bugün

en yakin arkadaşlarimdan birinin 2 yildir yaptigi şey.. gercekten berbat bir durum, bir sure sonra olay kari koca ilişkisine donuyor ve rezil bir hal aliyor. hergun kavga ediliyor, birbirine agiza alinmayacak laflar soyleniyor, ilişki yalama oluyor.. duvarda asili olan mutlu gun fotograflarindan eser kalmiyor... gercekten uzucu bir durum.
bu tecrübeyi gerçekten kötü yaşayan kişilere sormak gerekir. Varsa buyursun aydınlatsın bizleri (bkz: yaşayan bilir)
her an dip dibe mıçmıç olmak, bireylerin kendilerine ayıracak zamanlarının kalmaması, kısa sürede sıkılmak. belki olumlu yanları olabilir ama insanın aklına ilk bunlar geliyor.
sıkılmak, sıkılmak, sıkılmak ve sıkılmaktır.
(bkz: evlenmeden olmaz)
(bkz: rererö)
evliliğin nasıl bir şey olduğunu, evlilikte nasıl bir ruh halinde olacağınızın bir ön hazırlık aşamasıdır. nasıl davranacağınızı, neler yaşayacağınızı, neler hissedeceğinizi sevgili ile aynı evde yaşayınca daha iyi anlayabiliyorsunuz. onunla yemek yapmak, duşa girmek, aynı yastığa baş koymak, akşamları yemekten sonra koltuklarınıza geçip kahvenizi yudumlarken bir yandan da muhabbet etmek, film izlemek, içki içmek, kısacası iki insanın bir evde yapabileceği her şeyi yapmak sizin evlilik hakkındaki düşüncelerinizi de etkiliyor. olumlu veya olumsuz, evliliği anlayabiliyor insan. bu yüzden imkanı olan varsa ona tavsiyem bu duygulardan mahrum kalmasın.

toplumumuzun böyle bir şeye hazır olmadığını biliyorum ama, ümid ediyorum ki medeniyet dediğimiz şeyi ruhumuza aşılarsak bunları da başarabiliriz. toplumun bazı kesimleri böyle şeyleri onaylamaz. onlara da hak veriyorum aslında. çünkü haklı oldukları noktalar var. bunlar tamamen ahlak kurallarını içine alan konulardır. ama benim bahsettiğim çok masum, çok tatlı ve yaşanılmasında bir sorun olmayacağını düşündüğüm bir şey. bu yüzden kendini bilen olgun insanların yapması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.

evlilikte olduğu gibi işten çıktıktan sonra eve gittiğinizde sizi evde bekleyen birinin olduğunu bilmek ve onun sizi kapıda karşılaması gibi, kapısını çaldığınız sevgilinin size kapıyı açıp hoş geldin demesi de evlilik duygularını hissetmenizi sağlar.

onunla yemek yapmak; o mutfaktayken siz salonda kahvenizi içip sigaranızı tüttürürken onun mutfakta tabaktan, bardaktan, kaşıktan çıkardığı sesi dinlersiniz.onun orada olduğunu bilir ve mutlu olursunuz. yanına gider yemek yapmasına yardım etmek istersiniz, ''yemek yapmak konusunda hiç yeteneğin yok, bırak sen'' deyip bu işin sadece kadınlara has bir şey olduğunu vurgular. siz de altta kalmamak için ''makarna pişirebilirim. makarna pişirmek özel bir yetenek gerektirmez'' deyip ona karşılık verirsiniz. bu söyleşi sırasında ocaktaki yemeği unutup yakarsınız. makarna tencerenin dibine yapışır. sonra o halinize güler ve eğlenceli bir oyuna çevirirsiniz. onunlayken bütün rast gitmeyişleri eğlenceli bir hal alır.

traş olurken sizi seyretmesi; evet. bir kadına sadece bu yüzden bile aşık olabilirim. banyonun kapısına gelip yüzüne taktığı o tebessümle size bakması sonucu heyecanlanıp kendinizi bile kesebilirsiniz. size yanaşıp arkanıza geçer ve omuzunuzun üzerine çenesini dayayıp bir eli ile boynunuza sarılır ve bu şekilde aynadaki yansımanıza bakarsınız. anlarsınız o an tekrar aşık olduğunuzu. traş köpüğü içinde kalmış yüzünüzle oynar, sizi traş etmek ister (sakın, sakın), o an sizinle uğraşmaktan başka işi yoktur. siz de traş köpüğünü alıp onun suratını traş köpüğüne bürürsünüz. oyunlar oynarsınız, güler eğlenirsiniz. mutlu olursunuz.

onunla duş almak; fazla söze gerek yok. beraber duş alırken onun gözünü yakan şampuanın ona verdiği acıyı dindirmek için yüzünü yıkarsınız. (kimse bu kadar aptal olamaz) tabiki duşta böyle şeyler olmaz. duşta sex yapılır. ehe.

onunla uyumak; aşk, şehvet dolu dakikalardan bahsedeceğimi düşünüyorsanız ''nah'' derim ve orta parmağımı gösteririm şimdiden. gidin porno dergi okuyun amına koyim. neyse konuya dönelim. onunla uyumak, evet, sevgili ile belkide yapılması gereken en güzel şeydir bu. eşofmanları çeker (yaz, kış iç çamaşırları ile uyurum genele hitaben eşofman yazdım) yatağa uzanır ve nefesinizin birbirine temasını, o çarpışma anını hissedersiniz. göz göze gelip uzun süre gözlerindeki derinlikte kaybolursunuz. onun söze girişi ile içinde bulunduğunuz an'a geri dönersiniz. ona, en güzel aşk hikayelerini anlatıp, teninin, saçlarının yaydığı kokuyu içinize çekersiniz. yanağına, ara sıra dudaklarına tatlı, nazik bir öpücük kondurup parmaklarınızı vücudunda gezdirirsiniz. sonu mutlu biten masaj seansları gibi o dakikalarıda mutluluk içinde bitirip uykuya dalarsınız.

sevgili ile içki içmek; bazı akşamlar onunla evde keyifli anlar geçirmek, saçmalamak, başka bir ruh haline girmek istersiniz. o bu duruma hep içerleyip, ''benimleyken zihninin açık olmasını istiyorum'' deyip fazla kaçırmamanız için tatlı, sevimli bir şekilde sizi uyarır. siz de, ''benimle paylaşmaya ne dersin?'' deyip onu da kibar bir şekilde davet edip içkiyi fazla kaçırmayacağınızı bu cümle ile vurgularsınız. gece boyunca muhabbet eder, güler eğlenir, film izler, serhoşluğun ve sevgilinin yanında olmanın verdiği huzurla rahat bir şekilde ona sarılıp uyursunuz.

sevgili ile alışverişe çıkmak; yok öyle bir şey. ehe ehe

daha bir çok şey yaşarsınız. onunla geçirilen her dakikadan zevk alır ve mutlu olursunuz. evliliği yaşarsınız bir bakıma, onu anlarsınız. kendinizi denersiniz. belki aynı evi paylaştığınız sevgilinizle evlenip aynı mutluluğu sonsuza dek sürdürürsünüz. belki de.... işte böyledir sevgili ile aynı evde yaşamak.

umarım tekrar bu duyguları, bu dakikaları bana yaşatabilecek birisi çıkar karşıma.

yaş yirmibeş, kocaeli'de yaşıyorum. emekli mayaşım var. hiç evlenmedim. biraz eski kafalı olduğum için elektrik değil de, şöyle çok isli bir gaz lambası alacağım birisini arıyorum.
(bkz: evlenmeden ev lenmek)
en az evlenmek kadar saçma olan eylemdir.
kısa zaman içersinde karı koca ilişkisine döner araya çocuk bile girebilir..
kısa süreli aynı evde yaşandıysa çok mutlu güzel günlerdir hep öyle olmanın hayalinin kurulduğu günler. bu hayaller gerçekleşmeden ayrıldıysanız o evin cehenneme dönmesidir.
anne babayla kardeşle bile sorunlar yaşanırken,sevgiliyle yaşamanın daimi mutluluk olması sanılması yanlıştır. ilk başta herşey güzel gözükebilir,birkaç gün herşey harika olabilir ama ardından varolan tüm ilişkilerde ki gibi sorunlar başlıcaktır,bu kötümüdür değildir,bazen tuzu biberidir önemli olan dengede tutabilmektir,birşeyler çözümlemeye gitmektir aksi taktirde daha zor durumlarla karşılaşılması olasıdır. Toplum ne deri bırakıp Her insanın evlenmeden önce bunu yaşayıp ona göre evlilik kararı alması daha harika olacağı olaydır, en azından aynı evde ne olup bittiğini anlamak için idealdir.
karı-koca hayatını evlenmeden önce tecrübe etmektir.ben insanların birbirlerini tanıyabilmeleri için muhakkak belli bir süre aynı evde yaşamaları taraftarıyım. bu hem duygusal işlşkilerde hemde arkadaşlık ilşkilerinde böyle olmalı bence.sevgiliyle birlikte yaşamanın artıları olacağı gibi eksileride olacaktır muhakkak.aşık olduğun insanla uyuyp onunla uyanmak müthiş keyif verecektir.mutluluktan kanatlandıracaktır hatta. birlikte yemek yapmak, yemek, tv izlemek, alışveriş yapmak... bunların hepsi işin keyifli tarafı. birde çileden çıkartan durumlar var tabi. tv paylaşamamak. erkek kurtlar vadisi izlemek isterken sevgilinin fatmagülün suçu ne seyretmek istemesi. evde tek tv var muazzam bir sıkıntı. erkek tembelse eğer evin tüm sorumluluğunun kadının üstüne kalması. bulaşık, çamaşır, ütü vs...yatak altından kirli çoraplar toplamak..
herşeye rağmen aşık olduğun insanın dilediğin her an yanında olması hiçbirşeye değişilmez..aşk varsa insanın gözü hiçbirşeyi görmez..
evlilik öncesinde iki insanın birbirini tanıması için iyi bir fırsat olabilir fakat olay karı-koca ilişkisine dönerse ilişki çabuk tükenebilir. dengeyi kurmak lazım.
evliliğin demo versiyonudur. genelde full versiyona, yani evliliğe geçilmeden sona erer.
güne güzel başlatır, her güne güzel başlatır.sevgili dünyanın en sevimli ve en sevgi dolu en saf en masum en iyi kalpli insanı ise o evden dışarı çıkmak, onun bir yerlere kısa süreliğine gidişini bile ayrılık acısı gibi hissetmek demektir.
doğru insanla aynı evde yaşıyorsanız bir gün yanınızda o olmasa bile hayatın her anında yanınızda o kalacaktır. onsuz hayatın var olmadığı an işte bu andır.
ve alakasız edit: evde bulaşık makinesi de varsa iyice dadından yenmez bu durum.
arada nikah bağı yoksa günahtır tövbeee. yok tabiki şaka yaşayan kişiler için sorun yoksa çok çok güzel bir durum olabilir. sonuçta kimse kimseye karışamaz kişi eyleminden mutluysa kendisi için doğruyu yapıyor demektir. mutluluk onlarla beraberse günah günah diyen mollalara b.k yemek düşer.
evli iken aynı evde yaşayan çiftlerde oluşan birbirleriyle daha az ilgilenme durumunun olmaması sebebiyle daha güzel olabilecek durumdur. denenmelidir. denenememiştir.
her gece olmasa bile en az 3 günde bir seviştikleri söylenmektedir.
olmaması gereken bir durumdur zira yapılan araştırmalara göre üniversitede aynı evde yaşayan sevgililerin çoğunun evlenmedikleri ortaya çıkmıştır. bu gerçek bir araştırmadır. nedeni ise evlilik havasında geçmesi ve iki tarafında üni yıllarında özgür davranmak istemesidir. he bunun çok iyi anlaşan modeli de vardır. allah mutlu mesut etsin.
Zinaya örnektir.
en az 1 senelik ilişkiden sonra karar verilmesi daha iyidir.
bu ülkede kimlerin nasıl yapabildiğini merak ettiğimdir. biz 3 erkek zor ev tuttuk. ha sevgiliden kasıt nikahlı karıysa olabilir (karı derken,oha nasıl kaba oldum ama yapacak bir şey yok).

edit: ha bir de paran vardır basarsın parayı alırsın evi, hayat zenginlere güzel.
Sevgiliyi ikna zor ama ettikten sonra tadından yenmeyecek bir hadisedir.
berbat bir durum.

herşeyin büyüsü kaçıyor, heyecan bitiyor. karşınızda bir öküz varsa olay işkenceye dönüştüğü gibi, hemen sonrasında gelen ayrılık gibi hayırlara vesile de olabiliyor.

böyle bir deneyimim olmadı ancak sevgiliyi 2 gün evimde misafir etmek gibi bir hata yaptım ki hayatımın en gergin geçen 2 gününden biriydi. adam resmen gözlem yapmaya gelmiş. ev yaşantımı inceliyor, alışkanlıklarımı, düzenimi. evlenilebilir olup olmayışımı. tamam, bunu yapmaya hakkın vardır belki ama bunu hissettirmeden yapsana. ama yok, sürekli eleştirdi, sürekli bana birşeyler öğretmeye çalıştı.

-dikkat ettim de, dolapların kapaklarını çok sert kapatıyorsun ?
+acele ediyorum, ondan.
-patatesi teflon tavada mı kızartacağız?
+evet, başka tavam yok.
-yüksek ısıda teflon sağlığa zararlıdır. senin bunu biliyor olman lazım.
+bilmiyordum.

alttan alıyorum çünkü misafir. o evin sahibi gibi davransa bile benim için o bir misafir ve kendi evime gelmiş kimseye kötü davranamam, tartışmaya izin vermem. sabırla idare ediyorum.

-şu yere düşen hırkanın üzerinden 2 kere geçtin ve almadın.
+öyle mi ? görmedim .

evde giydiğim komik patiklerimi almış kokluyor.
-aaa bunlar hiç kokmuyor ?
+temiz bir insanım ben, niye koksun ?
-çok güzel ya, aferin aşkıma.
+ (aferin mi ? )

gece yoldan geldi, yorgundur diye ona kendi yatağımı verdim. ben de diğer odalar aşırı derecede soğuk olduğu için aynı odada yerde yatmak zorunda kaldım. yer yatağı falan da yok, bir yorganı yere serdim ve üzerinde uyudum. yerde kendisi yatmayı teklif dahi etmedi. söylediği tek şey, büyük bir şaşkınlıkla 'neden yerde yatıyorsun, e yanıma gelsene'. oldu. benim tek kişilik yatakta iki ikişi uyumam mümkün değil, bakmayın öyle, sevgili de olsa mümkün değil.

'yok yok, iyi böyle sen de rahat yat, yoldan geldin'.

yerde yatmayı teklif dahi etmeyişindeki kabalığı yıllar sonra bir gün babamla aynı durumda olduğumuz gün anladım. 'baba sen yatakta yat ben yerde yatarım', kabul etmedi. üstelik belinde problem falan var. yalvardım, ikna edemedim, o yerde yattı, ben yatakta. benim rahatımı bozmak istemedi. lan dedim, benden 20 yaş büyük babam bile bana kıyamadı ve o çocuğu da olsam karşısında bir bayan olduğunun farkındaydı. ve sen nasıl bir erkektin öyle, nasıl bir sevgiliydin ?

çok değişik başka anılarım da var. birgün markette alışveriş yapıyoruz, bir sürü meyve aldık. önceden bu konuda azarlanmışlığım var. sıcak bir yaz gününde kolunda taşıdığı ceketi elinden alıp ver biraz da ben taşıyayım demeyi akıl etmediğim için bir sürü laf etti. bundan yola çıkarak sevgimi saygımı sorguladı. işte o gün de poşetlerin onun elinde birikmeye başladığını görünce elinden aldım hemen. o sırada hemen yanımızda bulunan bir genç olaya tanık oldu, benim torbaları alışımı, torbaların ağırlığı nedeniyle zorlanışımı ve sevgili kişisinin rahatlığını gördü. çocuk çok acayip birşey görmüş gibi oldu ve gülerek başını çevirdi. evet, bu gerçekten çok acayip birşeydi ama ben bunu o zamanlar tam olarak anlayamıyordum.

ilk sevgilimdi, sevgili nasıl olur bilmiyordum. ona tepki verecek kadar ne kafam basıyordu, ne de siktir git diyecek özgüvenim var. bir de seviyordum. nedense.

şimdi böyle konuşunca ölünün ardından konuşmuşum gibi biraz da rahatsız oluyorum ama yazmak iyi birşey.

beni sevdi mi bilmiyorum. çünkü beni sevmediğini söylediğimde, sevdiğine dair hiçbir şey duymadım. bu onu sinirlendiriyordu. 'allah'tan kork raison , bak yukarda allah var, ben mi seni sevmedim, ben sana şunları şunları yapmadım mı...'.

birine yemin ederek onu sevdiğini ispatlayabileceğini düşünmek...bilemiyorum. umarım bir sevenin vardır şimdi.

konu fena dağılmış. pardon. sevgiliyle beraber aynı evde yaşamayı aklınızdan geçirmeyin, geçirirseniz güzel hayaller kurarsınız ve bu size hata yaptırır. sevgili iyidir, hoştur da bu kadar özelinize girmesine izin vermek hoş değil.