sevgiliyle dürüm yersen en azından sonra sana gelipte "soğan kokuyosun" diyemez. çiftlere birbirlerinin olası hallerinden birini * gözterir. ilişki için verimlidir.
her şey bir dürümle başladı. tavuk döner yiyecektik sadece ancak dürümde yiyebilirmişiz o an, peki dedik vakur bir edayla. çok acıkmıştık çünkü. geldi dürümlerimiz. karşılıklı oturduk. uzun süredir görüşmemiştik de. ben yine konuşmaktan yemek yemeye fırsat bulamıyordum. o yedi dürümünü, hem de ben konuşurken. hadi canım dedi bana sevgiyle. yemeğine başla bir, bitirince de konuşursun dedi. kırıldım ve peki dedim. peki dedim ve yemeye başladım. derken dürüm denen şeyin dürüm gibi olduğunu, içindekilerin dökülmeye müsait olduğunu hatırladım. yalnız hatırlamakla kalmadım, pratikte "o"na da gösterdim. güldü bana. kırdı kalbimi. ben de dürümü dürüm yapam dürüm hamurunu kemirdim. toparlamak istemedim geri, bizde kırılan ve dağılan şeylerin geri dönüşü olmaz dedim, tek kaşımı kaldırarak. sanırım yani, kalkmış olsa gerek. güldü bana yine, çok gülünce anladım bu adam ciddi olamıyor, demek ki benimle ciddi düşünmüyor. işte orada dürümü bıraktım. artık bir karar vermeliydim. verdim de; ben yemeyeceğim artık, doydum dedim. ye dedi, ama ben yemem, salak mı sandın beni? hı? anladım senin niyetini işte dedim içimden. kalktık. yürüdük. ve artık kararı uygulamamın vakti geldi. sen dersine git, ben evime gideceğim dedim. gittim. işte o günden beri aldığım kararı uyguluyorum ve dürüm yemiyorum.
samatya da bulunan ali haydar ikinci bahar adlı kebapçı da yapılması gereken durum. ortamın sıcaklığı alır götürür gerçekten. anlarsınız ki bir dürüm ancak bu kadar güzel olabilir. bir de yanınızda sevdiceğiniz. aman tanrım. akıllara zarar bir deneyim.
değişik bir heyecandır. en güzeli kendiliğinden olanıdır. sevgiliyle dürüm yeme keyfini sonradan ve yalandan yakalamaya çalışma girişimleri şişer. safiyetle beraber gelen bir hediyedir o heyecan ve o güzellik. safiyet gider o güzellik yok olur. çok da abartmaya gerek yoktur. olay budur. şuna da benzer;