne zaman büyüyecek bu çocuklar.
"bana yar olmayan devr-i devranın,
izzet-i ikramını sikeyim.
yansın bu ibneler,
su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim"
benden razı olmayan tarihi, tekerrürü. çevir devranın tekerini, sok zekerini. sen zekri sokar, dübürü de zehrediyorsun etme.
hayvanların kıçına başına çip takan medeniyeti de her derde bir litaratür sayfası açan bilimin dilini de.
sayın hasta sizi terbiyeye çağırıyorum.
uyumsuzluğu cekete mendil niyetine takan bi beyfendi olmayışını ceketi belinde takılı olduğundan çukarmak zor olmamalı.
yatakta boylar eşitlenir diyen sevişmeci tavır, kültürün de eşitleneceğini es geçmemeliydi. yani üç kitap okumuş birini desresif bir tavra ihtiyaç duymadan ayartmak burçlar üzerine konuşmak kadar kolay. hem de bu omuzlarla sussan bile olur.
insanlara psikolojik teşhis yerine elle tutulur verileri yeğliyor olması çapkın bedenlerin stratejisine ters düşüyorsa suç orhan geyce bey'in mi? kibir kabri düşünmeyen kafire yar olsun ki umudun ipini her sabah bir açılışla kesenler de onlardır.
perihan abla hiçbir erotik çağrışım yapmıyor bana. çünkü bizimki teyzeydi. bahçesinin duvarı yüksekti. kafa üstü düştüm. beton soğuktu üşüdüm. üşüdü. ilkokulda ekmek arası beslenmelerimi yadırgadılar. medeniyet o zamanlar ta ilkokul sıralarında başlıyordu. burnumu koluma silmememi dikte ettiler. sümük zeka belirtisidir itler, kolumda bunun kanıtı dedim dinlemediler. okula para götürülüyordu, karne zamanı parayı veren takdir belgesini çalıyordu. o zamanlar sadece takdir belgesi alacak paramız vardı. babam sağolsun parayı hiç aksatmadı. çökelik ekmek yememiz babamı hep zora soktu. çok borçlandı. hiç çaktırmadı. ortaokulda okuma yazma öğrettiğim, hem de tersten, çocukların nazarında adam olacak çocuktum. zamanla artan dayakların şiddeti okul penceresine sıkışan çocukların sayısını doğru orantılı olarak artırdı. ırmakta yüzmek matematikten daha sahicidir lazımsa metafor. lise ne salakça bir yer. en çok da herkesin salak benim bir deha olmamla alakalı bu. sıkıntı çekiyorsun daha çok şiir okurken kızların saçını beğenmemekten. "bu kendini ne sanıyor ki" düşünceni iki cümle öncesi için aklından geçirdiğini bilmem bile aslında bunun bir kanıtı. ama yine de merhamet ah o baş döndürücü, kusturucu bela. neyse. adam olmayacağım yönündeki telkinlerin kırk üssü miktarla belirtilmesi sizi mi kıracağım lan sözüne sebep oldu.
babam ise daha çok saçlarımın üç numara olup olmamasıyla ilgileniyordu. annem kızlara aşık olmamam gerektiğiyle. zaman o zaman da geçti.
çoğu zamanımı neler yapabileceğimin muhasebesiyle geçiriyorum. bir müzisyen olabilirim ama ekmek almaya markete inmeye üşendiğim için çay hiç tat vermiyor.
kendimi testlere tabi tutmayı düşünmüyorum. bir red gerekiyorsa testin insan yapımı olduğu gerçeğine gerekmediğini belirtmek istiyorum. ben bu resimde at yelesine konmuş rapunzel saçları görüyorum hem de koca ağızlı bir kurt tarafından yenmek üzere olan.
plan yapmayı seviyorum. hepsi yükümlü olduğum insanların beni azad etmesiyle gerçekleşecek.
o zaman cümlenizi seveceğim sevecen yerlerimle. dünya güzel bir yer olacak.
ışık hızında sinirlenmenize bakılırsa sayın hasta, sıkıntılı bir yaşamınız olmuş. harika tespit doktor.
anksiyöz mizaçlı uyum bozukluğu çektiğimi söylüyorlar.
otuzbirden başka çektiğim bir şey yok doktor.
buraya kocaman bir eyvallah koyuyorum, istediği gibi kullansın. sağolsun, var olsun, bir de avukatım olsun her daim.
bir de usulen anmak gerekirse, yazarlığı ve kelimelerle dansı fevkalededir. her ne kadar çoğu zaman cümlelerini sivri kullanmayı tercih etse de. tanıdığım kadarı ile de kişilik denen olguyu lafın gelişi taşımayanlardan.
ayar vermek için o kadar entry dururken gitmiş en saçmasını seçmiş yazar. şu anda dikkat ettiğime göre de başkasından gelen ayarı direk bana yönlendirmiş.