bugün

Yazarlara yoneltilen bir soru. Mesela sevgiliniz ciddi bir kaza sonucu geri kalan hayatında tekerlekli sandalyeye mahrum kaldı. O artık bir aciz. Ne yapardınız?

Ben böylesine aciz, zavallı, acınası bir insanı sevgilim diye yanımda gezdirmem tabiki. insan elbett uzulur ama yapacak bir şey yok. Onun şanssızlığı.
alçıya aldırırdım.
Beyni sakat olmadığı için tam gaz devam.
Valla nerden sakat kaldıgına bağlı. Ama büyük olasılık devam ederdim ya. Ederim yani.
Allah göstermesin. Ama olur da sakat kalırsa her zaman yanında olurum. Çünkü kendi başıma gelse o da aynı şeyi yapar diye düsünüyorum.
Eskisini götürür yenisini getirirdim.
Sakat olan organı olurdum. Bacaklarından sakatsa bacakları olur sırtımda taşırım. Kolları sakatsa, eli kolu olurum. Evet aşk budur.
Daha iyi olmuş gözümün önünden ayrılmaz. Bakarım ben ona. Bi yere de gidemez. Kızlara da bakamaz. iyi böyle iyi ben bakarım aşkım.
her sağlıklı insan bir engelli adayıdır. başımıza ne zaman ne gelecek bilemeyiz. benim başıma da gelebilir düşüncesiyle hareket edip ona daha sıkı sarılır, her anlamda yanında olmaya devam ederdim.
öncelikle sevgili bulmam gerek.
Büyük konuşmayayım ama gerçekten seviyorsam yanında olurdum.

Sakat kalan bende olabilirdim sonuçta.
bir insanın verebileceği en büyük sınav olsa gerek.

aslında geçmişte böyle bir yaşanmışlık mevcut.
kısaca anlatayım.

bir öğretmen adayı arkadaşım motosiklet tutkunluğunun kurbanı oldu ve feci bir kaza geçirdi.
bir kaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra sağ ayağı kesilmek zorunda kaldı.
süreç atlatılıp kendine geldiğinde nişanlısı hasta yatağında kendisini ziyaret etmişti.
arkadaşımın ilk tepkisi içimizi acıtmıştı.
nişan yüzüğünü uzatıp -senide kendimle perişan edemem, demişti.
tabi bu davranışı karşılık bulmadı.
şimdi evliler iki de çocukları var.
bu mevzu arkadaşlarımız arasında hep tazeliğini korudu.

gerçekten birini seviyorsan ve ona bağlılık duyuyorsan şartlar ne olursa olsun terk etmen mümkün olmuyor.
keşke günümüzde tüm sevgiler ve dostluklar bu fedakarlıkları yapabileceğin düzeyde olabilse.
(bkz: değişik duygulara girmek)

Çalışmadığım yerden sordun hocam.
oturur ağlardım .
Yanında sonuna kadar olurdum alah var bırakıp gitmezdim insanlığa sığmaz sevdikten sonra da ki eğer gerçekten seviyorsam bi ölüm ayırır.
Sevdiğim kızı düşündüm. Ömür boyu taşırdım sırtımda. Ancak o bunu istemzdi . Beni kendinden soğutup ayrilmaya çalışırdı. Okadar vicdanlı biriydi . Ben ama ne olursa olsun bırakmazdım.
Daha iyi işte, kimselere yar olmayacak artık sadece benim benim o der evine yerleşirdim.

Şaka bi yana, ilk başta "ömür boyu bakardım" gibisinden şövalye vari laflar atıp tutmak kolay ama bu gaz muhtemelen en fazla altı yedi ay sürer. Sonrasında sağlam olan sevgili -insanoğlunun doğası gereği- dışarı açılma ihtiyacı duyar.

Yaş burada çok önemli bir faktör gibi otuzuna kadar böyle bir olay başınıza gelirse, o ilişkinin sonu bir yere çıkmaz; ama 40-50 yaş gibi yaşlarda ilişkiyi daha pekiştirici bile olabilir.
muhtemelen aşk sevgi falan kalmazdı
vicdanımdan dolayı bir süre daha yanında olabilirdim
ama hayatımın tamamını ona adar mıydım
sanırım hayır.
zaten sakat .
25 yıldır terketmedim
sakatlık derecesinde aşık
o bana ,ben ona .
Sakat at kesilir.
bu entry çok yanlış oldu.
Ertuğrul Karanlık a götürürüm.
hemen ayrılırdım. evet.
Sevgili sevgili yaşardım.
Elimden geleni yaparım.
Ne bileyim yara bandı falan.
eksik bacagina bacak, eksik koluna kol olurdum.
görsel